Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9668 E. 2023/2568 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9668
KARAR NO : 2023/2568
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 26. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ile terditli olarak ileri sürülen istihkak iddiasının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin ve davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili; 07.02.2020 tarihinde hacze gidildiğini, haciz sırasında 3.şahsın istihkak iddiasında bulunduğunu, taraflarına İİK 99.madde gereğince süre verildiğini, istihkak iddiasına yönelik İİK 97.madde gereğince takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, haciz mahallinde çevreden borçlu şirket sorulduğunda haciz yapılan işyerinin gösterildiğini, borçlu şirket eski ortağının üçüncü kişi şirket yetkilisi olduğunu, haciz mahallinde borçlunun markası olan ‘MGN’ ye ilişkin evraklar bulunduğunu, ileri sürerek İcra Müdürlüğü’nce İİK 99 uncu maddesi uyarınca dava açmak üzere kendisine süre verilmesine yönelik işlemin iptaline, bu nedenle şikayetin kabulüne, Mahkeme aksi kanaatte ise, davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi cevap dilekçesinde; borçlu şirket ile aralarında organik bağ olmadığını, borçlu şirkette bir dönem ortaklık yapan ….,’ın sigortalı işçileri olduğunu, ortakları yurtdışında olduğundan işleri takip etmesi için anılan şahsın müşterek müdür olarak atandığını, haciz mahallinde borçluya ait evrak bulunmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haciz mahallinin borçlularının ödeme emri tebligat adresi olmadığı, haciz mahallinde borçluya ait kıymetli evrak veya haczedilen mahcuzların borçluya aidiyetini gösteren evraklar bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin ve davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı alacaklı vekili, borçlu ile müvekkili arasında organik bağ olduğunu, haciz adresinin borçlunun internet ortamında adresi olarak yer aldığını, borçlu şirketin kurucusu ve eski yetkilisinin, üçüncü kişi şirketin de müşterek yetkilisi olduğunu, her iki şirketin iştigal konularının aynı olduğunu, her ne kadar haciz zaptında borçluya ait evrak görülmediği ibaresi yazsa da borçlunun markası olan ve isminin kısaltılması şeklinde yer alan MGN ye ait evraklar görüldüğünü, basında yer alan haberlerin üçüncü kişi şirketin borçlu şirketin devamı olduğunu gösterdiğini, aynı taraflarla ilgili olarak farklı Mahkemede açılan davada bilirkişi raporu alındığını ancak eldeki davada 3. kişinin ticari defterlerinin incelenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz sırasında borçlunun hazır olmadığı, ispat yükünün alacaklıda olduğu, 3. kişinin borçlu ile aynı alanda faaliyet göstermesi yada üretim yapması yada belirli dönemlerde aynı iş yerini paylaşmasının olağan olduğu, davalı 3. kişi şirketin yetkilisi…borçlu şirketin eski hissedarlarından ise de, haciz tarihi olan 07.02.2020 tarihinden yaklaşık 10 yıl önce borçlu şirketten ayrıldığı, 3.kişi şirkete 2018 yılında müdür olarak atandığı, iki şirket arasında yaygın sürekli bir ilişki bulunduğundan söz edilemeyeceği, internet kayıtları ve basın haberlerinin ise bu iki şirket arasında organik bir ilişkiden ziyade yüzeysel bir ilişki bulunduğuna delalet ettiği, dava dilekçesi incelendiğinde davacının ne borçlunun ne de 3. şahsın ticari defterlerine dayanmadığı, bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talebinin olmadığı görülmekle ispat hakkının kısıtlandığına yönelik istinaf talebinin de reddi gerektiği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı alacaklı vekili; dava ve istinaf dilekçesini tekrarla borçlu şirket çevreden sorulduğunda haciz yapılan işyerinin gösterildiğini, takip borçlusunun aynı zamanda müvekkili bankanın müşterisi olup 2014 yılında hesabının kat edildiğini, aynı tarihte de 3.şirketin kurulduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince bilirkişi ve ticari defter deliline dayanılmadığı belirtlmiş ise de, dava dilekçesinde yer verildiğini, ticari defter incelemesi yapılması gerektiğini tekrarla belirterek kararın bozulmasını istemiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ile terditli olarak ileri sürülen istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 uncu maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.