Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/59 E. 2023/1860 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/59
KARAR NO : 2023/1860
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 06.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirket … Enerji Sistemleri ve Su Tankları İnşaat Taah. Mobilya Gıda Turizm İth. İhr.San Tic Ltd Şti ve … aleyhine … 16. İcra Müdürlüğünün 2016/3488 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibi aşamasında borcun ödenmemesi üzerine borçluların malvarlığı sorgulaması yapıldığını ve borçlu şirket adına herhangi menkul ve gayrimenkul mal tespit edilemediğini, adlarına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar üzerinde aktiflerin pasifleri karşılamasının mümkün olmadığını şirketin iflasının istenmediğinin tespit edildiğini, şirketin sermaye şirketi olması sebebi ile iflasını istemek mecburiyetine uyulmadığını ve ticari işletmede yönetici konumundaki diğer sanığının sorumluluğunun doğduğunu beyanla borçlu şirket yetkilisi sanık hakkında sermaye şirketinin iflasını istememek, ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara uğratmak

kastıyla borçlarını ödememesi suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 354/a ve 333/a ncı maddeleri gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2. … 10. İcra Ceza Mahkemesinin, 12.06.2018 tarihli kararı ile sanık hakkında sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan, ön ödeme nedeniyle davanın TCK’nun 75/2 maddesi uyarınca davanın düşürülmesine, ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara uğratmak kastıyla borçlarını ödememesi suçundan sanığın beraatine, karar verilmiştir.
3. … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin,13.04.2021 tarihli ve 2018/5088 Esas, 2021/873 Karar sayılı kararı ile ticari işletme yöneticisinin alacaklıyı kasten zarara uğratmak için şirket borcunu ödememesi suçuna yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan CMK’nun 280/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, sanığın neticeten 320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık vekilinin temyiz istemi, yerel mahkemenin, ön ödeme nedeniyle verdiği kararın doğru olduğu, 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda şikayet tarihi itibariyle borçlu şirketin borca batık olduğuna kanaat getirildiği, ancak 2015 ve 2014 yıllarında alınan bir yıllık bilançolarda borçlunun borca batık olmadığı, 2016 yılında sadece şikayet tarihine kadar ki beş aylık süreçte hesaplama yapıldığı, bir yıllık bilanço veya defterlerin incelenmediği, herhangi bir şirketin sadece beş aylık bir periyotta pasifinin aktifinden fazla çıkması durumunda hayatın olağan akışına göre iflas istemesinin mümkün olmadığı, devam eden süreçte şirketin toparlanma ve aktiflerinin pasiflerinin önüne geçme ihtimalinin hesaplanmadığı, bu sebeple olay tarihinde süregelen zamanlarda işletme aktif çalıştığından borca batık olma ihtimalinin olmadığı, haksız ve hukuka aykırı kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.
Bölge Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi, sanık hakkında yetkilisi olduğu … Enerji Sistemleri ve Su Tankları İnşaat Taahhüt Mobilya Gıda Turizm İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin iflasını istememe suçunun unsurlarının oluşmamasına rağmen mahkûmiyet hükmü verilmesi, kabule göre de, ilk derece mahkemesince ön ödeme teklifine uyulması nedeniyle düşme kararı verildiğine göre ön ödeme miktarının iadesi konusunda herhangi bir karar verilmemesi, sanık hakkında İİK’nın 345/a. madde hükmü gereğince, ceza verilirken gerekçe gösterilmeden teşdiden 20 gün hapis cezası verilmesinin usul ve esasa aykırı olduğu, kararının temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; alacaklı tarafından yapılan icra takibinin semeresiz kaldığı, alacaklı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, şirket yetkilisi olan sanığın sermaye şirketinin iflasını istemediği iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Her ne kadar müşteki vekili tarafından borçlu şirket yetkilisi sanığın İİK’nun 333/a maddesi hükümleri uyarınca şirket borçlarını ödememek suçundan bahisle cezalandırılması talep edilmiş ise de; borçlu şirket yetkilisinin aynı zamanda iflası istememek eyleminden dolayı cezalandırılmasının da talep edildiği, İİK nun 333/a maddesinde belirtilen suçun oluşabilmesi için öncelikle ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastı ile ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememeleri sonucu alacaklıların zarara uğratılmasına yönelik işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması gerektiği buna göre müşteki vekilince iflas istememe suçundan da şikayette bulunulduğu ve ayrıca borçlu şirket yönünden iflas koşullarının oluştuğu iddia edildiği anlaşılmakla, İİK’nun 333/a maddesi hükümleri uyarınca sanığın üzerine atılı unsurları oluşmayan

alacaklısını zarara uğratmak kastı ile ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememe suçundan dolayı beraatine, her ne kadar borçlu şirket yetkilisinin İİK’nın 345/a maddesi hükümleri uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açılmış ise de; eylemin suç tarihi itibari ile uzlaşma hükümlerine tabi olmadığı ve cezanın üst haddinin 3 ayı aşmaması sebebi ile Yargıtay 19.Ceza Dairesinin 04.10.2017 tarih 2018/28190 esas, 08.03.2018 tarih 2015/30349 esas ve değişik birçok kararında belirtildiği üzere TCK’nun 75.maddesi hükümleri uyarınca ön ödemeye tabi olduğu bu nedenle talimat mahkemesince çıkarılan 19/04/2018 tarihli ön ödeme ihtaratına istinaden sanık tarafından ön ödemenin yerine getirilerek belirlenen para cezasının ödendiği anlaşılmakla sanık hakkında açılan davanın TCK’nun 75/2 maddesi hükümleri uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; sanığın … 16. İcra Müdürlüğünün 2016/3488 Esas sayılı dosyasının borçlusu olan şirketin yetkilisi olduğu, dosyada icra takibinin kesinleştiği ve borcun ödenmediği, bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda borçlu şirketin 2016 takvim yılı kapsamında bilanço kayıtlarına göre borca batık olmadığı ancak yargılama aşamasında dosyaya bankalar ve diğer kurumlar tarafından bildirilen şirket borçlarının da hesaplanması durumunda öz sermayesinin -836.918,21-TL olduğu ve dolayısıyla şikayet tarihi olan 06.05.2016 tarihi itibariyle aktiflerinin pasiflerini karşılamaması nedeniyle borca batık olduğunun belirtildiği, müşteki vekilinin 06.05.2016 tarihinde şikayet başvurusunda bulunduğu, borçlu şirketin 2016 yılı itibariyle borca batıklığının tespit edilmesi nedeniyle İİK.’nın 347.maddesindeki 3 aylık ve 1 yıllık şikayet sürelerinin geçmediği, dolayısıyla şikayetin süresinde yapılmış olduğu, sanık savunmasında ekonomik anlamda bir gerileme yaşasa da yasal beyannamelerini verdiğini, ticari defterlerini tastik ettirdiğini ancak iflasını gerektirecek bir durum bulunmadığını belirterek suçlamayı kabul etmemiş ise de; dosyaya gönderilen sanığın yetkilisi olduğu şirketin borçlarına ilişkin icra dosya borçları ve diğer kurum borçları ile bilirkişi raporu karşısında, borçlu şirketin iflas koşullarının oluştuğu değerlendirilmiş ve sanığın savunması kabul edilmeyerek sanığın sermaye şirketinin iflasını istememek suçunu işlediği, ilk derece mahkemesince sermaye şirketinin iflasını istememek suçu yönünden ön ödeme nedeniyle TCK.’nın 75.maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2019 tarihli, 2019/1730 Esas, 2019/3620 Karar sayılı, 19. Ceza Dairesi’nin 15.06.2017 tarih, 2016/8701 Esas, 2017/5741 Karar sayılı, 11. Ceza Dairesi’nin 04.04.2013 tarih, 2012/10607 Esas, 2013/5627 Karar sayılı örnek kararlarında da açıklandığı üzere, İİK’da düzenlenen suçların niteliği gereği ve de özel hüküm niteliğinde olan İİK’nun 354. maddesindeki düzenleme karşısında, İİK’da düzenlenen suçlarda genel hüküm niteliğindeki 5237 sayılı TCK’nun 75. maddesinde öngörülen ön ödemenin uygulanamayacağı ve ön ödeme nedeniyle verilen düşme kararının isabetsiz olduğu anlaşıldığından CMK’nun 280/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı, açıklanan gerekçelerle sanığın atılı suçtan mahkumiyetine, sanığın üzerine atılı şirket yetkilisinin şirket borçlarını kasten ödememesi suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun olarak kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müşteki vekilinin bu suça yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.İİK’nın 345/a ıncı maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun’un 179 ve TTK’nun 376 ıncı maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesini müteakip, şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır.

Borçlu şirkete ait tüm ticari defterler ile ticari defterlerin yanısıra banka hesapları üzerinde inceleme yapılması, ayrıca borçlu şirket hakkında kesinleşmiş icra takibi olup olmadığı hususu da araştırılarak, borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlar ile borçlu şirkete ait vergi borçları, SGK borçları da dikkate alınarak şirketin pasifine eklenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, şikayet tarihi itibariyle şirket hakkında iflas şartlarının oluşup oluşmadığının bilirkişi raporu ile kesin olarak tespit edilmesi gerekir.
2.Somut uyuşmazlıkta; borçlu şirkete ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, borçlu şirketin 06.05.2016 tarihi itibariyle borca batık olduğu belirlendiğinden sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3.Sanık vekilinin, yerel mahkemenin, ön ödeme nedeniyle verdiği kararın subut açısından doğru olduğu, ancak İİK’nın 354. madde açıklığı karşısında; İİK da düzenlenen suçlara ve kabahatlere 5237 sayılı TCK’nun 75. maddesinde düzenlenmiş olan ön ödeme hükümlerinin uygulanamayacağı 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda şikayet tarihi itibariyle borçlu şirketin borca batık olduğuna kanaat getirildiği, ancak 2015 ve 2014 yıllarında alınan bir yıllık bilançolarda borçlunun borca batık olmadığı, 2016 yılında sadece şikayet tarihine kadar ki beş aylık süreçte hesaplama yapıldığı, bir yıllık bilanço veya defterlerin incelenmediği, herhangi bir şirketin sadece beş aylık bir periyotta pasifinin aktifinden fazla çıkması durumunda hayatın olağan akışına göre iflas istemesinin mümkün olmadığı, devam eden süreçte şirketin toparlanma ve aktiflerinin pasiflerinin önüne geçme ihtimalinin hesaplanmadığı, bu sebeple olay tarihinde süregelen zamanlarda işletme aktif çalıştığından borca batık olma ihtimalinin olmadığına ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
4.Bölge Cumhuriyet Savcısının, sanık hakkında yetkilisi olduğu … Enerji Sistemleri ve Su Tankları İnşaat Taahhüt Mobilya Gıda Turizm İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin iflasını istememe suçunun unsurlarının oluşmamasına rağmen mahkûmiyet hükmü verilmesi, kabule göre de, İlk Derece Mahkemesince ön ödeme teklifine uyulması nedeniyle düşme kararı verildiğine göre ön ödeme miktarının iadesi konusunda herhangi bir karar verilmemesi, sanık hakkında İİK’nın 345/a. madde hükmü gereğince, ceza verilirken gerekçe gösterilmeden teşdiden 20 gün hapis cezası verilmesinin usul ve esasa aykırı olduğuna ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
5. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, atılı suçun unsurlarının oluştuğunun ve eylemin sübut bulduğunun saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık vekili ile Bölge Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 13.04.2021 tarihli ve 2018/5088 Esas, 2021/873 Karar sayılı kararında sanık vekili ile Bölge Cumhuriyet Savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 10. İcra Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.03.2023 tarihinde karar verildi.