YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5105
KARAR NO : 2023/3724
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalılardan asli müdahil … tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verildiği, icra takibi durdurulduğundan İİK 97/13 maddesi gereğince asıl alacağın %20 si oranına tekabül eden 568.000,00TL.tazminatın davacı taraftan alınarak davalı-alacaklıya verilmesi ile her ne kadar dava kısmen kabul edilmiş ise de davalı alacaklı tarafın kötü niyeti tespit edilemediğinden İİK 97/15 maddesi gereğince davacı taraf lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, asli Müdahil DMS …AŞ tarafından açılan davanın da reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve asli Müdahil DMS …AŞ tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı ve asli Müdahil DMS …AŞ tarafından temyiz edilmiştir.
1-İstihkak davalarında, geçerli bir haczin varlığı davanın ön koşullarından biridir. Haczin mevcut olup olmadığının, mahkemece, davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir.
İcra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler.
Her ne kadar istihkak davalarına umumi hükümler dairesinde bakılıp, her türlü delil ileri sürülebilir ise de, istihkak davalarında amacın, hacizli mal üzerinde üçüncü kişinin iddia ettiği hakkın maddi hukuka göre mevcut olup olmadığının tespit edilmesi değildir. Aksine davanın amacı, haczedilen belli bir mal üzerinde cebri icranın cereyan edip etmeyeceğinin belirlenmesidir. Yani İstihkak davası sadece takip hukuku alanında ve derdest somut icra takibi bakımından sonuç doğurabilir. Bu nedenle dava sonunda verilen karar da yalnız derdest takip bakımından kesin hüküm teşkil edebilir. Söz konusu karar başka bir takip bakımından kesin hüküm teşkil etmez. (Hacizde istihkak davası Dr. Kudret Aslan) Öte yandan; İİK’nin 97/son maddesine göre istihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce karara bağlanması gerekir.
Somut olayda İstanbul 34. İcra müdürlüğünün 2014/7526 esas sayılı dosyasında alacaklı … vekili tarafından diğer davalı … Kumaş aleyhine yapılan takip ile ilgili olarak Muratlı icra müdürlüğünün 2014/120 talimat sayılı dosyasında icra müdürlüğünce menkul haczi için 29/05/2014 tarihinde haciz mahalline gidildiği, işyerinde 3. kişi firma çalışanları ile borçlu şirket ortağı olduğu anlaşılan…’ın hazır bulunduğu, borçluya ait menkullerin haczini talep ettiği, icra müdürlüğünce dosyaya ibraz edilen fatura, belgeler, işin teknik boyutunun büyüklüğü dikkate alınarak tespit için bilirkişiler …’in görevlendirilmesine karar verdikten sonra, …’ya ait olduğu tespit edilecek menkullere haciz konulmasına şeklinde karar verildiği, anılan bu işlem sırasında icra memuru tarafından yerinde görülerek, özellikleri ve adedi de belirtilerek tutanağa yazılıp haczedilen bir menkul mal bulunmadığı, görevlendirilen bilirkişilerin dosyaya sundukları raporda bir kısım faturalara göre yerinde tespit edilen ve edilemeyen tarafların karşılıklı anlaştıkları açıklanan fatura kalemlerine ilişkin tespitlerde bulunup, haczi mümkün olup olmadığı, haciz kapsamına alınması gerekip gerekmediğine ilişkin kanaatlerde bulunduğu, daha sonra 12/06/2014 tarihinde tekrar aynı adrese gidildiğinde icra müdürlüğünce 29/05/2014 tarihinde haczedildiğinden bahisle bilirkişi raporunun B maddesinde 166 parça olarak gösterilen tarafların mutabakata vardığı bir kısım menkulün yerinde görüldüğü belirtilerek, tutanağın devamında 29/05/2014 tarihli işlemi haciz olarak nitelendirip muhafaza talebinin reddine karar verildiği, bu durumda 12/06/2014 tarihli haciz tutanağında haczedilen malın ne olduğunun açıkça yazılmadığı dolayısıyla geçerli bir haciz işlemi olmadığı gibi aynı talimat dosyasından 12.06.2014 tarihli davaya konu haciz işlemine ilişkin 3. Kişi… Şirketinin haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, Muratlı İcra Hukuk mahkemesinin 2016/18 esas 2018/19 karar sayılı kararı ile şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 19.03.2020 tarih 2018/2903 Esas 2020/594 Karar sayılı kararı ile geçerli bir menkul haczi işlemi bulunmadığından şikayetçinin haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında hukuki yararı da bulunmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmediğinden 22.06.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda, kesinleşen mahkeme kararı ile de davaya konu haczin geçerli bir haciz olmadığına karar verildiğinden, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenip sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı üçüncü kişi vekilinin ve asli müdahil DMS …. AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 30.12.2021 tarih ve 2020/1225 E. -2021/3545 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Muratlı İcra Hukuk Mahkemesi’nin 18/09/2018 tarih ve 2014/27 Esas, 2018/32 Karar sayılı kararının resen (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 25.05.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.