Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/8753 E. 2023/1693 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8753
KARAR NO : 2023/1693
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; 21.03.2019 tarihli dosya kapak hesabının hatalı olduğunu,
Takibin başlatıldığını tarihte asıl borçlu şirket hesaplarında bankanın blokesi bulunan 500.000,00 TL mahsup edilmeden takip başlatıldığını,
İşletmeye ait pos cihazlarından banka tarafından çekilen miktarların mahsup edilmediğini,
20.03.2015 tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi uyarınca bankaya grup şirketlerden … … … A.Ş.’nin kefaleti nedeniyle sorumluluk tutarı olan 1.441.067,32 USD ödeme yapılmış olmasına rağmen bu ödemenin de dikkate alınmadığını ileri sürerek bilirkişisi incelemesi yapılarak 21.03.2019 tarihli dosya kapak hesabının ve hesap edilen fazla tutarın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı, … .. Ltd. Şti’nin kullandığı krediler nedeniyle şikayetçinin kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını ve kredinin teminatı olarak banka lehine ipotekler tesis edildiğini, iddia edildiği gibi ödeme bulunmadığını, borçlu vekili tarafından 19.03.2019 tarihinde dosya hesabı yapılmasının istendiğini, 21.03.2019 tarihinde yapılan bu hesaba 08.04.2019 tarihinde yapılan şikayetin sürede olmadığını, 500.000,00 TL’nin kredi borcundan mahsup edilmesi yönünde bir talebin bulunmadığını, … … tarafından da anlaşma yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürerek şikayetin usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. Gerekçe ve Sonuç
Borçluya icra emrinin 02.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği, İİK’nın 33/1-2 maddesi uyarınca takip öncesi yapılan ödemelerin tebliğ tarihi itibariyle 7 günlük sürede ileri sürülmesi gerektiği, 20.03.2015 tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi uyarınca davalı bankaya grup şirketlerinden … … A.Ş.’nin kefalet borcu nedeniyle 1.441.067,32 USD ödediği yönündeki itirazının süresinde ileri sürülmediği anlaşılarak yapılan hesaplamada dikkate alınmamasında usulsüzlük bulunulmadığı, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile icra takibinden sonra yapılan ödemelerin TBK’nın 100. maddesi gereğince öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceği, icra takibinde kesinleşen temerrüt faiz oranının %48 olduğu kabul edilerek 21.03.2019 tarihi itibariyle nakit kredilerden kaynaklanan dosya alacağının toplam 12.119.271,64 TL; dosya hesap tarihi itibariyle takip içi yapılan ödemelerin 2.771.522,51 TL olduğu, kalan dosya borcunun 9.347.749,13 TL olarak hesaplandığı, ayrıca, nakdi teminat olarak depo edilmesi istenen meri teminat mektupları tutarının 21.03.2019 tarihi itibariyle 260.518,32 TL olduğu, 21.03.2019 tarihi itibariyle toplam alacağın 9.608.267,45 TL olduğu anlaşılarak şikayetin kısmen kabulü ile 21.03.2019 tarihli dosya alacak hesabının 9.608.267,45 TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Borçlu; yapılan ödemeleri dosya borcunun hesaplanmasında dikkate almayan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini, takibin başlatıldığı tarihte asıl borçlu şirketin alacaklı bankada bulunan hesabındaki blokeli 500.000,00 TL’yi düşmeden takip başlatıldığını, pos cihazından yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, Borç Tasfiye Sözleşmesi uyarınca bankaya 1.441.067,32 USD ödeme yapılmış olmasına rağmen bu ödemenin de dikkate alınmadığını, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinin uygun görülmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini, alacaklı bankanın takip öncesi tahsil ettiği parayı bildirmesi gerektiğini, banka kayıtları incelendikten sonra takip öncesi ve sonrası yapılan tüm ödemeler dikkate alınarak, dosya borcunun BDDK’nın bankalara bildirdiği ve alacaklı bankanın fiilen uyguladığı temerrüt faizinden fazla olmamak üzere faiziyle hesaplanmasının ve şikayetin kabulünün gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
C.1.Gerekçe ve Sonuç
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporunda yapılan ödemelerin TBK’nın 100. maddesi gereği öncelikle faiz ve masraftan mahsup edildiği, kesinleşen faiz oranının % 48 olarak hesaplandığı, krediye yapılan ödemeler de dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, buna göre 12.03.2019 tarihi itibari ile dosya alacağının 9.608.267.45-TL olarak tespit edildiği, İİK.33/1-2 maddesi gereğince borcun takip öncesinde ödenmesine ilişkin itirazın icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede ileri sürülmesi gerektiği, buna yönelik şikayetin 7 günlük sürede yapılmadığı, mahkemece ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu esas alınarak, şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve HMK’nın 355 maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Borçlu, pos gelirleri ve blokeli paranın bankadan sorularak ek rapor alınması talebi kabul edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, hesap kat ihtarına itiraz edilmemesinin fazla tahsilat yapılmasını haklı kılmayacağını, hukukçu olan bilirkişinin konunun uzmanı olmadığını, yapılan ödemeleri dikkate almadan rapor düzenlendiğini, bu raporun hükme esas alınamayacağını, yapılan pos tahsilatlarının, el koyma tarihine göre el koyulan teminatların, taraflar arasında yapılan ve protokol tarihine kadar ödenmiş olan ana para ve faiz ödemelerinin, taşınmaz satışı yoluyla elde edilen gelirin bankadan sorulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 21.03.2019 tarihli dosya kapak hesabının ve hesap edilen fazla tutarın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 16 ve 33, TBK’nın 100. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.