Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/9166 E. 2023/2251 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9166
KARAR NO : 2023/2251
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul/Kaldırma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus takip yolundan kaynaklanan şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince; davacı … yönünden şikayetin reddine, davacı … yönünden şikayetin kabulüne, takibin … yönünden İİK 170/a-2 maddesi uyarınca iptaline, İİK’da tazminat ön görülmediğinden tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın borçlu … ve alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlu …’in istinaf başvurusunun reddine, alacaklının istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’ nin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında, icra takibinde kefil durumunda olan borçlu … hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin ve kararın icra takibine konu olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … yönünden ise borcun vadesinin gelmediğini, bu şekilde başlatılan icra takibinin iptal edilmesi gerektiğini beyan ederek, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesinde borçluların müteselsil borçlu olduklarını, bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğinden muaccel hale geldiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ihtiyati haciz kararının uygulatılması ile kanun hükmü gereği borçlu yönünden muaccel hale gelen bono sebebiyle keşideci borçlu … yönünden senedin vadesi gelmeden takip başlatıldığına dair iddianın yerinde görülmediği, borçlu aval veren … yönünden ise muacceliyet kesbetmeyeceği dolayısıyla alacaklının kambiyo hukuku mucibince henüz takip hakkına sahip olmadığı gerekçesiyle davacı … yönünden şikayetin reddine, davacı … yönünden şikayetin kabulüne, takibin … yönünden İİK 170/a-2 maddesi uyarınca iptaline, davacılar ve davalı lehine şikayete ilişkin olarak İİK’da tazminat ön görülmediğinden tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu … ve alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Borçlu … istinaf başvurusunda; borcun vadesinin gelmediğini, koşulları oluşmadan başlatılan icra takibinin iptal edilmesi gerektiğini, davalının kötü niyeti sebebiyle hem itibar kaybettiği hem de haksız yere harç, masraf, faiz, vekalet ücreti ödemek durumunda kalacağını ileri sürmüştür.

2.Alacaklı istinaf başvurusunda; vadesi gelmeyen bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin müeccel olan bonoları muaccel hale getireceği, davacıların her ikisinin de müşterek ve müteselsilen borçlu olduğu, davacı …’in aval veren olduğu, bonodan asıl borçlu gibi müteselsil sorumlu olduğu, hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak takip yapılabileceğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibin geçerli bir ihtiyati haciz kararına dayalı olarak başlatıldığı, davacı … yönünden alacağın muacceliyet kesbettiği, ihtiyati haczin kaldırılması kararının ihtiyati haczin uygulanmasından sonrasına denk geldiği, TTK’nın 778. maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gerekli 724/1. maddesi gereğince bir poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro eden veya o poliçeye aval veren kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu; aval verenin sorumluluğunun borca kefil olana nazaran asli ve bağımsız nitelik taşıdığı ve bononun yetkili hamiline karşı asıl borçluyla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu gözetildiğinde İİK’nın 257/3 maddesinin aval veren hakkında uygulanmayacağı ve ihtiyati haciz kararının verilmesiyle itiraz üzerine kalkmasına karar verilse bile borcun asıl borçlu gibi aval veren yönünden de muaccel hale geldiğinin kabul edilmesi gerektiği buna göre borcun … yönünden de muaccel hale geldiği, davanın tümden reddi gerekirken davacı … yönünden kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı borçlu …’in istinaf başvurusunun reddine, davalı alacaklının istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlular temyiz başvurularında; takip dayanağı bonoların vade tarihi gelmeden takibe konulduğu, alacaklının kefil, … veren, ciranta ve aval verenlere karşı vade tarihinden önce ihtiyati haciz talep etme hakkı bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, vadesi gelmeyen senet hakkında icra takibi yapılmasına ilişkin takibin iptali şikayetine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 257/2., 257/3., 261.,maddeleri, TTK’nın 778/3. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanunun 702/1. maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçluların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.