YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9962
KARAR NO : 2023/3086
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3031 E., 2022/2149 K.
HÜKÜM/KARAR : İlk Derece Mahkemesi Kararı Kaldırılarak Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul … 16. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/33 E., 2021/497 K.
Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine ve kararın kesinleşmesine kadar takibin teminatsız durdurulmasına hükmedilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlular ile alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikayetin kabulüne ve borçlulara çıkarılan icra emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ŞİKAYET
Borçlular şikayet dilekçelerinde; şikayetçilerin icra kefili olduklarını, ancak bu kefaletin TBK’nın 583 ve 584. maddeleri gereğince zorunlu şekil şartlarını taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek icra kefaleti ile icra emrinin iptalini ve varsa icra kefili sıfatıyla şikayetçiler aleyhine yapılan işlemlerin ortadan kaldırılmasını talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takip dosyasında düzenlenen icra kefalet tutanağının TBK’nın 583. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun olduğunu ileri sürerek, şikayetin reddi ile şikayetçiler aleyhine %40 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; istemin süresiz şikayete tabi olduğu, kefaletin geçersizliği iddiasının genel mahkemelerde yargılamayı gerektiren bir husus olması nedeniyle icra mahkemesinde dinlenemeyeceği, ancak sadece usulüne uygun olarak verilen icra kefaletlerinin ilam hükmünde belge sayılacağı tabi olduğundan kefaletin TBK’nın 583 ve 584. maddelerine uygun olarak yapılmış olup olmadığının denetlenmesi gerektiği, buna göre şikayete konu icra kefaletnamesinde kefilin sorumlu olduğu miktar ile kefalet tarihinin el yazısı ile yazılmaması nedeniyle icra emrinin ve sair takip işlemlerinin iptali gerekir ise de, icra kefaletlerinin TBK’da düzenlenen kefalet sözleşmesi niteliğinde olmadığı ve söz konusu Kanun’da düzenlenen şekil koşullarının icra kefaletlerinde uygulanamayacağı, icra müdürlüğünce düzenlenen icra kefaletinin resmi memur önünde düzenlenmiş senet niteliğinde olması nedeniyle, TBK’da öngörülen biçim koşulları ile sağlanmak istenen kefilin korunması amacını fazlası ile sağladığı gerekçeleriyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlular ile alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Borçlular istinaf dilekçelerinde; Yargıtay içtihatları gereğince, icra kefaletinin yapılması ve geçerliliği hakkında, kefalet sözleşmesini düzenleyen ve genel yasa olan TBK’nın kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
Alacaklı istinaf başvurusunda; şikayete konu icra kefaletinin tüm şekil şartlarını haiz olduğunu, mahkemece tazminat talebi hakkında hüküm kurulmadığını ve kararın kesinleşmesine kadar takibin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının takibin durdurulmasına ilişkin hüküm kısmı çıkartılarak düzeltilerek onanmasını ve borçlu aleyhine %40 oranından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; icra kefaletinin geçersizliğinin genel mahkemede yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra mahkemesinden şikayet yoluyla kefaletin iptalinin istenemeyeceği, ancak icra kefaletinin TBK’ya göre geçerli olmadığından bahisle icra emri gönderilemeyeceğine dair şikayetin, İİK’nın 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tabi olduğu ve icra kefaletinin müteselsil kefalet hükmünde olup bu hususta İİK’da özel bir düzenleme bulunmadığından kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı hususunun TBK’nın 583 ve 584. maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiği, şikayete konu icra kefaletnamesinde kefillerin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğuna dair bir ifadenin tutanakta kendi el yazıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle icra kefaletinin geçerli olmadığı belirtilerek, borçluların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle şikayetin kabulüne ve borçlulara çıkarılan icra emrinin iptaline karar verilmiş, alacaklının istinaf başvurusu ise değerlendirilmemiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı temyiz başvurusunda; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin irdelenmediğini, şikayetin 7 günlük süreye tabi olması gerektiğini ve borçluların bizzat kendi talepleri ile icra müdürlüğü tarafından yapılan kefalet işlemine karşı süresiz şikayet hakları olduğunun kabul edilmesinin, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ilamlı icra takibinde düzenlenen icra kefaletinin geçersiz olduğuna yönelik icra emrinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK md. 16., Türk Borçlar Kanunu md. 583., 584.
3. Değerlendirme
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2021 tarih ve 2017/351 E. – 2021/57 K. sayılı kararında işaret edildiği ve Dairenin yerleşik İçtihatlarında da benimsendiği üzere; icra kefaletlerinin, üçüncü şahısların kefil sıfatıyla, icra dairesi önünde, borçlunun takibe konu olan borcunu kısmen ya da tamamen ödemeyi üstlenmelerini öngören kefaletler olup, esasen bir borçlar hukuku kurumu olan ve Borçlar Kanunu’nda düzenlemeye kavuşturulmuş bulunan kefalet sözleşmelerinin, icra hukukunda kazandığı görünüm olduğunun, bu nedenle de hakkında özel düzenleme bulunmayan konularda icra kefaletlerine de Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerinin niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağının, buna göre İlk Derece Mahkemesinin, aksi yöndeki karar gerekçesinin yerinde olmadığının, öte yandan, icra kefaletinin Borçlar Kanunu’na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceğine dair şikayetin, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olduğu ve bu suretle İİK’nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken179,90TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.