Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9610 E. 2023/3096 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9610
KARAR NO : 2023/3096
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi İcra Mahkemesine başvurusunda; tahsil harcının maktu olarak alınması gerektiğini ileri sürerek nisbi olarak hesaplanan ve fazla alınan harcın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda “… şikayet tarihinden çok önce fazla tahsil edilen harcın iade edildiği anlaşıldığından, konusu bulunmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına …” karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda;
“…tahsil harcının alacaklıya ödeme sırasında dosyaya giren tahsilat üzerinden kesildiği görülmektedir. Borçludan yapılan her tahsilatta öncelikle tahsil harcı kesilerek bakiye alacaklıya ödenecektir. Davacı-borçlu vergi dairesine ödenen fazla miktarının istirdadını istemektedir. Oysa İcra Mahkemesinin istirdada yönelik bir karar vermesi mümkün değildir. Öte yandan talep konusu yapılan miktar yönünden zaten müdürlükçe bir karar alındığı ve vergi dairesine yazı yazıldığı da görülmektedir. Bu karar alacaklının talebi doğrultusunda yazılmış ise de borçlunun da bu kararı her zaman şikayet etme hakkı vardır. Dava dilekçesine konu miktarla ilgili müdürlükçe alınan ve ayakta olan bir karar mevcuttur. Bu karar ortadan kaldırılmadığı sürece müdürlük aldığı karar doğrultusunda işlem yapacaktır….”açıklaması ile istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesi değiştirilerek, tamamen farklı bir gerekçe oluşturularak istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu incelemesinin nasıl yapılacağına ilişkin usul düzenlemesi HMK’nın 341 ila 360. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili dairesinin İlk Derece Mahkemesinin gerekçe hatasını nasıl gidereceği 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2. maddesinde “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.” şeklinde düzenlenmiş.

Ayrıca 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Bölge Adliye Mahkemeleri İlk Derece Mahkemesinin hatasını HMK’nın 359. maddesine uygun şekilde yeniden karar vererek düzeltmek zorundadır.
Bu hüküm karşısında Bölge Adliye Mahkemelerinin düzelterek onama ya da sonucu doğru onama yetkisi yoktur.
Bu emredici düzenlemeler karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesini değiştirerek istinaf talebinin esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun yargılamaya hakim olan ilkeler bölümünde düzenlenen 33. maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu re’sen uygular” ilkesi gereğince hakim taraflarca ileri sürülen maddi vakıalar ile bağlı ise de onların hukuki nitelendirmeleri ile bağlı değildir. Diğer bir ifade ile 04.06.1958 tarih ve 15/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği üzere, hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re’sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir.
Somut olayda talep ve dosya değerlendirildiğinde şikayetçinin, nisbi tahsil harcı alınmasına ilişkin memur işlemini şikayet ederek fazla alınan harcın iadesini talep ettiği görülmekle talep bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öte yandan, HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca kesin hüküm dava şartı olup, kesin hüküm oluşturan bir mahkeme kararının varlığı halinde aynı kanunun 115/2. maddesi gereğince, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi zorunlu olacaktır.
İcra dosyasında bulunan İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06.01.2022 tarih ve 2021/568 E.-2022/16 K. sayılı kararının incelenmesinde; şikayetçisinin …, şikayet olunanın … olduğu, talebin 2942 sayılı Kanunun geçici 6. maddesi uyarınca harcın maktu olarak alınması gerektiğini ileri sürerek nisbi olarak hesaplanan ve fazla alınan harcın iadesine ilişkin olduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Bölge Adliye Mahkemesi’nce, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06.01.2022 tarih ve 2021/568 E.-2022/16 K. sayılı dosyasının celbi ile verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, iş bu şikayet yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme hüküm tesisi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 26.05.2022 tarih ve 2021/2776E.- 2022/1696 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedenine göre şikayetçinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.05.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.