Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9880 E. 2023/3066 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9880
KARAR NO : 2023/3066
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 12. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki yetkiye, borca ve imzaya itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile; … 5. İcra Müdürlüğünün 2020/4114 Esas sayılı dosyasında, davacının imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına, senede dayanan takip konusu alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, senede dayanan takip konusu alacağın %10 oranında para cezasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; … 5. İcra Müdürlüğünün 2020/4114 E. sayılı takibinin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığını, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Bergama İcra Dairesinin yetkili olduğunu, senet metninde ihtilaf halinde … İcra Dairelerinin yetkili olduğu yazsa da HMK’nın 17. maddesinin gerçek kişiler hakkında uygulanmadığını, takibe konu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığı gibi senet üzerinde keşideci borçlu olarak bulunan şirket adına senet düzenlemeye de yetkili olmadığını, bilinçli bir şekilde ve kötüniyetli borçlu olmadığı ve imza atmadığı senetler için borçlu sıfatı ile takip yapılmasını kabul etmediklerini, imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline, kötü niyetli alacaklı davalının asıl alacak üzerinden %20 si oranında tazminat ve %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile; … 5. İcra Müdürlüğünün 2020/4114 Esas sayılı dosyasında, davacının imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına, senede dayanan takip konusu alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, senede dayanan takip konusu alacağın %10 oranında para cezasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; raporların hatalı olduğunu ve Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde … 5. İcra Müdürlüğünün 2020/4114 E. dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 229.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibi olduğunu, ödeme emrinin davacı borçluya 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın süresinde olduğunun anlaşıldığını, icra takibine dayanak 49 adet bono üzerinde davacının isim ve soy isminin bulunmadığını, keşideci kısmında… Dayanıklı Tüketim Malları Zirai Aletler Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin isminin yazılı olduğunu, davacının imzaya itirazı üzerine imzalarının aidiyetinin tespiti bakımından davacının imzalarının bulunduğu belge asılları getirtilmek ve imza örnekleri toplanmak suretiyle bilirkişi Ali Çoban’dan alınan 18.02.2021 tarihli raporda, 49 adet senet üzerindeki 98 adet imzanın davacının elinden çıkmadığının belirtildiğini, davalının rapora itirazı üzerine dosya üçlü bilirkişi heyetinden alınan 07.06.2021 tarihli raporda da 49 adet senet üzerindeki 98 adet adet imzanın davacının eli ürünü olmadıklarının belirtilmiş olduğunu, her iki raporun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.10.2009 tarihli 2009/12-382-415 sayılı kararında belirtilen hususları içerir şekilde düzenlendiğini, hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli oldukları ve kesin kanaat içeren raporların hüküm kurmaya elverişli ve denetime olanaklı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son merci olarak kabulü konusunda yasal bir düzenleme de bulunmadığının anlaşıldığını, bonolarda davalı lehdar, davacı ise avalist olup, davalı ile imzaya itirazı kabul edilen davacının doğrudan ilişki içinde olması ve taraflar arasında yüzyüzelik bulunması nedeniyle davalı, davacının imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan İİK 170/4. maddesi gereğince davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun bulunduğunu, davacı vekilinin yetki itirazının reddi ile ilgili olarak hüküm kurulmadığı, gerekçeli kararda ön mesele olarak incelenerek karar verildiğinden, davalı vekilinin bu yönden vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmesi yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmeyerek, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığını, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığının anlaşılmasıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesini tekrarlayarak, istinaf kararına karşı yasal süresi dahilinde temyiz kanun yoluna başvurduklarını belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yetkiye, borca ve imzaya itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu 17. madde, 169. madde, 170. madde.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.