YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2075
KARAR NO : 2023/2299
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sermaye şirketinin iflasını istememek, Ticari işletme yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması
HÜKÜM : Ön ödeme nedeniyle düşme
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 17.04.2012 havale tarihli dilekçesi ile; Kadıköy (…) 1. İcra Müdürlüğünün 2011/23424 Esas sayılı dosyasında borçlu Ventoteks Mefruşat…Ltd. Şti. hakkında çeke dayalı olarak takip yapıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, borç ödenmediğinden borçlu şirketin adresine hacze gidildiğinde borçlu şirketin ticari merkezini boşalttığının tespit edildiği, borçlu şirketin ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal süre içerisinde borcu ödeme imkanı varken alacaklıyı zarara sokmak maksadıyla şirketin borcunu ödemediği, ticari defterler incelendiğinde, son ödeme günü içerisinde borçlu şirketin aktifinin alacaklının alacağını karşılar nitelikte olduğu sonucuna ulaşılacağı, ayrıca şirketin faal bir biçimde ticari yaşantısına devam etmekte olduğu, hak ve borçlar altına girerek kazanç elde ettiği, icra
takibinden sonra kazancında artışlar olmasına rağmen söz konusu artışları icra dosyasına bildirmeyip elden çıkardığı, borçlu şirketin malvarlığı pasifinin aktifinden fazla olması ve borca batık olması nedeniyle iflasını istemek zorunda olduğu halde iflası istemediği, bu sebeple borçlu şirket yetkilisi olan sanıklar hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 339 uncu, 345/a ıncı ve 333/a ıncı maddeleri gereğince cezalandırılmaları için dava açılmıştır.
2. İstanbul … 14. İcra Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli kararı ile, sanıklar…’nin İİK’nın 333/a, 339 ve 345/a maddelerine muhalefet suçlarından ayrı ayrı beraatlerine, sanık …’ün İİK’nın 339 uncu maddesine muhalefet suçundan beraatine, sanık …’ün İİK’nın 333/a ıncı maddesine muhalefet suçundan neticeten 3.600,00 TL ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık … …’ün İİK’nın 345/a ıncı maddesine muhalefet suçundan neticeten 200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
3. İstanbul … 14. İcra Ceza Mahkemesinin, 22.12.2015 tarihli kararının müşteki vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 22.01.2017 tarihli ve 2016/14575 Esas, 2017/9940 Karar sayılı kararı ile “…1)İİK’nın 339 uncu maddesinden kurulan hükümlerin şikayetçi vekilinin dilekçesi hakkında itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 2)Sanıklar… hakkında İİK’nın 333/a ve İİK’nın 345/a maddelerine aykırılıktan kurulan hükümlerin onanmasına, 3)Sanık … hakkında; a)İİK’nın 333/a maddesine aykırılıktan kurulan hükme yönelik incelemede; Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, öncelikle borçlu şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden öğrenilerek muhasebecisi veya şirket ortaklarından gerektiğinde zabıta marifetiyle ticari defterlerin temin edilerek, takibin kesinleştiği tarih olan 22.12.2012 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak ve yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kabule göre de;sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu, b)İİK’nın 345/a maddesine aykırılıktan kurulan hükme yönelik incelemede; İİK’nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun’un 179 ve 6762 sayılı TTK’nın 324. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, öncelikle borçlu şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden öğrenilecek muhasebecisi veya şirket ortaklarından gerektiğinde zabıta marifetiyle ticari defterlerin temin edilip, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlarda getirtilerek, şirketin pasifine eklendikten sonra ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da esas alınarak karşılaştırılmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp, şikayet tarihi olan 17.04.2012 tarihi itibariyle şirketin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanıp, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, şirketin aktif ve pasif durumunu tam olarak belirlemekten uzak, dönem varlıklarının ve borçlarının neler olduğunu açıkça belirtmeyen ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. İstanbul … 14. İcra Ceza Mahkemesinin, 27.09.2022 tarihli kararı ile sanık hakkında sermaye şirketlerinin iflasını istememek suçundan, davanın TCK’nun 75 inci ve CMK’nun 223/8 inci maddeleri uyarınca ön ödeme nedeniyle düşmesine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz isteği, eksik yargılama yapıldığı, sanık … hakkında sermaye şirketlerinin iflasını istememek ve alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticarî işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememe suçlarından dolayı dava açılmış olmasına rağmen, yerel mahkemece yalnızca sermaye şirketlerinin iflasını istememek suçu yönünden hüküm kurulduğu, sanığın alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla borçlarını ödemediği ve neticesinde de alacaklıyı zarara uğrattığı, bu suç yönünden sanığın mahkemenin 27.12.2015 tarihli ve 2012/225 Esas, 2015/417 Karar sayılı ilamı ile cezalandırılmasına karar verildiği, 27.09.2022 tarihli ve 2017/661 Esas, 2022/334 Karar sayılı kararında ise buna ilişkin hüküm kurulmamış olduğu, sanığın görüşmelere katılmaması ve alacaklının zararını gidermemesi sebepleriyle uzlaşmanın da sağlanamamış olduğu, sanığın bu suç yönünden cezalandırılması gerektiği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ve kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay, alacaklı tarafından yapılan icra takibinin semeresiz kaldığı, alacaklı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, şirket yetkilisi olan sanığın sermaye şirketinin iflasını istemediği ve alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla borçlarını ödemediği ve alacaklıyı zarara uğrattığı iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre;
A.Sanık Hakkında Ticari İşletme Yöneticisinin Kasten Alacaklıyı Zarara Uğratması Suçuna Yönelik Müşteki vekilinin Temyizi Yönünden;
Şikayetçi vekilinin İİK’nın 333/a ıncı maddesine muhalefet suçuna ilişkin sanığın cezalandırılmasına yönelik talebiyle ilgili mahkemece işin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
B.Sanık Hakkında Sermaye şirketinin iflasını istememek Suçundan Verilen Karara Yönelik Müşteki vekilinin Temyizi Yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli ve 2019/19-234 Esas, 2021/186 Karar sayılı içtihatında belirtildiği üzere; CMK’nun 253 vd. maddelerinde düzenlenen uzlaştırma kurumunun uygulanabilmesi için Kanun’da öngörülen prosedürün yerine getirilmesi gerektiği hâlde İİK’nın 354. maddesinin uygulanabilmesi için müştekinin şikâyetten feragat etmesi veya borcun ödenmesi yeterli olup dava ve cezanın düşmesine ilişkin hükmün uzlaştırma kurumundan daha kapsamlı, basit, esnek ve icra ceza muhakemesinin amacına elverişli, uzlaştırma kurumundan tamamen farklı, alacağın en hızlı şekilde tahsili için düzenlenmiş kendine özgü bir hüküm olması ve kanun koyucunun dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra takibi şikâyete bağlı suçlar bakımından uzlaştırma kurumunun uygulanmasının
zorunlu olduğuna ilişkin bir düzenlemeye CMK ve İİK’da yer vermemiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; İİK’nın 354. maddesinin etkin pişmanlık hükmü olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi anılan Kanun’un on altıncı babında yer alan takibi şikâyete bağlı suçlar bakımından uzlaştırma kurumunun uygulanmasının fiilen veya hukuken mümkün olmadığı kabul edilmelidir.
Ayrıca, özel hüküm niteliğinde olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354 üncü maddesindeki açık düzenleme karşısında, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen suçlarda genel hüküm niteliğindeki 5237 sayılı TCK’nun 75 inci maddesinde öngörülen ön ödemenin uygulanamayacağı hususu tartışmasızdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 345/a ıncı maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun’un 179 ve TTK’nun 376 ıncı maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle; borçlu şirkete ait ticari defterlerin temin edilmesi suretiyle, borçlu şirkete ait tüm ticari defterler ile ticari defterlerin yanısıra banka hesapları üzerinde inceleme yapılması, ayrıca borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takibi olup olmadığı hususu da araştırılarak, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlar ile borçlu şirkete ait vergi borçları, SGK borçları da dikkate alınarak şirketin pasifine eklenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, şikayet tarihi itibariyle şirket hakkında iflas şartlarının oluşup oluşmadığının bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekirken, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen suçlarda genel hüküm niteliğindeki 5237 sayılı TCK’nun 75 inci maddesinde öngörülen ön ödemenin uygulanamayacağı gözetilmeden, atılı suç yönünden yapılan yargılamada ön ödeme önerisinde bulunulup, sanık hakkında ön ödeme nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
A.Sanık Hakkında Ticari İşletme Yöneticisinin Kasten Alacaklıyı Zarara Uğratması Suçuna Yönelik Müşteki vekilinin Temyizi Yönünden;
Gerekçe bölümünün a bendinde açıklanan nedenle İstanbul … 14. İcra Ceza Mahkemesinin, 27.09.2022 tarihli ve 2017/661 Esas, 2022/334 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
B.Sanık Hakkında Sermaye şirketinin iflasını istememek Suçundan Verilen Karara Yönelik Müşteki vekilinin Temyizi Yönünden;
Gerekçe bölümünün b bendinde açıklanan nedenle İstanbul … 14. İcra Ceza Mahkemesinin, 27.09.2022 tarihli ve 2017/661 Esas, 2022/334 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.