Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/7661 E. 2023/50 K. 10.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7661
KARAR NO : 2023/50
KARAR TARİHİ : 10.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; takip dosyasından tapuda davacı kooperatif adına kayıtlı … İli, … İlçesi, 2127 Ada 1 Parsel C Blok 12, 27, 17, 28, 20 , E Blok 2, 23, 26, 32, 5, 27 bağımsız bölüm sayılı taşınmazlara haciz konulduğunu, haciz konulan taşınmazların üyelere tahsis edilen ve üyeler tarafından mesken olarak kullanılan taşınmazlar olduğunu, halen müvekkili adına kayıtlı olmaları sebebinin müvekkili kooperatifin halen alacak ve borçları ile derdest davaları nedeni ile tasfiye edilmemiş olması bulunduğunu, ancak halen davacı kooperatif adına tapuda kayıtlı olmalarının müvekkili kooperatifin yaptığı tahsis işlemlerinin geçerliliğine helal getirmediğini, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 2. maddesinin açık olduğunu, … kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütlerin başka bir resmi şekil şartı aranmaksızın geçerli olduğunu, mülkiyetin tahsis tarihinde geçtiğini, tahsis sonucu malik olanlar ile ilgisi olmayan kooperatif borcundan dolayı taşınmaz tapu kaydına haciz konulamayacağını beyanla, davanın kabulü ile taşınmaz kayıtlarına konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. Sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Bir başka deyişle, haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda şikayete konu taşınmazların haciz tarihinde, borçlu kooperatif adına tapuya kayıtlı olduğu görülmektedir. Taşınmaz mülkiyetinin nasıl el değiştireceği TMK’de düzenlenmiş olup, noter huzurunda çekilen kur’a sonucu, mahcuz taşınmazların kooperatif üyelerine verilmesi mülkiyetin intikali sonucunu doğurmaz. Bir diğer anlatımla noter huzurunda çekilen kura ile kooperatif adına olan tapu kooperatif üyesine intikal etmez. Bu nedenle haciz tarihinde borçlu kooperatif adına kayıtlı taşınmaz üzerine kooperatifin borcu nedeniyle haciz konulmasında yasaya aykırılık olmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; sayın Mahkeme kararında “taşınmaz mülkiyetinin nasıl el değiştireceği TMK’de düzenlenmiş olup” demektedir. Ancak konuya ilişkin 1163 Sayılı Kooperatifler yasasının 2/2. maddesi, “… kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir” şeklindedir. Malum olduğu üzere TMK genel kanun, Kooperatifler Kanunu ise özel kanundur. Bu halde özel kanun olan kooperatifler kanununun TMK’nın ilgili maddelerine aykırı olmayıp istisnası niteliğinde olmakla somut olaya özel kanun olan kooperatifler kanununun uygulanması gerektiğinde duraksama olmayacaktır. Mahkeme eksik inceleme neticesinde hata yapmıştır. Dava konusu haczin noter eşliğindeki kura çekimi ve tahsisten çok sonra konulduğu, dairenin adına tahsisinden sonra mülkiyet naklinin geç yapılmasının davacının aleyhine yorumlanamayacağı, Kooperatif Yasasının 2. maddesine göre ve yargı içtihatlarına göre kooperatifin mülkiyetinin üyelere tahsis tarihinde geçtiği kabul edilerek, haczin kaldırılması gerektiği, Kooperatifler Kanununun 2. ve İİK’nın 99. maddesi hükümleri adeta görmezden gelindiği hususları tekrarla; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Taşınmaz mülkiyetinin nasıl el değiştireceği TMK’da düzenlenmiş olup, noter huzurunda çekilen kur’a sonucu, mahcuz taşınmazların şikayetçilere isabet etmiş olması mülkiyetin intikali sonucunu doğurmaz. Bir diğer anlatımla noter huzurunda çekilen kura ile kooperatif adına olan tapu, kooperatif üyesine intikal etmez. Bu nedenle haciz tarihinde borçlu kooperatif adına kayıtlı taşınmaz üzerine kooperatifin borcu nedeniyle haciz konulmasında yasaya aykırılık yoktur. Diğer taraftan davacı vekili istinaf dilekçesinde İİK’nın 99. maddesinin görmezden gelindiğini beyanla da istinaf talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde İİK’nın 99. maddesine dayalı olarak açıkça bir iddia da bulunulmadığı açıktır. Bu durumda HMK 357. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen gözönünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar dinlenilemeyeceğinden davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü İİK’nın 99. maddesine ilişkin iddianın dinlenilmesi mümkün değildir. Hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğundan dava dilekçesindeki iddiaların borçlu tarafından 3. kişi lehine istihkak iddiası olarak kabulü yönünde nitelendirme yapılması gerektiği düşünüldüğünde de İİK’nın 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasının taşınırlar yönünden söz konusu olacağı, taşınmazlar yönünden istihkak iddiasında bulunulamayacağı, şikayetçi vekilinin taşınmazlar üzerine konan haczin kaldırılması isteminin şikâyet niteliğinde olduğu, bu nedenle de İİK 99. maddesinin somut duruma tatbikinin olanaklı bulunmadığı açıktır. Bu durum karşısında taşınmazların haciz tarihinde borçlu kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle haczedilmesinde yasal bir engelin bulunmadığı gerekçeleri ile HMK’nın 353/1-b/1 maddeleri uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki tüm hususları tekrarla; mahkeme kararının kaldırılmasına şikayetin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haczin kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. İİK’nın 16. maddesi , 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 2. maddesi
2. Hukuk Genel Kurulu ‘nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı karar
3.Dairemizin 25.12.2013 tarih ve 2012/29671 E. 2013/5684 K. sayılı ilamı

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.