Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/8569 E. 2023/1421 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8569
KARAR NO : 2023/1421
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğu ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali şikayetinin süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; tebliğ edilen ödeme emri tebligatının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat zarfında Tebligat Kanunu’nun 21. madde şerhi bulunmamasına rağmen posta memuru tarafından yetkisiz şekilde T.K.’nın 21. Maddesine göre işlem yapıldığını, geçerli bir tebligat yapılmadığı için ödeme emrinde yer alması gereken ihtaratların usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takibin dayanağı senedin genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, genel kredi sözleşmesine banka sistemi tarafından verilen 4590849 numarasının senet üzerine de derç edilerek banka kredi sözleşmesinde senede atıf yapıldığını, senedin düzenleme tarihi, keşidecileri, bedelinin genel kredi sözleşmesi ile birebir uyumlu olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve İİK.nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; davacının takipten ve yapılan tebligattan haberdar olduğunu, davacının 10/04/2017 tarihinde açmış olduğu … 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/378 esas 2020/117 karar sayılı dosyası ile borca itirazda bulunduğunu, işbu davada davasından feragat ettiğini, davacının bu şekilde borçtan haberdar olduğunun kabulü gerekeceğini, takibin dayanağı senedin teminat senedi olmadığını, senedin teminat senedi olarak kabul edilmesi için miktarı ve tarihi belli olacak şekilde ayrı bir sözleşme ile gösterilmesinin ya da alacaklının bu yönde kabulünün olması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun dava dilekçesinde kendisine yapılan diğer tebligatların usulsüzlüğüne dair bir iddiada bulunmadığını ve borçluya gönderilen kıymet takdir raporunun tebliği ile takipten haberdar olduğunun kabulü gerekeceğini dolayısı ile bu tarihten itibaren usulsüz tebliğ şikayetinde bulunulmadığını kaldı ki borca itirazın da ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin ve takibin iptali talebinin süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlu istinaf dilekçesinde; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gibi takipten haberdar olduğu kabul edilen kıymet takdir raporuna dair tebligatında usulsüz olduğunu,kıymet takdir raporunun tebliğinin usule uygun olduğunun kabul edilmesi halinde dahi cebri icra işlemleri uygulanacak kişiye İİK’nın 168. maddesinde sayılı yasal başvuru haklarının hatırlatılmaması gerektiğini, bu husustaki eksikliğin hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet dilekçesinde diğer tebliğlerin usulsüz olduğu iddia edilmediğinden ilk kıymet takdiri tebliği tarihinde yani 27.09.2012 tarihinde borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekeceği gibi ödeme emrinin tebliğ edildiği hususunun da kesinleştiğini, ayrıca yapılan tebliğ ile takipten haberdar olunduğundan borçlunun istediği zaman dosyayı inceleyebileceğini, dosyadan haberdar olmasına rağmen kayıtsız kalmasının borçlunun kendi kusuru olduğundan ilk derece mahkemesince davanın süreden reddine dair kararın yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürmemesine karşın kendisine yapılan tüm tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinin açık olduğunu mahkemece her ne kadar bu hususun ileri sürülmediği belirtilmiş ise de bunun adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ödeme emri tebligat işleminin usulsüzlüğü ve takibin iptaline dair şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK md 16., TK md. 21/1, İİK’nın 169/a

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.