YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9311
KARAR NO : 2023/2178
KARAR TARİHİ : 29.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki şikayet ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince birleşen dosya yönünden; şikayetin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, esas dosya yönünden; icra emri iptal edildiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Borçlu; alacaklı tarafından başlatılan ticari işletme ve taşınır rehni sözleşmesine dayalı Ör. 44 ilamlı takipte, esas dosyada; dayanak kredi sözleşmelerinin TL ve Usd para cinsi üzerinden yapıldığını, faiz oran ve miktarlarının fahiş olduğunu, hangi alacağa hangi sözleşmedeki faiz oranının uygulanması ile faiz miktarlarının bulunduğunun anlaşılamadığını, işlemiş faizin sözleşmeye aykırı olduğunu, birleşen dosyada; sair nedenlerle birlikte, dayanak rehin sözleşmesinin onaylama suretiyle oluşturulmuş noter senedi niteliğinde olduğundan İİK’nın 38. maddesinde sayılan ilam niteliğindeki belgelerden olmadığını, kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğini, borcun sona ermesinden sonra rehnin fek edileceği taahhüdünü içerdiğinden şarta bağlı olarak tesis edildiğini, bu nedenlerle ilamlı takip başlatılamayacağını ileri sürerek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçi borçlunun kredi borcunun zamanında ödemediğini, takip öncesinde hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, faiz oranlarının sözleşmelere uygun olarak belirlendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı tarafından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 44 nolu icra emrinin tebliği üzerine asıl ve birleşen dosyalarda, şikayetçi borçlu tarafından takip talebi ve icra emrinde belirtilen faize ve hesaplamaya itiraz ile birlikte dayanak rehin sözleşmesinin ilam niteliğini taşımadığı gerekçesi ile şikayette bulunulduğu, noterlerin zorunlu olarak düzenleme şeklinde yapacağı işlemlerin Noterlik Kanunu’nun 89. maddesinde gösterildiği, bunun dışında kalan belgelerin genel olarak onaylama şeklinde yapıldığı, düzenleme şeklindeki noter senetlerinde bu durumun belgenin üst kısmına açıkça yazıldığı, takibe dayanak olan … 8. Noterliğinin 28/02/2017 tarihli rehin sözleşmesinin noterde düzenleme şeklinde değil, onaylama şeklinde hazırlandığı, bu hususun sözleşme metninin ilk satırında da yazılı olduğu, İİK’nın 38. maddesine göre, noter senetlerinden yalnızca “para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetleri”nin ilam niteliğindeki belgelerden olduğu, dayanak rehin sözleşmesinin İİK’nın 38. maddesinde sayılan nitelikte belgelerden olmadığı, ilam niteliğinin bulunmaması nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine konu yapılamayacağı, icra emrinin iptaline karar vermek gerektiği, icra emri iptal edildiğinden asıl davadaki itirazların konusuz kaldığı gerekçesi ile birleşen dosya yönünden; şikayetin kısmen kabulü ile kısmen reddine, icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, esas dosya yönünden; icra emri iptal edildiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, itirazlarını sunmaları içinde süre tanınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; kredi borcunun zamanında ödenmediğini, takip öncesinde borçluya hesap kat ihtarı tebliğ edildiğini, faiz oranlarının sözleşmelere uygun olarak belirlendiğini, dayanak rehin sözleşmesinin kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içerdiğini ve ilam niteliğinde olduğunu, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 18. maddesinde Medeni Kanunun taşınmaz rehnine ilişkin hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, takibin İİK 150/ı maddesine uygun olarak başlatıldığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK’nın 150/h maddesinde alacağı taşınır rehni ile güvence altına alınmış olan alacaklının, “alacağı” veya “rehin hakkı” ya da “her ikisi” bir ilamda yahut ilam niteliğindeki bir belgede (İİK md. 38) tespit edilmiş ise ilamların icrasına dair hükümlerin uygulanmasını talep edebileceğinin, İİK’nın 38. maddesinde “mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri…” nin ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi tutulduğunun düzenlendiği, takibe dayanak yapılan … 9. Noterliğinin 28/02/2017 Tarih, 02829 Yevmiye Numaralı “Ticari İşletme ve Taşınır Rehni Sözleşmesi”nin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmadığı, bu nedenle İİK’nın 38. maddesinde sayılan, ilam niteliğindeki belgelerden olmadığı, alacaklının rehin hakkı ve alacağının ilam niteliğinde bir belge ile tespit edilmediği, İİK’nın 150/h maddesi uyarınca taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu nedenle şikayetçi borçluya icra emri tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, itirazlarını sunmaları içinde süre tanınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; kredi borcunun zamanında ödenmediğini, takip öncesinde borçluya hesap kat ihtarı tebliğ edildiğini, faiz oranlarının sözleşmelere uygun olarak belirlendiğini, dayanak rehin sözleşmesinin kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içerdiğini ve ilam niteliğinde olduğunu, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde …. Kanunu’nun 18. maddesinde Medeni Kanunun taşınmaz rehnine ilişkin hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, takibin İİK 150/ı maddesine uygun olarak başlatıldığını ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ticari işletme ve taşınır rehni sözleşmesine dayalı ilamlı takipte takibin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1512 sayılı Noterlik Kanunu ve sair yasal mevzuat
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu ve davalı alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraflarca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90’ar TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.