YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2233
KARAR NO : 2023/2862
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozüyük İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazın tahliyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davalı borçlunun taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.
Kararın davalı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Alacaklı vekili dava dilekçesinde; adi yazılı kira sözleşmesine dayalı Örnek 13 takipte, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu tarafından borcun 30.192,78 TL’sinin açıkça kabulü ile kalan miktar yönünden borca kısmi itirazda bulunulduğunu, kabul edilen kısmın 30 günlük ödeme süresi içerisinde ödenmediğini ileri sürerek kira sözleşmesinin feshi ile davalı borçlunun temerrüt nedeniyle “Çarşı Mah. Atatürk Cad. No:175A/1 Bozüyük/…” adresindeki taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Borçlu vekili cevap dilekçesinde; takibe konu kira sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğunu, bir tarafın temerrüde düşebilmesi için diğer tarafın asli edimini hukuka uygun olarak yerine getirmiş olmasının gerektiğini, sözleşmenin 6 nolu paragrafında kiralananın kiralanma amacına uygun olarak faaliyette bulunulması için gerekli şartların mevcut olmadığının ve bu eksikliklerin davalı alacaklı tarafından yerine getirileceğinin belirtildiğini, davacı alacaklının asli edim borcunu yerine getirmediğini ve zorunlu masrafları kendisinin yapmak mecburiyetinde kaldığını, davacı alacaklının kiralanana yaptığı zorunlu masrafları ödeme konusunda temerrüde düştüğü gibi söz konusu masrafları yapmış olmasına rağmen kira bedelinden düşmeyerek şirket yetkilisinin oğluna gönderdiğini, her ne kadar itirazında 30.000 TL kira borcunun olduğunu belirtmiş ise de bu hususun kiralanana yaptığı zorunlu giderleri dikkate almamasından kaynaklandığını, buna rağmen kabul ettiği kira borcunu icra dosyasına yatırdığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı alacaklı tarafından kira sözleşmesine dayanarak haciz ve tahliye yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, borcun ödendiğine dair icra dosyasında herhangi bir belge sunulmadığı, davacı alacaklının tahliye isteminin süresinde olduğu, TBK’nın 315. ve İİK’nın 269/a maddeleri uyarınca davalı borçlunun temerrüdünün sabit olduğu, davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ödeme emrinin 30.192,78 TL kısmının kabul edilerek 161.807,22 TL’lik kısmına itiraz edildiği, davalı borçlu tarafından itiraz miktarlarında hata yapıldığına yönelik kanaat oluşmadığı, davalı borçlu tarafından kabul edilen miktara ilişkin ödeme yapıldığına dair belge ibraz edilemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı borçlunun “….. Mah. ….., Cad. No:175A/1 …../…” adresinde bulunan kiralanandan tahliyesine reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu istinaf dilekçesinde; takibe konu kira sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğunu, bir tarafın temerrüde düşebilmesi için diğer tarafın asli edimini hukuka uygun olarak yerine getirmiş olmasının gerektiğini, sözleşmenin 6 nolu paragrafında kiralananın kiralanma amacına uygun olarak faaliyette bulunulması için gerekli şartların mevcut olmadığının ve bu eksikliklerin davalı alacaklı tarafından yerine getirileceğinin belirtildiğini, davacı alacaklının asli edim borcunu yerine getirmediğini ve zorunlu masrafları kendisinin yapmak mecburiyetinde kaldığını, davacı alacaklının kiralanana yaptığı zorunlu masrafları ödeme konusunda temerrüde düştüğü gibi söz konusu masrafları yapmış olmasına rağmen kira bedelinden düşmeyerek şirket yetkilisinin oğluna gönderdiğini, her ne kadar itirazında 30.000 TL kira borcunun olduğunu belirtmiş ise de bu hususun kiralanana yaptığı zorunlu giderleri dikkate almamasından kaynaklandığını, buna rağmen kabul ettiği kira borcunu icra dosyasına yatırdığını, kira sözleşmesinde ödemenin şarta bağlandığını, fatura kesilmesi üzerine ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını ancak davacı alacaklı tarafından fatura kesilip gönderilmediğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğine müteakip kısmi itirazda bulunulduğu, icra müdürlüğünce 14.03.2022 tarihinde İİK’nın 62. maddesi gereğince takibin 196.367,22 TL’lik kısım ile bu miktara işleyen faiz ve ferileri yönünden durdurulmasına, 30.192,78 TL ve ferileri yönünden devamına karar verildiği, yargılama safahatında davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde kabul ettiği miktarı ödediğinin yazılı belge ile ispatlanamadığı, bu nedenle temerrüt olgusunun gerçekleştiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu temyiz dilekçesinde; takibe konu kira sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğunu, bir tarafın temerrüde düşebilmesi için diğer tarafın asli edimini hukuka uygun olarak yerine getirmiş olmasının gerektiğini, sözleşmenin 6 nolu paragrafında kiralananın kiralanma amacına uygun olarak faaliyette bulunulması için gerekli şartların mevcut olmadığının ve bu eksikliklerin davalı alacaklı tarafından yerine getirileceğinin belirtildiğini, davacı alacaklının asli edim borcunu yerine getirmediğini ve zorunlu masrafları kendisinin yapmak mecburiyetinde kaldığını, davacı alacaklının kiralanana yaptığı zorunlu masrafları ödeme konusunda temerrüde düştüğü gibi söz konusu masrafları yapmış olmasına rağmen kira bedelinden düşmeyerek şirket yetkilisinin oğluna gönderdiğini, her ne kadar itirazında 30.000 TL kira borcunun olduğunu belirtmiş ise de bu hususun kiralanana yaptığı zorunlu giderleri dikkate almamasından kaynaklandığını, buna rağmen kabul ettiği kira borcunu icra dosyasına yatırdığını, kira sözleşmesinde ödemenin şarta bağlandığını, fatura kesilmesi üzerine ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını ancak davacı alacaklı tarafından fatura kesilip gönderilmediğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanan, taşınmazın temerrüt nedeniyle tahliyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 269 ve 269/a maddeleri ile ilgili maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 315. Maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair yasal mevzuat
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.