Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/23 E. 2023/954 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/23
KARAR NO : 2023/954
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ihalenin feshi şikayeti nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ihalenin usulsüz tebliğ nedeniyle feshine dair ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-3
maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, ihalenin feshi talebinin reddine, ihale bedelinin %5’i oranında para cezasının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı şikayetçi/borçlu vekili dava dilekçesinde; kıymet taktir raporu ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, ihaleden 07.06.2021 tarihinde haberdar olduğunu, piyasa değerinin altında satıldığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davanın süreden reddi gerektiğini, menkul satışlarında satış ilanın tebliğinin zorunlu olmadığını, ihalenin usul ve yasaya uygun gerçekleştiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ihale alıcısı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;her ne kadar şikayet ihale tarihinden itibaren 7 günlük süreden sonra yapılmış ise de satış ilanının usulsüz olması halinde her halde 1 yıllık süre içerisinde ihalenin feshi talep edilebileceğinden şikayetin esasına girilerek inceleme yapıldığı, somut olayda; şikayetçiye satış ilanının mernis şerhli ve mernis şerhsiz olarak iki ayrı tebligatla tebliğe çıkartıldığı, iki tebligatın da aynı şerh ile ” Muhatabın tebliğ anında adresinde bulunmaması nedeniyle işde olması sebebiyle muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyeti olan eşi/annesi/babası yakını … … imzasına 08.04.2021 tarihinde tebliğ edildi.” şerhi ile tebliğ edildiği, yapılan kolluk ve nüfus müdürlüğü araştırmasında tebligatı alan … … şikayetçi ile aynı konutta oturmadığı, bu nedenle satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu, şikayetçi tarafça her ne kadar kıymet takdiri tebliğinin de usulsüz olduğu ifade edilmiş ise de bilirkişi raporunun benzer şerh ile … imzasına tebliğ edildiği ve Nüfus Müdürlüğü kayıtlarından …’in şikayetçi ile aynı konutta oturduğu anlaşıldığından kıymet takdirinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu iddiasının yerinde görülmediği, ancak satış ilanı tebliği usulsüz olduğundan bu durumun zaten sonucu da değiştirmeyeceği, her ne kadar şikayet 7 günlük sürede yapılmamış ise de 1 yıllık sürede yapıldığından ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ihalenin feshine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; menkul satışlarında satış ilanının tebliğinin, aksine bir karar yoksa, zorunlu olmadığını, dosyada ihalenin feshini gerektirir bir hal mevcut olmadığını, menkul satışlarında satış ilanının dosya taraflarına tebliğinin zorunlu olmadığını, icra müdürlüğü satış kararında da açıkça belirtildiği üzere satış ilanının tebliğ edilip edilmemesinin işlemlerin devamına engel teşkil etmeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, menkul satışlarında satış ilanının tebliğinin, aksine bir karar yoksa, zorunlu olmadığı, dosyada ihalenin feshini gerektirir bir hal mevcut olmadığı, menkul satışlarında satış ilanının dosya taraflarına tebliğinin zorunlu olması gibi bir husus mevcut olmayıp yasada da böyle bir şart aranmadığı, icra müdürlüğü satış kararında da açıkça belirtildiği üzere satış ilanının tebliğ edilip edilmemesinin işlemlerin devamına engel teşkil etmeyeceği gerekçesi ile ihalenin usulsüz tebliğ nedeniyle feshine dair ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğundan bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, ihalenin feshi talebinin reddine, 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nın 134/5-3. maddesi gereğince, fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla ihale bedelinin (110.000,00 TL) %5’i oranında (5.500,00 TL) para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı borçlu vekili temyiz dilekçesinde; kıymet taktir raporu ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, ihaleden 07.06.2021 tarihinde haberdar olduğunu, piyasa değerinin altında satıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, usul ve yasaya aykırı yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
İİK 134 üncü madde,7343 sayılı Kanun md. 27, 33 üncü maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesinde; davaya esas ihalesi yapılanın ” taşınır” olmasına rağmen “taşınmaz” olarak yazılması sonuca etkili olmayan, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.