Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9988 E. 2023/2855 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9988
KARAR NO : 2023/2855
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki takibin iptali isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından (katılma yoluyla) istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalı alacaklının katılma yolu ile istinaf başvurusunun HMK’nın 348/2. maddesi dikkate alınarak reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından yabancı para cinsi üzerinden hükmedilen katılma alacağının tahsiline ilişkin Ör. 4-5 ilamlı takipte, takip talebi ve icra emrinde İİK’nın 58/3. maddesine uygun olarak yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediğini, alacağın hangi tarihteki kur karşılığının talep edildiğinin anlaşılmadığını, ilamda hükmedilen alacaklardan farklı miktarların talep edildiğini, işlemiş faiz miktarının nasıl hesaplandığının anlaşılamadığını ve fahiş olduğunu, işleyecek faiz tür ve oranının ilama aykırı olduğunu, ödeme emrinin açıklama kısmında her aya isabet eden tam miktarın belirtilip üst kısımda kısmi ödeme talebinin bulunduğunu, ancak kısmi taleplere ilişkin dayanak belge sunulmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; takip talebinde alacakların tahsil tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden tahsilinin talep edildiğini, faiz oran ve miktarlarının usulüne uygun olduğunu, alacak kalemlerinin ilama uygun olduğunu savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Borçlar Kanunu’nun 83. maddesine 3678 sayılı kanunla eklenen son fıkraya göre yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesini isteyebileceği, ancak İİK’nın 58/3. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, aynı zorunluluğun İİK’nın 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de söz konusu olduğu, yine İİK’nın 41. maddesi delaletiyle anılan hükmün ilamlı icra takiplerinde de uygulanacağı, İİK’nın 58/3. maddesi hükmüne göre düzenlenmeyen icra emrinin iptalinin gerektiği, şikayete konu icra takibine dayanak olan İstanbul … 13. Aile Mahkemesinin 2014/558 E. – 2021/328 K. sayılı kararında belirtilen 597.241,52 Euro katılma alacağı ve işlemiş faiz kalemi ile 59.622,29 USD ve işlemiş faiz kalemi alacağının bulunduğu, USD ve Euro yabancı paranın harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığının takip dosyasında gösterilmediği, bu hususun mahkemece re’sen değerlendirilmesi gerektiği kanaati ile şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı (katılma yoluyla) istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; her ne kadar takibin iptali ile lehine karar verilmiş ise de, şikayet nedenleri ile değil re’sen yapılan değerlendirme sonucu bu kararın verilmesinin gerekçeli karar hakkı ve taleple bağlılık ilkelerinin ihlali niteliğinde olduğunu, şikayet nedenlerinin gerekçede değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı alacaklı katılma yoluyla istinaf başvurusunda; şikayetçi borçlunun istinafının kötüniyetli olduğunu, şikayetçi borçlu lehine karar verildiğinden istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararının bulunmadığını, mahkemece taleple bağlılık ilkesi ile çelişen ve sınırlı inceleme yetkisi bulunmasına rağmen re’sen inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, fiziki dosyada yer alan takip talebi ve icra emrinde harca esas değerin gösterildiğini, Uyap kayıtlarındaki belgelere itibar edilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki bu eksiklik nedeniyle icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken takibin tümden iptalinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçlunun, şikayet dilekçesinde takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece kamu düzeni nedeniyle resen dikkate alınması gereken sebeple takibin iptaline karar verildiği, bu nedenle mahkemece şikayet dilekçesinde takibin iptali sebebi olarak ileri sürülen nedenlerin gerekçelendirilmesine gerek olmadığı gibi, şikayetçinin bu taleple istinaf başvurusunda bulunmasında da hukuki yararının bulunmadığı, davalı alacaklı katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, şikayetçinin istinaf istemi usulden reddedildiğinden HMK’nın 348/2. maddesi dikkate alınarak davalının katılma yoluyla yapılan istinaf başvurusunun da reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalı alacaklının katılma yolu ile istinaf başvurusunun HMK’nın 348/2. maddesi dikkate alınarak reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; her ne kadar takibin iptali ile lehe karar verilmiş ise de, şikayet nedenleri ile değil resen yapılan değerlendirme sonucu bu kararın verilmesinin gerekçeli karar hakkı ve taleple bağlılık ilkelerinin ihlali niteliğinde olduğunu, şikayet nedenlerinin gerekçede değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, zarara uğramasına neden olabileceğinden hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı alacaklı temyiz başvurusunda; şikayetçi borçlunun temyiz başvurusunun kötüniyetli olduğunu, borçlu lehine karar verildiğinden istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararının bulunmadığını, mahkemece taleple bağlılık ilkesi ile çelişen ve sınırlı inceleme yetkisi bulunmasına rağmen re’sen inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, fiziki dosyada yer alan takip talebi ve icra emrinde harca esas değerin gösterildiği, Uyap kayıtlarındaki belgelere itibar edilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki bu eksiklik nedeniyle icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken takibin tümden iptalinin hatalı olduğunu ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yabancı para alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, takibin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16., 41. ve 58/3. Maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 348/2. maddesi ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90’ar TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.