Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9463 E. 2023/2859 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9463
KARAR NO : 2023/2859
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Soma İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki faize itiraz ve takibin iptali istemli şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile borçlu yönünden icra emrinin iptaline, takip dosyasının mükerrer olduğuna ilişkin şikayetin reddine, faize ve sair şikayetlere ilişkin bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, dayanak ipotek senedinin davalı alacaklı tarafından daha önce de takibe konulması nedeniyle takibin mükerrer olduğunu, ipoteğin fekki bildirilinceye kadar tesis edildiğini, ancak takipten önce taraflarına ‘fek bildirimi’ yapılmadığından faiz talep edilemeyeceğini, faiz oranının ipotek senedinde belirlenenden fazla olduğunu, faiz miktarının faiz başlangıcı olarak hangi tarih esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmadığından hatalı olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; mükerrer olduğu ileri sürülen takibin, süresinde satış talebinde bulunulmadığından şikayete konu takibin başlatılmasından önce düştüğünü, bu nedenle mükerrerliğin söz konusu olmadığını, ipotek ile teminat altına alınan alacağın tümüyle tahsil edilmemesi nedeniyle fek bildirimi yapılmadığını, şikayetçi borçluya ilk takipten önce alacağı temlik eden banka tarafından muacceliyet ihtarı yapıldığını, faiz başlangıcı olarak bu ihtarnameye göre belirlenen muacceliyet tarihinin esas alındığını, faiz oran ve miktarında hata bulunmadığını savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mükerrer olduğu iddia edilen Soma İcra Dairesinin 2020/2268 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhinde toplam 168.163,36 TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçluya 09.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından 16.10.2021 tarihinde satış talep edildiği, 16.10.2021 tarihinde İcra Müdürlüğünce icra emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerinde satış avansının dosyaya yatırılmaması nedeniyle satış talebinin reddi ile takibin düşürülmesine karar verildiği, şikayete konu Soma İcra Dairesinin 2021/2520 Esas sayılı takibin önceki takibin düşürülmesi kararından sonra, 02.11.2021 tarihinde başlatıldığı, bu durumda anılan takip dosyasının derdest bir takip olarak kabul edilemeyeceği, şikayetçi borçlu ile dava dışı … A.Ş. arasında 50.000 TL limitli kredi açılmasına ilişkin Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesi düzenlendiği, ipotek akit senetlerinin ekinde bulunan “ipotek tesis ve tescil istemi” başlıklı belgenin anılan taraflarca imzalandığı, içeriğinde açıkça kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu teminen şikayetçi borçlu adına kayıtlı Manisa ili Soma ilçesi Türkali Mahallesi 113 ada 4 parsel, 117 ada 3 parsel ve 118 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerine 29.11.2007 tarih 4575 yevmiye numaralı 150.000 TL bedelli ipoteğin tesis edildiği, buna göre tesis edilen ipoteğin kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmediği ve niteliği itibarıyla üst sınır (limit) ipoteği olduğu, temlik alan alacaklı ile borçlular arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı, alacaklının kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı, İİK’nın 150/ı maddesinde yer alan koşulların bulunmadığı, takip konusu ipoteğin İİK’nın 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı, bu nedenle temlik alan davalı alacaklı tarafından anılan maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığı, bu hususun İİK’nın 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tâbi olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetin kısmen kabulü ile borçlu yönünden icra emrinin iptaline, takip dosyasının mükerrer olduğuna ilişkin şikayetin reddine, faize ve sair şikayetlere ilişkin bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; takibe dayanak ipotek senedinin alacaklı tarafından daha önce takibe konulduğunu, bu nedenle başlatılan takibin mükerrer olduğunu, ipoteğin fekki bildirilinceye kadar tesis edildiğini, ancak takipten önce taraflarına ‘fek bildirimi’ yapılmadığından faiz talep edilemeyeceğini, faiz oranının ipotek senedinde belirlenenden fazla olduğunu, faiz miktarının faiz başlangıcı olarak hangi tarih esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmadığından hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile faize ilişkin talepleri yönünden de şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK’nın 150/e maddesinin, icra emri tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmü gereğince, alacaklı tarafından icra emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir yıl içinde satışın istenmesi ve satış avansının yatırılması halinde, anılan hükme göre takibin düşürülmesine karar verilemeyeceği, her iki takibin dayanağı olan ipotek senedi aynı ise de İcra Müdürlüğünce mükerrer olduğu ileri sürülen Soma İcra Müdürlüğünün 2020/2268 Esas sayılı icra takibinin 19.10.2021 tarihinde düşürülmesine karar verildiği, şikayete konu 2021/2520 Esas sayılı icra takibi anılan takibin düşmesinden sonra, 02.11.2021 tarihinde, başlatıldığından takibin mükerrer olduğundan söz edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca icra emrinin iptaline karar verilmesine ilişkin olarak taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığı, icra emrinin iptaline karar verilmesi karşısında şikayetçi borçlunun faiz oranı ve işlemiş faize yönelik şikayetinin esastan incelenmesine gerek bulunmadığı, dosya içeriği, toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı dikkate alınarak kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; takibe dayanak ipotek senedinin alacaklı tarafından daha önce takibe konulduğunu, bu nedenle başlatılan takibin mükerrer olduğunu, ipoteğin fekki bildirilinceye kadar tesis edildiğini, ancak takipten önce taraflarına ‘fek bildirimi’ yapılmadığından faiz talep edilemeyeceğini, faiz oranının ipotek senedinde belirlenenden fazla olduğunu, faiz miktarının faiz başlangıcı olarak hangi tarih esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmadığından hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mükerrer takip nedeniyle icra takibinin iptali ve faiz oranı ile işlemiş faize itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 148., 149. ve 150/ı. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.