Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/7989 E. 2023/391 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7989
KARAR NO : 2023/391
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki şikayet nedeniyle yapılan yargılama inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince istemin kabulüne, hacizlerin fekkine karar verilmiştir.
Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete … Sulh Ceza Hakimliği’nin 09.12.2016 tarih ve 2016/509 D…. sayılı kararı ile TMSF’nin kayyum olarak atandığını, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.12.2018 tarih ve 2017/123 E.sayılı kararı ile fonun kayyımlık yetkisinin kaldırıldığını, aynı mahkemenin 19.12.2018 tarihli kararı ile müvekkili şirkete CMK’nın 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına, şirketin yönetim organı yetkilerinin ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümünün kayyımlara verilmesine karar verildiğini, 02.01.2019 tarihinde ise kayyımlık kararının tekrar kaldırılarak kayyım olarak TMSF’nin tayinine, tüm yetkilerin TMSF’ye verilmesine karar verildiğini, fon kurulunun aynı tarihli kararı ile müvekkili şirket hakkında iktisadi ve ticari bütünlük kararı aldığını, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134/5 maddesi gereğince kararın verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde iktisadi ve ticari bütünlük oluşturan varlıklar ile ilgili işletmelere ait menkul, gayrimenkul ve her türlü hak ve alacaklar ile 3. kişiler nezdindeki nakit varlıkların ve imtiyazlı alacaklar dahil 3. kişiler tarafından haczinin, muhafaza altına alınmasının ve satışının talep edilemeyeceğini, dosyada mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; icra müdürlüğü kararından döndükten sonra dava açıldığı, dava şartının dava açılma anında mevcut olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı borçlu hakkında … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/632 E. sayılı dosyasında 18.12.2018 tarihli ek kararı ile davacı şirkete 3 ay süre ile geçici mühlet verildiği, mühlet içinde borçlu aleyhine yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler kapsamında takip yapılamayacağı ve önceden başlatmış takiplerin de duracağı, duran takipte haciz uygulanamayacağı, borçlu şirket hakkında 22.12.2016 tarihinde ticari ve iktisadi bütünlük kararı verilmiş olup 2 yıl süreyle haciz uygulanamayacağı, 2 yıllık süre dolmadan 18.12.2018 tarihinde konkordato geçici mühlet kararı verildiği, geçici mühlet kararı dolmadan da 02.01.2019 tarihinde yine borçlu şirket hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı verilmiş olması nedeniyle 22.12.2016 tarihinden sonra icra dosyasında haciz uygulanamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve … 30. icra müdürlüğünün 2017/23176 E. 25.11.2019 tarihli kararının kaldırılmasına, dosyada uygulanan tüm hacizlerin fekkine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğini, hacizlerin kaldırılması yönünde hiçbir kanuni düzenleme bulunmadığını, şikayet konusu icra müdürlüğünün 25.11.2019 tarihli kararının kaldırılması istemine yönelik olmasına rağmen mahkemece tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilerek taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini, ayrıca icra müdürlüğü işleminden kaynaklanan uyuşmazlıkta aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu şirket hakkında 27.12.2017 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlu şirket hakkında 22.12.2016 tarihinde iki yıllık süreyle ticari ve iktisadi bütünlük kararı ve iki yıllık süre henüz dolmadan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/632 E. sayılı dosyasında 18.12.2018 tarihli ek karar ile 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, geçici mühlet kararı henüz dolmadan da 02.01.2019 tarihinde borçlu şirket hakkında yeni bir ticari ve iktisadi bütünlük kararı verildiği, bu durumda dosyada mevcut tüm hacizler ticari ve iktisadi bütünlük kararı ile geçici mühlet içinde konan hacizler olup hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, davalı alacaklı tarafın … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/632 E. sayılı dosyasında 18.12.2018 tarihli ek karar ile aynı konuda verilmiş bir karar varken yeniden karar verilemeyeceği iddialarının da yerinde olmadığı, dava ve şikayet konularının birbirinden farklı olduğu, savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüş ise de davalı alacaklı vekilinin duruşmalara katıldığı, savunma hakkının kısıtlanmadığı, HMK’nın 326. maddesi gereği haksız çıkan taraf olarak alacaklı aleyhine yargılama giderine ve tarifede öngörülen vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararında da bir usulsüzlük bulunmadığı, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine/ karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetin kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 33. maddesi ile değişik 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 134. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.