YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9971
KARAR NO : 2023/3536
KARAR TARİHİ : 18.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak; icra emrinde işlemiş faize faiz işletildiğini ve takip dayanağı ilamda hükmedilen karar ve ilam harcının alacaklısının Hazine olmasına rağmen alacaklı tarafından icra emrinde bu alacak kaleminin de istenmesinin haksız olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istediği, İlk Derece Mahkemesince, alınan bilirkişi raporu hükme dayanak yapılmak suretiyle, şikayetin kısmen kabulüne ve takibin 500.000 USD asıl alacak ile takip öncesi işlemiş faiz 174.785 USD ve takip sonrası işlemiş faiz 174.785 USD üzerinden devamına, fazladan istenen alacak kalemleri yönünden takibin iptaline karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun başvurusunun reddine, alacaklının başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kısmen kabulüne ve takibin, 500.000 USD asıl alacak, 174.785 USD işlemiş faiz, 174.785 USD takipten sonraki dönem için işlemiş faiz ve 52.526,00 TL karar harcı yönünden devamına, fazladan istenen alacak kalemleri yönünden takibin iptaline hükmedildiği, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar, İİK’nın 58/3 ve 60. maddeleri gereğince, alacaklının, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmekte ve bu husus borçlu tarafından temyiz dilekçesinde bozma nedeni olarak ileri sürülmüş ise de; kural olarak icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden bağlayıcı olacağı nazara alındığında, İstanbul … 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/488 E. sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararının, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi ve Dairenin onama kararları üzerine 11.10.2021 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, borçlunun, takipte yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmemesi nedeniyle takibin iptali gerektiğine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, takip dayanağı ilamda; asıl alacak tutarı olan 500.000 USD için dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle toplam 674.785 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL değerinin davacının yararına davalıdan tahsiline, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 52.525,61 TL karar harcının davalıdan tahsiline, peşin yatan harcın mahsubuna, AAÜT gereğince hesaplanan 29.126,96 TL vekalet ücretinin ve davacı tarafından yapılan 13.243,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde düzenlenen icra emrinde 674.785 USD tutarında asıl alacak ile 52.525,61 TL karar harcı, 29.126,95 TL ilam vekalet ücreti ve 13.243,18 TL yargılama giderinin talep edildiği, buna göre, takip konusu ilamda hükmedilen ve icra emrinde talep edilen toplam 674.785 USD alacağın, 500.000 USD asıl alacak ve bu alacağın ilam dava tarihinden karar tarihine kadar işleyen faizi olduğu görülmüştür. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, takip konusu asıl alacak ve faize yönelik şikayet hakkında yapılacak iş, takibin 500.000 USD asıl alacak ve 174.785 USD takip öncesi işlemiş faiz ile faize faiz işletilemeyeği gerekçesiyle, takipten sonraki dönemde ise sadece 500.000 USD’a faiz işletilmesi yönünde karar vermekten ibarettir.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; icra emrinde istenen alacak kalemlerinin ilama aykırılığına dayalı şikayet olup, dosya hesabına yönelik bir şikayet değildir. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, başvurunun yanılgılı olarak dosya hesabını şikayet gibi değerlendirilmek suretiyle, takipten sonra işleyecek faiz yönünden bilirkişi raporu alınarak ve hesaplama yaptırılarak hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Bununla birlikte; HGK’nın 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. – 1997/776 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, ilamlı takipte, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür ve ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile genişletilemez ve değiştirilemez. Buna göre, takip konusu ilamda 52.525,61 TL karar harcının davalıdan tahsiline karar verilmekle birlikte “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair bir hüküm bulunmadığından, takip dayanağı ilamın karar tarihindeki Harçlar Kanunu hükme gerekçe yapılmak suretiyle, bu alacak kaleminin takipte istenebileceği sonucuna varılması hatalıdır.
Öte yandan, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, takipte istenen ilam vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik alacak kalemleri, şikayet konusu olmamasına rağmen hatalı olarak iptal edilmiş ise de, temyize gelen borçlu olduğundan, temyiz edenin sıfatı gereğince bu husus bozma nedeni yapılamamıştır.
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda açıklanan hususlar nazara alınarak, talebin, ilama aykırılık şikayeti olarak doğru nitelendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde dosya hesabını şikayet gibi değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ:Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 07.7.2022 tarih, 2021/3248 E. – 2022/2333 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.