YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9110
KARAR NO : 2023/2927
KARAR TARİHİ : 02.05.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/226 (E) ve 2022/73 (K)
SUÇ : Sermaye şirketinin iflasını istememek
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 22.07.2014 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirket aleyhine başlatılan icra takibinde alacağın tahsil edilemediğini, şirket yetkilisinin bilerek şirket borçlarını ödemediğini, sanığın üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin üzerinde çok sayıda haciz olduğunu belirterek, sanığın aczine kendi fiiliyle sebebiyet vermek veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırmak ve sermaye şirketinin iflasını istememek suçlarından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 332 inci ve 345/a ıncı maddeleri gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2.Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 20.11.2014 tarihli kararı ile, sanık hakkında aczine kendi fiiliyle sebebiyet vermek veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırmak ve sermaye şirketinin iflasını istememek suçlarından ayrı ayrı beraatine, karar verilmiştir.
3.Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 20.11.2014 tarihli kararının müşteki vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 20.06.2019 tarihli ve 2019/3254 Esas, 2019/10787 Karar sayılı kararı ile “…A-)İİK’nun 332. Maddesinden kurulan hükmün onanmasına,B-)İİK 345/a maddesinden; 2004 sayılı İİK’nın 345/a maddesindeki “sermaye şirketinin iflasını istememek” suçunun oluşabilmesi için, aynı Kanun’un 179. ve 6102 sayılı TTK’nın 376. maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle; öncelikle şikayet tarihinden itibaren geriye dönük olarak yakın zamanda borçlu şirkete ait ticari defterlerin temini ile borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takip dosyalarının, Vergi Dairesinden en son kurumlar vergisi beyannameleri ile varsa bilançolarının da getirtilip mevcut borçları da pasife dahil edilerek, ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da incelenmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4.Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 25.02.2021 tarihli kararı ile, sanık hakkında sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan beraatine, karar verilmiştir.
5.Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 25.02.2021 tarihli kararının müşteki vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli ve 2021/5157 Esas, 2021/6749 Karar sayılı kararı ile “…2004 sayılı İİK’nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun’un 179 ve TTK’nun 376. maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle; mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 2019/3254 Esas ve 2019/10787 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere , borçlu şirkete ait tüm ticari defterler ile ticari defterlerin yanısıra , ayrıca borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlar ile borçlu şirkete ait vergi borçları ,SGK borçları da dikkate alınarak şirketin pasifine eklenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra ,şikayet tarihi olan 22/07/2014 itibariyle şirket hakkında iflas şartlarının oluşup oluşmadığının bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri yerine yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
6.Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 31.03.2022 tarihli kararı ile, sanık hakkında sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan beraatine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Müşteki vekilinin temyiz isteği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2021/5157 Esas, 2021/6479 Karar sayılı bozma ilamına uygun olmadığı, bilirkişinin de kabulünde olduğu üzere Yargıtay bozma ilamında bir nevi bilirkişiye yol gösterildiği ve 2014 yılı bilanço incelemesinin yapılması gerektiği, ancak dosyaya mübrez 22.03.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmiş olmasına rağmen 23.03.2022 tarihli ek raporda belirtilen hususun dikkate alınmadığı, bilirkişi tarafından kök rapora hiçbir katkıda bulunmayan açıklama yapmakla yetinildiği, şikayet tarihli olan 2014 yılı temmuz ayına kadar olan dönem yönünden herhangi bir inceleme yapılmamış olduğu, bu durumun alacaklı şirket bakımından hak kaybına yol açtığı, bu sebeple hükme esas alınan bilirkişi raporunun ilgili Yargıtay kararına ve hakkaniyete uygun olmadığı, takipsizlik sonucu kapanan icra dosyalarının borçlu tarafından itiraza uğramamış olduğu, bu sebeple ilgili borçların pasifler hanesine eklenerek hesaplama yapılması gerektiği, borçlu aleyhine başlatılan ve herhangi bir itiraz olmaması sebebiyle kesinleşmiş icra takiplerinin artık borçlunun pasiflerine dahil olduğu hususunda herhangi bir şüphe olmadığı, borçlunun kabulünde olan bir borcun, bilirkişi tarafından kabul görmemesinin herhangi bir izahının bulunmadığı, 08.03.2022 tarihli bilirkişi ek raporunun 2 numaralı değerlendirme başlıklı 2 nolu bendinde belirtildiği
üzere yapılan hesaplamalarda takipsizlik ile kapanan icra dosyalarının dikkate alınmadığı, Yargıtay ilamına uygun olmayan rapor esas alınarak eksiklikler giderilmeden hüküm kurulmasının usule, yasaya, hukuka ve somut olayın gereklerine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle kararının bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 345/a ıncı maddesi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2.Şikayet tarihinin 22.07.2014 tarihi olduğu, sanığın savunmasının alındığı 20.11.2014 tarihi ile inceleme tarihi arasında, 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen ve durduran başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 20.11.2022 tarihinde inceleme sırasında gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 31.03.2022 tarihli ve 2021/226 Esas, 2022/73 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki davanın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.05.2023 tarihinde karar verildi.