Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/2122 E. 2023/4439 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2122
KARAR NO : 2023/4439
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmaz ihalesinin feshi şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi ipotek borçlusu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı ile davalı ihale alıcısı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
İpotek borçlusu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, sair nedenlerle birlikte satış ilanının şikayetçi asile tebliğ edilmediğini, bu sebeple satıştan haberdar olamadığını, tebliğ mazbatasında tebliğin bir yakınına yapıldığı belirtilmişse de bu kişi ile aynı adreste ikamet etmediğini ileri sürerek taşınmazına ilişkin ihalenin feshini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçi ipotek borçlusu adına çıkarılan satış ilanı tebliğinin ve ihalenin usulüne uygun olduğunu savunarak şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı ihale alıcısı cevap dilekçesinde; şikayetçi ipotek borçlusu ve vekiline çıkarılan satış ilanı tebliğleri ile ihalenin usulüne uygun olduğunu savunarak şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı banka tarafından borçlular aleyhine başlatılan takipte takibin kesinleşmesi üzerine davaya konu taşınmazın kıymet takdirinin yaptırılarak 10.12.2021 tarihli açık artırmada 1.901.000 TL bedelle davalı ihale alıcısı şirkete ihale edildiği, şikayetçi vekili tarafından satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun şikayetçi asile usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürüldüğü, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, şikayetçi vekilinin 13.04.2021 tarihinde vekaletnamesi ile birlikte itiraz dilekçesini ibraz ettiği, taşınmaza yönelik olarak düzenlenen kıymet takdiri raporunun şikayetçi asile 10.06.2021 tarihinde, vekiline ise 03.06.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, yine satış ilanının şikayetçi asile 25.10.2021 tarihinde, vekiline ise 23.10.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, yapılan tebliğ işlemlerinde bir usulsüzlük bulunmadığı, şikayetçinin kendisi dışındaki ilgililere yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek ihalenin feshi talebinde bulunamayacağı, ihaleye tellal tarafından satış ilanı okunmak suretiyle başlandığı ve taşınmazın en çok arttırana ihale edildiğinin 3 defa bağrıldıktan sonra son verildiği, ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığı, satış kararında satış ilanının Türkiye genelinde yayın yapan ve tirajı 50.000’in üzerinde bir gazetede yapılmasına karar verildiği, satış ilanının ulusal yayın yapan “Hürriyet” gazetesinde yapıldığı ve günlük fiili net satış ortalamasının 192.008 adet olduğu, satışa hazırlık işlemlerine yönelik iddialar satış ilanının tebliğinden itibaren şikayet konusu yapmadığından aynı nedenlere dayanarak ihalenin feshinin talep edilemeyeceği, birinci ihale tarihi ile ikinci ihale tarihi arasındaki sürenin yasaya uygun olduğu, satış ilanının belediyede ilan edildiği, ihalenin taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren yasal 2 yıllık süre içerisinde yapıldığı, elektronik satış ilanının yapıldığı, rüçhanlı alacağın bulunmadığı, ihale bedelinin muhammen bedelin yarısı ile satış ve paylaştırma giderlerini karşıladığı, satış ilanlarının ihale tarihinden en az 1 ay önce yapıldığı, satış kararındaki ilana ilişkin hüküm ile yapılan ilanların birbirine uygun olduğu, satışa ilişkin hazırlanan tutanakların ve ihalenin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi ipotek borçlusu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi ipotek borçlusu istinaf dilekçesinde; mükerrer takip başlatıldığından bahisle takibin iptali talebinde bulunduklarını, anılan dosya derdest olduğundan yapılan ihalenin usulsüz olduğunu, satış ilanının şikayetçi asile tebliğ edilmediğini, bu sebeple satıştan haberdar olamadığını, tebliğ mazbatasında tebliğin bir yakınına yapıldığı belirtilmişse de bu kişinin şikayetçi ile aynı adreste ikamet etmediğini, taşınmaz hissedarlarına satış ilanı tebliğ edilmediğini, iki ihale günü arasında 10 günden fazla süre bulunduğunu, belediyede ilan yapılmadığını, satış bedeli üzerinden Kdv alınacağına yer verilmesi ile Kdv oranının hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi ipotek borçlusu vekilinin 27.04.2021 tarihinde vekaletnamesini takip dosyasına sunduğu, satış ilanının 25.10.2021 tarihinde şikayetçi asile tebliğ edildiği, şikayetçi vekiline satış ilanı gönderilmediği, muhammen bedeli 3.764.000 TL olan dava konusu taşınmaz payının 10.12.2021 tarihinde 1.901.000 TL bedel ile davalı ihale alıcısı şirkete ihale edildiği, şikayetin 16.12.2021 tarihinde yapıldığı, Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine göre, satış ilanının şikayetçi vekiline tebliğ edilmesi gerekirken şikayetçi asile tebliğ edildiği, vekil varken şikayetçi asile yapılan satış ilanı tebliğinin hükümsüz olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı ve davalı ihale alıcısı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; şikayet dilekçesinde de istinaf dilekçesinde de satış ilanının şikayetçi asile usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin ileri sürüldüğünü, vekile tebliğ yapılmadığının ileri sürülmediğini, bu husus kamu düzenine ilişkin olmadığından resen de dikkate alınamayacağını ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ihale alıcısı temyiz dilekçesinde; şikayetçi vekilinin takip dosyasına vekil olarak kaydının satış kararından sonra, 20.04.2022 tarihi itibariyle, yapıldığını, bu nedenle tebliğ yapılmamasında usulsüzlük bulunmadığını, şikayetçi asile yapılan tebliğin de usulüne uygun olduğunu ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz ihalesinin feshi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134. maddesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. Maddesi, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı ve davalı ihale alıcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz eden davalı/ihale alıcısından tahsiline, davalı/alacaklıdan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.