YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7758
KARAR NO : 2023/233
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki yetkiye itiraz, usulsüz tebligat şikayeti ve İİK 58. madde şikayeti nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden iptaline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkiline çıkarılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, çıkarılan ilk tebligatta T.K. 21/2 maddesinin uygulandığını ve bunun Tebligat Kanununa aykırı olduğunu, tebliğ mazbatası üzerinde bilgilendirmenin yapıldığı iddia edilen güvenlik görevlisinin imzasının bulunmadığını, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını ve yetkili dairelerin … İcra Müdürlükleri olduğunu, takip talebi ve ödeme emrinde alacağın EURO cinsinden belirtildiği ve TL karşılığının belirtilmediği bu hususun İİK’nın 58. maddesine aykırı olduğu iddiaları ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, takip dosyasında ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapıldığını, ödeme emrinde talep edilen toplam miktarın TL cinsinden belirtildiğini ve ödeme emrinin İİK’da belirtilen hususlara uygun olduğu iddiaları ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, icra dosyasında davacı borçluya ödeme emrinin 10.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği bu davanın ise 20.03.2019 tarihinde açıldığı bu hali ile davanın yasal süresinde açılmadığının anlaşıldığı ancak usulsüz tebliğ şikayetinin mevcut olması karşısında davacının takipten haberdar olduğu tarihi belirtmesi karşısında ıttıla tarihinin belirlenmesinin mümkün olabileceği, bu hususun davacı tarafından dava dilekçesinde ya da yargılamanın devamında hiçbir şekilde dile getirilmediği mahkemece bu hususta re’sen araştırma yapma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, takibe konu çekin keşide yerinin … olması karşısında yetki itirazınında geçerli olmadığı ancak öncelikle mahkemenin dikkate aldığı hususun davacının usulsüz tebliğ şikayetinde bulunur iken ıttıla tarihini belirtmemiş olduğunun anlaşıldığı, iddialarını ispat edemeyen ve hukuki dayanağını dile getirmeyen davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Müvekkilinin takipten 19.03.2020 tarihinde haberdar olduğunu ıttıla tarihinin bu tarih olduğunu, ıttıla tarihinin belirtilmemesinin tek başına davanın reddi için yeterli olmadığını, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü olduğunu, bahse konu davada öncelikle usulsüz olduğu ileri sürülen tebligatın usulsüz olup olmadığına karar verilmesinin bu aşamadan sonrada usulsüz tebliğ yapıldığının öğrenildiği tarihin yani ıttıla tarihinin tebligat tarihi olduğuna karar verilerek buna göre bir hüküm kurulması gerektiğini, yerel mahkemece tebligatın hiçbir şekilde incelenmeksizin taraflarına ıttıla tarihinin belirtilmemesine dayanarak davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu iddiaları ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, takip dosyası üzerinden borçlu aleyhine 717.427,40 Euro alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığının görüldüğü, İİK’nın 58. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talebinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re’sen göz önünde tutulması gerektiği, (HGK’nın 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K., Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2021/3058 Esas 2021/7358 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği gibi), somut olayda; örnek 1 takip talebinde toplam 717.427,40 Euro alacağın tahsili istenilmekle birlikte, yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmediğinin görüldüğü, borçlu tarafından şikayet sebebi olarak ileri sürülmesinin yanında kamu düzeni ile ilgili olan bu hususun İİK’nın 58. maddesi gözetilmek suretiyle, şikayete konu olan takipte tahsili istenilen yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden ve bu husus kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden, takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile, davacının istinaf talebinin kabulü ile şikayetin kabulüne ve takibin davacı borçlu yönünden iptaline karar vermiştir. Davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinden usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz hakkında karar verilmesinin herhangi bir etkisinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince, alacak miktarının o tarihte esas alınacak döviz kurunun açıkça belirtildiği, takip talebinde açıkça alacak kaleminin TL karşılığının anlaşılabilir olduğu, takip talebinde alacak miktarının TL karşılığının yer almadığı kabul edilse dahi ödeme emrinde alacak miktarının TL karşılığının ayrıntılı şekilde yer aldığı, ödeme emrinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, takip dosyasına yatırılan harç miktarından da alacak miktarının TL karşılığına denk gelen oranda harç yatırıldığı icra dosyasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı iddiaları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetki itirazı, usulsüz tebligat şikayeti ile 2004 sayılı İİK’ nın 58.maddesine gereğince takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği şikayetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
– 2004 sayılı İİK’nın 58. maddesi
-(HGK’nın 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K., Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2021/3058 Esas 2021/7358 Karar sayılı ilamları)
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemeleri’nin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa, mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.