Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9938 E. 2023/2824 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9938
KARAR NO : 2023/2824
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma/Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi
arasındaki takibin iptali talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince takibin toplamda 1.595.640,00-TL ve fer’ileri yönünden devamına, takibe konu diğer senetler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.

Kararın müteriz borçlu ve alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince müteriz borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı müteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ
Borçlu itiraz dilekçesinde; davalı alacaklı arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, takibe dayanak senetlerin teminat senedi olduğunu, kambiyo senedi niteliğine haiz olmadığını, vadesi gelmeyen senetlerin takibe konulduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinde davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, her ay için ödenecek kira bedelleri için usulüne uygun bonolar düzenlenerek taraflarına verildiğini, takibe konu edilen bonoların dava dışı kiracının borcuna ilişkin düzenlendiğini, müteselsil kefil olan davacı için eş rızasının alındığını, davacının takibe konu edilen bonoları aval içindir şeklinde imzaladığını, taraflar arasında muacceliyet sözleşmesi imzalandığından ileri vadeli bonoların da takibe konu edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu tarafca bonoların teminat senedi olarak verildiğine ilişkin yazılı herhangi bir belge ibraz edilmediği, dayanak senetlerin teminat senedi olduğu İİK’nun 169/a maddesi gereğince ispatlanamadığı, taraflar arasında imzalanan 30.05.2014 tarihli sözleşmede takibe konu bonolara ilişkin atıf yapılmadığı gibi bonolara ilişkin muacceliyet koşulundan da bahsedilemeyeceği gerekçesi ile vadesi gelmeyen bonolar için takibin iptaline, takibe konu 15.04.2016, 13.05.2016, 15.06.2016, 15.07.2016, 15.08.2016, 15.09.2016, 14.10.2016, 15.11.2016, 15.12.2016, 13.01.2017, 15.02.2017, 15.03.2017, 14.04.2017, 15.05.2017, 15.06.2017 vade tarihli senetler yönünden toplamda 1.595.640-TL ve fer’ileri yönünden takibin devamına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müteriz borçlu ve alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Müteriz borçlu istinaf dilekçesinde; itiraz dilekçesini tekrar ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Alacaklı istinaf dilekçesinde; taraflar arasında 30.05.2014 tarihli muacceliyet sözleşmesinin bulunduğunu, bu nedenle takibin iptal edilmesinin isabetsiz olduğunu beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dayandığı sözleşmede takibe konu bonoların teminat için verildiğine dair açıklama bulunmadığı, teminat senedi iddiasının alacaklı tarafından da kabul edilmediği, bonolar üzerinde de teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı, davacının takibe konu bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını yasanın aradığı belgeyle ispatlayamadığı, Türk Ticaret Kanununda özel hükümler olması nedeniyle kambiyo senetlerinde TBK’nın 584 ve 603. maddeleri uygulanamayacağı, bu nedenle bononun tanzimi sırasında davacı borçlunun eşinin rızasının alınmasına gerek olmadığı, dosyaya davalı alacaklı tarafından sunulan 30/05/2014 tarihli sözleşme başlıklı belgede davacı ile diğer takip borçlularının isimleri ve altında imzalarının bulunduğu, davacı borçlunun söz konusu belge altındaki imzayı inkar etmediği, söz konusu belgede takibe konu bonolardan herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde tüm bonoların muaccel olacağının kararlaştırıldığı, takip konusu yapılan bonoların bu sözleşmede belirtilen bonolar olduğu gerekçesi ile müteriz borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müteriz borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Müteriz borçlu temyiz dilekçesinde; itiraz ve istinaf dilekçesini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, tabibin iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 168/1, 169/a. maddesi, 6102 sayılı TTK’nın 778/3. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanun’un 702/1. maddesi ve TBK’nın 584 ve 603. maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.