Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9371 E. 2023/2082 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9371
KARAR NO : 2023/2082
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; takibe dayanak ipotek belgesinde taşınmazın 175.000,00 TL bedelle, 1. derecede, faizsiz verildiği ve kesin borç ikrarını içerdiğini, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilmesi için alacağın ipotek akit tablosuna dayanması ve takip talebine eklenmesi yeterli olup ipoteğin niteliğinin ve ihtarname tebliğ edilip edilmemesinin bir öneminin olmadığını, takibe dayanak ipotek belgesinin dosyada bulunduğunu ve ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edildiğini, bu hususun tebliğ zarfı ile sabit olduğunu, icra dosyasında ipotek veren ve asıl borçlunun aynı kişi olduğunu, bu nedenle borçlunun zorunlu takip arkadaşlığına yönelik itirazlarının haksız olduğunu, alacağın likit ve muayyen olduğunu belirterek, davalının itirazının kaldırılmasına, takibin kaldığı yerden devamına, alacağın likit olduğundan kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte itirazın icra mahkemesi kararı ile kaldırılabilmesi için alacağın dayandığı belgenin kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içermesi ve ipotek teminatının kapsamındaki borç ilişkisinden doğması gerektiğini, davacı tarafça icra dosyasına sadece ipoteğin tescil edildiği ipotek resmi senedinin sunulduğunu, alacağın dayanağı belgenin sunulmadığını, resmi senette ipoteğin diğer kredi için konulduğu açık bir şekilde yazıldığını, icra dosyası ve dava dilekçesinden davacı alacaklının, müvekkiline hangi krediyi kullandırdığı, ipoteğin hangi alacağa dayalı olarak verildiğine ilişkin bir belge ve açıklama bulunmadığını, davalı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, ödeme emrinde takip dayanağının gönderilmediğini, yine alacaklı tarafından sadece ipotek borçlusu aleyhine takip başlatıldığını, asıl borçlu ile ipotek borçlusu arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, takibin bu yönüyle de usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, davacının kötüniyetli olarak takip yapması nedeni ile %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takiplerde itiraza ilişkin olarak uygulanan İİK’nın 62-72. maddelerinde takibin dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmesinin zorunlu olduğuna ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmadığı, davacı alacaklı lehine tesis edilen ipoteğin ana para ipoteği olduğu, ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarının içerdiği, borçlu ile ipotek verenin aynı kişi olması nedeni ile İİK 149/b’de öngörülen zorunlu takip arkadaşlığına uyulmadığına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davacı alacaklının elindeki belgenin İİK 68’de sayılan belgelerden olması nedeni ile davalı borçlu tarafından borçlu olunmadığının aynı nitelikte belgelerle ispat edilemediği, faize itiraz edilmiş ise de takip talebinde ve ödeme emrinde işlemiş faiz talebinde bulunulmadığı, işleyecek faizin de kanuni faiz olarak gösterildiğinden yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu vekilince;davaya cevap dilekçesinde belirtilen hususları aynen tekrarla birlikte, ipoteğin FBK. Şeklinde düzenlendiğini, vadenin belirli olmadığını, müvekkiline ihtarname keşide edilmediğinden temerrüt gerçekleşmediğini, alacağın yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi, davacı alacaklının kötü niyetli olaral takip yapması nedeni ile %20 oranında kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu vekilinin 07.12.2020 tarihinde “…ödeme emrinde takip dayanağı gönderilmemiş olduğunu, takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklı tarafa müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını, takibi ve takip dayanağı belgeleri kabul etmediklerini, takibin sadece ipotek borçlusu aleyhine başlatıldığını, müvekkiline herhangi bir ihtarname keşide edilmediğini belirterek borca, işlemiş faize, faiz oranına, işleyecek faize, masraf ve tüm ferilere itirazda bulunduğu…”, ipotek akit tablosunun incelenmesinde, borçlunun alacaklı lehine 175.000,00 TL bedel için, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle, borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiği, ipoteğin, mevcut olan bir borç için tesis edilmekle kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup, ilam niteliğini taşıdığının anlaşıldığı, ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içerse de, alacaklı tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılmasında ve borçluya 9 örnek ödeme emri gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ipoteğin belirtilen niteliği, borçlunun itirazında ve yargılama sırasında borcu olmadığı veya borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gözetildiğinde mahkeme kararının yerinde olduğu, takibe dayanak ipotek akit tablosunda alacak miktarı 175.000,00 TL olarak belirtilmekle, alacağın likit olduğu ve davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu dikkate alındığında İİK. 68 maddesi kapsamında davacı alacaklı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davalı borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu vekilince; istinaf dilekçesi içeriğindeki iddiası ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK’nın 149/b, 150, 150 /a-1 ve sair hükümleri

3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı borçlu vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.