Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9334 E. 2023/2173 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9334
KARAR NO : 2023/2173
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, itirazların 301.493,98 TL asıl alacak yönünden kaldırılmasına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararın davalı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı borçlunun istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine, davalı borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Alacaklı dava dilekçesinde; davalı borçlu hakkında faturaya dayalı olarak başlattığı genel haciz yoluyla ilamsız takipte, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından takibe, borca, faiz ve ferilerine itirazda bulunulduğunu, dayanak faturaların borçlu ile aralarındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı olarak düzenlendiğini, buna ilişkin belge ve kayıtların borçlu kurumda mevcut olduğunu ve yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılması ile borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı borçlu cevap dilekçesinde; borcunun bulunmadığını, davacı alacaklı ile kendi hesapları arasında uyumsuzluk bulunduğundan taraflar arasında hesap mutabakatı yapılması gerektiğini, bu mutabakat sonucunda alacağın mevcut olması halinde ödeme yapılabileceğini, kamu kurumu olması ve alacak miktarının tespite muhtaç olması nedenleriyle aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile davacı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içerisinde takibe itiraz edildiği, davacı alacaklı tarafından itirazın kaldırılmasının talep edildiği, faturaların davalı borçlunun muhasebe kayıtlarına işlendiği, borçlu tarafından ödeme yapıldığına ilişkin ödeme belgesinin ibraz edilemediği, bu nedenle alacağın varlığının kabulü gerektiği, tüm dosya kapsamı ve aldırılan bilirkişi raporu göz önüne alındığında, davalı borçlu tarafından ödeme yapılırken damga vergisi kesintisi yaptıktan sonra kalan bakiyenin davacı alacaklıya ödenmesi gerektiği, davacı alacaklının davalı borçludan takip tarihi olan 30/07/2019 tarihi itibariyle talep edilebilir 301.493,98 TL alacağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9948 E. sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazların 301.493,98 TL asıl alacak yönünden kaldırılmasına, asıl alacak olan 301.493,98 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu istinaf dilekçesinde; borcunun bulunmadığını, davacı alacaklı ile kendi hesapları arasında uyumsuzluk bulunduğundan taraflar arasında hesap mutabakatı yapılması gerektiğini, bu mutabakat sonucunda alacağın mevcut olması halinde ödeme yapılabileceğini, kamu kurumu olması ve alacak miktarının tespite muhtaç olması nedenleriyle aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte altı adet faturaya dayanıldığı, dayanak faturaların borç ikrarını içermemesi nedeniyle alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunamayacağı, alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, mahkemece itirazın kaldırılması talebinin usulden reddine ve itirazın kaldırılması talebi usulden reddedildiğinden davalı borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, davacı alacaklının ileri sürdüğü istinaf sebepleri yerinde olmadığından davacı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığı ancak kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesi ile davalı borçlunun istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine, davalı borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı alacaklı temyiz dilekçesinde; itirazın kaldırılması talebine dayanak yapılan belgelerin yalnızca takibe konu faturalar olmadığını, davalı borçlu kurumun İİK’nın 68/1. maddesinde belirtilen nitelikteki defter ve kayıtları ile de alacağın varlığının ispatlandığını, borçlu tarafından yapılan kabuller ve kesilen faturalar ile alacağın kesin ve likit olduğunun ispatlandığını, itirazın haksız ve kötüniyetli yapıldığını, davalı borçlunun istinaf isteminin reddi ile mahkemenin de alacaklarının varlığının bulunduğunu kabul ettiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile ilamsız takipte alacaklının borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 68. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2., 341., 355., md. 359. maddeleri ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2.6100 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “istinaf kanun yolu” 6100 sayılı Yasa’nın 341 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yasa’nın 355/1. maddesinde istinaf incelemesinin “istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesi’nin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözeteceği hüküm altına alınmış,
İstinaf incelemesi sonucunda kararın neleri içereceği Yasa’nın 359. maddesinde açıklanmış ve özellikle 2. fıkrada;
“ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’ nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüd uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Ayrıca, HMK’ nın 298/2. maddesi uyarınca “ gerekçe/hüküm çelişkisi “ yaratılmamalıdır.
3.Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesi doğru bir şekilde istinaf sebeplerini değerlendirmiş, istinaf sebeplerinin kısmen yerinde olduğuna kanaat getirmiş, fakat yapılan inceleme sonucunda;
“1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-… 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 04.11.2020 tarih 2019/698 Esas 2020/528 Karar sayılı kararının HMK’nun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Davalının tazminat talebinin REDDİNE” şeklinde hüküm oluşturmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeye uygun şekilde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulması ve tashih kararı ile hüküm fıkrasında esaslı değişiklik yapılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Temyiz olunan … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 16.06.2022 tarihli ve 2021/691 Esas – 2022/1805 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına,

Diğer bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.