YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8698
KARAR NO : 2023/1644
KARAR TARİHİ : 14.03.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilamlı icra takibinde ilamın kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceğine dair şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ŞİKAYET
Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; takibe dayanak ilama istinaden menkul teslimine veya gayrimenkul tahliye veya teslimine dair icra emri düzenlendiğini, ancak takibe dayanak ilamın taraflarınca tehiri icra talepli olarak istinaf edildiğinden henüz kesinleşmediğini, takibe konu ilamda hüküm altına alınan hususun sınaî mülkiyet hukukuna ilişkin olduğunu ve sınai mülkiyet hukukundan doğan uyuşmazlıkların kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek davanın kabulü ile takibin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; icra takibine konu ilama ilişkin yapılan yargılamada sınaî mülkiyet hukuku kapsamında hiçbir uyuşmazlık bulunmadığını, takibe konu edilen ilama ilişkin yargılama konusunun 5846 sayılı Fikri Sanat Eserleri Kanunu kapsamında olmadığı gibi fikri sınai haklar mahkemesinde görülmesi gereken bir dava ve uyuşmazlık da olmadığının Bölge İdare Mahkemesi kararıyla tespit edildiğini, takip konusu ilamda yer alan taraflarına iadesi gereken yazılım kaynak kodlarının mülkiyetlerinde olduğunun borçlu tarafçada ikrar edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; icra takibine konu ilam içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere, dava konusunun eser sözleşmesinden kaynaklı iade davası olup, anılı kaynak kodlarının mülkiyetine ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, davacı bankanın iddia ettiği gibi ilamın sınai mülkiyet hakkından kaynaklanmadığından icraya konulması için de kesinleşmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; doktrindeki ve yargı kararlarında, sınaî mülkiyet haklarının şahıs varlığı hakları, dolayısıyla şahsın hukuku kapsamında değerlendirilmesi gerektiği konusunda görüş birliği hâkim olduğunu, bu bağlamda alacaklının; bir ilama dayanarak, ilamlı icra takibi başlatabilmesi için hükmün kesinleşmesinin beklenilmemesi kuralının, yargı kararlarıyla ortaya çıkan istisnalarından birini de sınaî mülkiyet haklarına ilişkin ilamların icrası oluşturduğunu, yargı kararlarında da sınaî mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklarda dava konusu hakların asılları ve fer’ilerinin, karar kesinleşmeden icra yoluyla takip edilemediğini, bilgisayar yazılımının kaynak kodlarının karar tarihi itibariyle bütün güncel halinin davacıya verilmesine dair kararın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “sırların saklanması” başlıklı 73. maddesine ve KVKK hükümlerine aykırı olduğunu, yerel mahkemece konuya hatalı bir şekilde bankanın “bankacılık sırları kapsamına giren kaynak kodlarını davacı tarafa vermekten kaçınma hakkı bulunup bulunmadığı” noktasından yaklaştığını, asıl tartışılması gerekenin bankadan talep edilen güncel veriler içerisinde bankacılık sırları kapsamında yer alan veriler olup olmadığı olduğunu, bankacılık sırrına giren verilerin yer aldığının tespiti halinde bu verilerin kim olursa olsun 3. kişilere verilmeyeceği hususunun izahtan vareste olduğunu, bu hususun taraflarınca istinaf sebebi olarak gösterildiğini ve tehiri icra talepli olarak yasa yolu müracaatın taraflarınca gerçekleştirildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe dayanak ilamda dava konusunun, lisans alımı ve bakım sözleşmesinden kaynaklanan kaynak kodlarının iadesi istemine ilişkin olduğunu, davaya konu ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlardan olmadığı gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu belirtilerek şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,menkul teslimine veya gayrimenkul tahliye veya teslimine dair icra takibinde takibe konu ilamın kesinleşmeden icraya konulamacağına dair şikayete ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
HMK’nın 367/2
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.