Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/7541 E. 2023/3618 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7541
KARAR NO : 2023/3618
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/183 (E) ve 2021/580 (K)
SUÇ : Alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 17.02.2015 havale tarihli dilekçesi ile, borçlu aleyhine Antalya 15. İcra Müdürlüğünün 2014/5388 Esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde borçlu … adına kayıtlı olduğu düşünülen ….., ili, … İlçesi,…..,Mah., 601 Ada, 4 parsel sayılı yerdeki 3 nolu bağımsız bölümün 20.05.2014 tarihinde hakkında iflas erteleme davasından kaynaklı tedbir kararı bulunan diğer borçlu şirkete satılması nedeniyle haciz şerhi işlenemediğini, yapılan devrin alacaklısını zarara uğratmak kastıyla yapıldığını belirterek sanık hakkında alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu

eksiltmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2.Antalya 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 03.06.2015 tarihli kararı ile, sanık hakkında unsurları oluşmayan suçtan beraatine, karar verilmiştir.
3.Antalya 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 03.06.2015 tarihli kararının şikayetçi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 15.01.2019 tarihli ve 2016/9512 Esas, 2019/95 Karar sayılı kararı ile “…A)Sanığa İİK’nun 349/5. maddesine uygun şerhi barındıran duruşma davetiyesi gönderilmeden yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması, B)… somut uyuşmazlıkta; sanığın üzerine kayıtlı taşınmazını diğer borçlu şirkete muvazaalı olarak devrettiğinin iddia edilmesi karşısında, devri iddia olunan taşınmazın tapu kayıtları incelenerek sonucuna göre taraflar arasındaki devir sözleşmesi getirtilip devre konu taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp taşınmazın halen kimin kullanımında olduğu, satış bedelinin ödenip ödenmediği belirlenerek, sanığa isnat edilen suç kastının oluşup oluşmadığının tespiti açısından satışı yapılan taşınmazdan elde edilen paranın akibetinin ne olduğu, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı, banka veya sosyal güvenlik kurumlarına olan borcun ödenmesine sarf edilmişse, bu durumun ilgili kurumlara sorularak, sonucuna göre şikayete konu taşınmazın devrinin alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4.Antalya 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 20.10.2021 tarihli kararı ile, sanık hakkında unsurları oluşmayan suçtan beraatine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Müşteki vekilinin temyiz isteği, yapılan eylemin alacaklıya zarar vermek amacıyla yapılmış olduğu ve alacaklının zarar gördüğü, taşınmaz devir işleminin borcun doğumundan ve hatta icra takibinden sonra, takibin kesinleşmesinden hemen önce olduğu, yapılan devir işleminin özel olarak alacaklısını zarara uğratmak kastı ile yapıldığının açıkça ortada olduğu, suçun maddi, manevi tüm unsurlarının oluşması sebebi ile sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılması gerektiğinden bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık adına kayıtlı …., ili, … İlçesi, ….., Mah., 601 Ada, 4 parsel sayılı 3 nolu bağımsız bölümün alacaklıyı zarara uğratmak kastı ile devredildiği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre;

Sanığın üzerine atılı bulunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 331 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan bu suçun; “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
1- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek, hakiki surette;
2- Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,

3- Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilterek” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olduğu,

Somut olayda, borçlu şirket hakkında yürütülen icra takibinin iptaline yönelik Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve 2014/687 Esas, 2014/763 karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği hususunun tespit edilmesi, karar kesinleşmemiş ise bu hususun mahkemece bekletici mesele yapılması ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 20.10.2021 tarihli ve 2019/183 Esas, 2021/580 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.