Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2023/1649 E. 2023/5918 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1649
KARAR NO : 2023/5918
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi tarafından, 20.03.2020 tarihinde yapılan bir adet taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce istemin reddine ve taşınmazın ihale bedeli üzerinden şikayetçi aleyhine % 5 oranında para cezasına hükmedildiği, şikayetçinin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, anılan kararın şikayetçi tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
İİK’nın 134. maddesinin 2. fıkrasında; “İhalenin feshini, Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin” isteyebileceği hususu düzenlendikten sonra, aynı madde ayrıca “…talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükme göre “tapu sicilindeki ilgililer” de hukuki yararları olmak kaydı ile ihalenin feshi şikayetinde bulunabilirler. Ancak tapu sicilindeki ilgililerden, tapu sicil kaydında yazılı olan ve tapu sicil kaydının incelenmesi ile görülebilen kişiler anlaşılmalıdır. Tapu sicilindeki ilgililere örnek olarak ipotek alacaklıları, irtifak hakkı sahipleri, haciz alacaklıları, paylı mülkiyet satışında taşınmazın diğer paydaşları, tapu siciline şerh verilmiş ön alım, alım ve geri alım hakkı sahipleri ile tapu siciline şerh verilmiş olan taşınmaz satış vaadi alacaklısı cebri satışı da önleyecek şekilde lehine ihtiyati tedbir kararı almış olan kişiler verilebilir. “Tapu sicilindeki ilgililer” kapsamına tapu sicilinde tescil edilmemiş mülkiyet veya sınırlı ayni hak sahipleri girmez ve yorum yolu ile de tapu sicilindeki ilgililer kavramı genişletilemez.
Somut olayda; … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/17703 Esas sayılı icra takip dosyası ile alacaklı banka tarafından kredi sözleşmesinin asıl borçlusu … Taşımacılık İnş.Teks.Gıda.Tur.Nak. San.Ltd.Şti. ile ipotek verenler …,… ve … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, şikayete konu

… ili, …,… numaralı bağımsız bölümün satışı yoluna gidildiği ve şikayetin, ipotekli taşınmaz maliki … adına kayıtlı taşınmaza ilişkin olduğu, şikayetçi …’nun kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve satışa konu ipotekli taşınmazın maliki olmadığı, ipotek verilen diğer taşınmazın (şikayete konu olmayan) maliki ve müteselsil kefil olduğu, ipotekli taşınmaza ait akit tablosu içeriğinden …’nun kefalet borçlarının ipoteğin teminatı kapsamında bulunmadığı, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de olmadığı görülmektedir.
Yukarıda yazılı maddede, ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Şikayetçi …’nun, asıl borçlu lehine taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görülmüş ise de; maliki olmadığı ihale konusu taşınmaza yönelik ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin (şikayet hakkının) bulunmadığının kabulü gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca, şikayet hakkı bulunmayan şikayetçinin açtığı davada dava şartı gerçekleşmediğinden, bu hususun her aşamada kamu düzeni nedeniyle re’sen değerlendirilmesi gerekmektedir.
O halde, mahkemece şikayetin aktif husumet (şikayet hakkı) yokluğundan reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değil ise de, sonuçta şikayetin reddine karar verilmiş olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak istemin, İİK’nın 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin (şikayet hakkının) bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi … aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinden, mahkemece şikayetçinin para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.09.2022 tarih ve 2021/900 E. – 2022/649 K. sayılı kararının hüküm bölümünün bir numaralı bendinin para cezası ile ilgili ikinci paragrafında yer alan “Şikayet edenin şikayeti esastan reddedildiğinden İİK 134/2 maddesi gereğince ilgili taşınmazın ihale bedelinin (256.000,00 TL ) takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle %5 ine tekabül eden 12.800,00 TL para cezasına mahkum edilmesine, para cezasının şikayetçiden tahsili ile hazineye irat kaydına, ” ibaresinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, yerine “işin esasına girilmediğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılmasına kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.10.2023 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

(M)

Dr. …’in Karşı Oy Yazısı :
Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, takibin borçlu tarafında ipotek veren …’nun da bulunduğu, görülmektedir. İpotek veren üçüncü kişiler ile kredi borçlusu olan kişiler mecburi takip arkadaşı olup takip talebinde takibin borçlu kısmında yazılmaları ve ipotek veren kişiye de takibin şekline göre ödeme veya icra emri gönderilmesi zorunludur. İpotek veren üçüncü kişiler takibe konu kredi borçlarını taşınmazları ile temin ettikleri için, kredi borcunun şahsi borçlusu olmasalar da taşınmazları ile borçludurlar. Bu nedenle İİK 134/2 maddesinde yer alan ihalenin feshini borçlu sıfatı ile isteyebilirler. İhalenin feshine konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kredi borçlusuna ait olsa dahi ihalenin feshini istemekte hukuki menfaatleri bulunmaktadır.
Bu taşınmazın açık arttırma sonucunda daha yüksek bedelle alıcı bularak ihale edilmesi halinde belki takip borcu karşılanacak ve ipotek veren üçüncü kişilerin taşınmazların satılmasına gerek kalmayacak veya satılsa dahi ihale bedelinden daha az bir kısım ile takip borcu karşılanacağı için bakiye kısım ipotek veren üçüncü kişilere ödenecektir. Bu nedenle ipotek veren … maliki olmadığı taşınmaz yönünden de ihalenin feshini isteyebilir. … yönünden ihalenin feshi isteminin aktif husumet ehliyeti (şikayet hakkı) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi şeklindeki bozma görüşüne katılamıyorum. Bu şikayetçilerin ihalenin feshi istemlerinin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle çoğunluğun bu yöndeki bozma görüşüne katılamıyorum. 10.10.2023