Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/8283 E. 2023/1816 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8283
KARAR NO : 2023/1816
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan örnek 6 ilamlı icra takibinin iptali istemi nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın ipotek borçlusu tarafından istinaf edilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ipotek borçlusu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
İpotek borçlusu şikayet dilekçesinde; kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunu,borcun muaccel hale gelmediğini, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, ipoteğin niteliğinin kayıtsız ve şartsız bir para borcu ihtiva etmediğini,takibe dayanak belgelerin onaylı suretinin dosyaya ibraz edilmediğini ve icra emri ekinde kendisine tebliğ edilmediğini, ipotek limitinin aşıldığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesinde; cebri satışı sürüncemede bırakmaya yönelik, tamamen kötü niyetle açılmış davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, takibin dayanağının kefalet sözleşmesi olmadığını ipotek sözleşmesi olduğunu,borçlunun kefalete ilişkin itiraz ve iddialarının takibin konusu olmadığını,borçlunun ipotek sözleşmesinden ayrı olarak imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinin kefalete ilişkin olarak TBK’nın 583 üncü maddesinde bahsedilen tüm şartları taşıdığını, kefalet sözleşmesine ilişkin kefil beyanının Borçlar Kanunu’na uygun olarak kefilin bizzat el yazısı ile yazıldığını,borçlu …’ın borçlu … … San. Ve Tic. A.Ş.’nin hakim ortağı ve yöneticisi olduğunu, TBK’nın 584/3 üncü maddesine göre ticari işletmenin sahip, yönetici ve ortaklarının işletme ile ilgili kefaletlerinde eş rızasının aranmayacağının açıkça belirtildiğini,borçlu ile alacaklı banka arasında akdedilen ticari (limit) ipotek sözleşmesinde şahsi kefalete ilişkin hiçbir kaydın mevcut olmadığını, borçlunun ihtarnamenin tebliğ edilmemesi sebebiyle borcun muaccel olmadığını, dayanak evrakının icra emri ile birlikte gönderilmediğini ve üst sınır ipoteği olmasına rağmen takibin teminat sınırının üzerinde açılmış olduğu yönündeki iddialarının gerçek dışı ve hukukilikten uzak olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetin süresinde olmadığı ve ipotek limitinin aşılmayacak şekilde takip başlatılması karşısında limitin aşıldığından da söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ipotek borçlusu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlu istinaf dilekçesinde; mahkemece gerekli incelemelerin yapılmadığını, kefaletinin geçersiz olduğunu, borcun muaccel hale gelmediğini, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, dava konusu takipte ipoteğin niteliğinin kayıtsız ve şartsız bir para borcu ihtiva etmediğini, takibe dayanak belgelerin onaylı suretinin dosyaya ibraz edilmediğini, icra emri ekinde tebliğ edilmediğini, ipotek limitinin aşıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK’nın 149/a maddesi gereğince borçlunun adına gönderilen icra emrine yönelik iddialarını İİK’nın 33. maddesi ya da İİK 16.maddesi uyarınca şikayet yolu ile yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerektiği, ancak ipoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağından, ipotek limitin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süreye tabi olmadığını, somut olayda; şikayetçinin mahkemeye başvurusunun icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreden sonra olduğu, takibine dayanak taşınmazların satış bedelinin rehin bedelini karşılamaması nedeni ile 29.06.2016 tarihli rehin açığı belgesinin düzenlendiği, böylelikle ipotek limitinin de aşılmadığı, yine şikayetçi tarafından ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun iddia edilmediği anlaşıldığından, mahkemece ipotek limitinin aşıldığına yönelik şikayetin esastan diğer şikayetlerin ise süresinde olmadığı belirtilerek reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleri ile HMK’nın 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ipotek borçlusu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İstinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar tekrar edilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan örnek 6 ilamlı takibin iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK 150/b, 149/a madde hükümleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Takipten önce ipotek borçlusu …’a … 2. Noterliği’nin 23.02.2016 tarih ve 01883 yevmiye nolu hesap kat ihtarının, resmi senette yazılı olan adresine 26.02.2016 tarihinde tebliğ edildiğinin, İİK’nın 150/ı maddesi şartlarının sağlandığının anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ipotek borçlusunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.