Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/51 E. 2023/437 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/51
KARAR NO : 2023/437
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

Taraflar arasındaki, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nın 338 inci maddesi gereğince sanıkların cezalandırılmaları ve davalının tazminata mahkum edilmesi talepli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince sanıkların beraatlerine ve tazminatın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı vekili ve sanıklar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; alacaklıya olan borçtan dolayı dava dışı takip borçlusu … İnşaat Mühendislik Plastik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine … 4. İcra Müdürlüğünün 2020/594 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, üçüncü kişi olan … Sanayi Anonim Şirketi’ne tüm hak ve alacaklarının haczi için 28.01.2020 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ihbarnameye 06.02.2020 tarihinde itiraz edildiğini, bu beyanın gerçeğe aykırı olduğunu, dava dışı icra takip borçlusu ile davalı …Ş. arasında, … Üretim Tesisi 3…. İkmal İşlerinin yapımına ilişkin sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşmeye dayalı olarak da, dava dışı icra takip borçlusu … İnşaat ile alacaklı şirket arasında … A.Ş. … Üretim Tesisi 2…. ilave işlere ait yağmur suyu kanalı işlerinin yapımına dair yüklenici sözleşmesi ve … A.Ş. … Üretim Tesisi 3. … Projesi kaba ve ince inşaat işlerinin yapımına dair yüklenici sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeler gereği, alacaklı şirketin alt yüklenici olarak tüm edimlerini yerine getirdiğinden, söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan çek alacağına istinaden icra takibi başlattıklarını, alacaklı şirketin şifahen yaptığı araştırmalar neticesinde, dava dışı takip borçlusunun davalı ile imzalamış olduğu sözleşme gereği kesin ve nakdi teminatının bulunduğunun tespit edildiği, buna rağmen davalı … Sanayi A.Ş. tarafından borçlunun haciz yazısının tebliğ tarihi olan 03.02.2020 tarihi itibariyle alacaklı şirket nezdinde doğmuş herhangi bir hakkı veya alacağı olmadığını beyan ederek söz konusu haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, ancak dava dışı takip borçlusu tarafından, konkordato talebi ile açılan … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/88 Esas sayılı davasından 09.06.2020 tarihli dilekçe ile teminat mektuplarının iadesine ve paraya çevrilmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulduğu ancak ilgili mahkeme tarafından 10.06.2020 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin reddine karar verildiği, davalının haciz ihbarnamesine kanuna aykırı olarak açıkça yalan beyanda bulunması nedeniyle sanıkların gerçeğe aykırı beyanlarından dolayı İİK’nın 338 inci maddesi uyarınca cezalandırılmalarını ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile sanıklar hakkında 134.440,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi vekili cevap dilekçesinde; bilirkişi raporunda sabit olduğu üzere sanıkların çalıştığı … Sanayi A.Ş. tarafından gönderilen birinci haciz ihbarnamesine cevap dilekçesinde gerçeğe aykırı bir beyan olmadığının aşikar olması sebebiyle sanıkların tümünün ayrı ayrı beraatlerini ve davacı tarafın tüm tazminat taleplerinin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İİK’nn 338. maddesine aykırılık suçun açısından; somut olayda, atılı şuça konu haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edildiği, vekilin beyanından; 5237 sayılı TCK 20. maddesi gereğince cezaların şahsiliği prensibinin gereği olarak asilin sorumlu tutulamayacak olduğunun kabulüyle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmayacağı kabul edilerek sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, tazminata ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise; birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahıs şirketin asıl borçlu şirkete kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait ticari defter ve belgeler göz önüne alınarak tanzim edilen bilirkişi raporunda her hangi bir borç bulunmadığının tespit edildiği, rapor denetime elverişli ve yeterli kabul edilerek hükme esas alındığı, bunun yanında şikayetçi tarafın iki şirket arasındaki sözleşme gereği verilen teminat mektubu gereği üçüncü kişi şirket aleyhine tazminata hükmedilmesini istediği, teminat mektubunun alacaklısının şikayet olunan üçüncü kişi şirket olduğu, borçlu şirketin bu yönden de borçlu konumunda olduğundan borçlu lehine alacak doğmasının mümkün olmadığını, öte yandan hükmi şahıslar hakkında bu madde kapsamında açılacak tazminat davasının, bizzat hükmi şahsa yöneltilmesi gerektiği, şirket yerine, şirket yetkilileri hakkında açılan davanın dinlenme kabiliyeti olmadığı, şirket yetkililerinin tazminat açısından şahsi sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile İİK’nın 89/4. maddesi kapsamında talep edilen tazminatın reddine karar verilerek sanıklar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davada … Sanayi A.Ş.’nin taraf sıfatına haiz olduğunu ve tazminat bakımından … Sanayi A.Ş.’nin, cezai sorumluluk bakımından şirket yetkililerinin sorumlu olduğunu ve dava dilekçesi başta olmak üzere davanın her aşamasında bu usule riayet edildiğini, dava dilekçesinde … Sanayi A.Ş.’nin sanık olarak gösterilmesine rağmen, ikame edilen davanın niteliği bakımından hem bir cezalandırma talebi hem de tazminat talebi içerdiğini, tazminat talebi bakımından tazminat borçlusunun … Sanayi A.Ş. olduğunu, cezalandırma talebinde ise cezalandırılacak olanın … Sanayi A.Ş. yetkilileri olduğunu, yerel mahkemenin taraf sıfatına ve husumete ilişkin yetersiz incelemeyle yaptığı tespitlerin ve bunun neticesinde verdiği hükmün haksız olduğunu, her ne kadar suç konusu haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edilmiş olsa da; vekil aracılığıyla bulunan beyanlarda, asilin cezalandırılmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesinde yer alan “cezaların şahsiliği ilkesine” aykırı olduğunun kabulünün yersiz olduğunu, işin esasına girilerek ortadaki gerçeğe aykırı beyanın sanık şirket yetkililerinin yönlendirmesiyle ortaya çıktığının kabulü gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan ve dosyanın amacına uygun olmayan incelemeye yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından sadece davalının 2019 ve 2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının incelemesinin yapıldığını, özellikle incelenmesi istenen Türkiye … Bankası’nın davalıya ait 1.810.250,25 TL, 28.12.2018 alınma tarihli, 20.07.2020 vadeli kesin mektubuna ilişkin hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığını iddia ederek, sanıkların cezalandırılmalarını ve fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile sanıklar aleyhine 134.440,00 TL tazminata hükmedilmesini talep ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; beraat kararlarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; 1. haciz ihbarnamesine karşı itirazların 22.01.2020 tarihinde üçüncü kişi sanıkların vekili aracılığıyla yapıldığı, TCK 20. maddesi gereğince cezaların şahsiliği ilkesinden hareketle bizzat itiraz mahiyetinde beyanda bulunmayan sanık yönünden yüklenen suçun unsurları oluşmadığından, müşteki vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, tazminat talebinin reddine dair hükme yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Yargıtay 12. HD’nin 03.04.2019 tarih, 2019/4791 Esas, 2019/5385 karar nolu içtihadında da belirtildiği gibi, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK’nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemi haksız fiile dayanan bir tazminat olduğu, somut olayda gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığı gözetildiğinde ortada bir haksız fiil de bulunmadığından ilk derece mahkemesince tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, buna göre tazminat isteme koşulları bulunmadığından, müşteki vekilinin tazminat isteminin reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, ancak; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 ve 11/3. maddesinin 2. cümlesi gereğince hükmolunacak vekalet ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu olması gerekirken talep edilen tazminat miktarına göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı, istinaf başvurusunda bulunan müşteki vekilinin istinaf başvurusu bu nedenle yerinde görüldüğü, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün tazminat nedeniyle vekalet ücretine ilişkin (2) fıkrasının 3. paragrafının hükümden çıkarılmasına, yerine “Müşteki vekilinin tazminat talebinin reddedildiği gözetilerek, davalı sanıklar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. Ve 11/3 maddesi 2. Cümlesi yollamasıyla ikinci bölüm ikinci kısımdaki tarife uyarınca belirlenen maktu 1.360,00-TL vekalet ücretinin müştekiden alınarak davalı sanıklara verilmesine,” ibaresi eklenmek suretiyle CMK’nın 280/1-d maddesi gereğince hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde sanıklar vekili ile davacı alacaklı vekili tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; tazminat bedeli üzerinden sanıklar lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı oluğunu, davaya konu uyuşmazlığın esası yeterince incelenmeden hüküm kurulduğunu, istinaf mahkemesi tarafından da itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi tarafından yapılan ve dosyanın amacına uygun olmayan incelemeye yönelik itirazlarının dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, bilirkişi tarafından sadece davalının 2019 ve 2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının incelemesinin yapıldığını, özellikle incelenmesi istenen Türkiye … Bankası’nın davalıya ait 1.810.250,25 TL, 28.12.2018 alınma tarihli, 20.07.2020 vadeli kesin mektubuna ilişkin hiçbir inceleme ve araştırma yapılmamış olduğunu, dava dışı takip borçlusu şirket ile davalı şirket arasında akdedilen … Üretim Tesisi 3. … İkmal İşleri’nin Yapımına İlişkin Sözleşme ya da Sözleşmeler incelenmeden bilirkişi raporu hazırlandığını, itirazlarının ve ek rapor talebinin kabul görmediğini, İİK’nın 338/1. maddesi yönünden verilen beraat kararı sebebiyle, istinaf sebepleri incelenmeden, eksik ve hatalı değerlendirme neticesinde tazminat talebinin de reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile sanıklar aleyhine 134.440,00 TL tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Sanıklar vekili temyiz dilekçesinde; … 1. İcra Ceza Mahkemesinin 2020/358 Esas ve 2021/99 Karar sayılı kararının tümüyle onanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ancak istinaf mahkemesi kararında avukatlık ücretine yönelik birtakım değişiklikler yapılmak suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf talebinin reddine karar verildiğini, yerel mahkeme kararının tümüyle usul ve yasaya uygun olduğunu, karşı vekalet ücreti hususunda hatalı bir hüküm kurulmadığını ve düzeltilmesine lüzum olmadığını, yerel mahkeme tarafından nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını savunarak yerel mahkemenin kararın tümüyle onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nın 89/4 maddesi gereğince davalının tazminata mahkum edilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanununun 338, 89/1, 89/4. maddesi.

3. Değerlendirme
1- Davacı alacaklı vekili temyiz itirazlarının değerlendirilmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edilmesi halinde vekilin fiilinden dolayı asilin cezalandırılamayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK’nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayanan bir tazminat olduğu, somut olayda gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığı gözetildiğinde ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat talebinin reddolunacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden düzelterek esastan reddine karar verilmiş ise de;

Somut olayda, her ne kadar davaya konu haciz ihbarnamesine vekil tarafından itiraz edilmiş ise de; vekil tarafından yapılan itiraz ancak ceza hukuku anlamında suçun oluşumunu ve cezaların şahsiliği prensibi gereğince vekilin beyanlarından dolayı asilin cezalandırılmasını engeller. Ancak vekilin asil adına yaptığı itiraz hukuki anlamda geçerli olup, tazminat davası açısından asili bağlayacağından eğer şartları var ise tazminata hükmedilmesini gerektirir.

İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK’nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.

O halde, davalı üçüncü kişi Şirketin, dava dışı takip borçlusuna, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunmadığı, tazminatın koşullarının oluşmadığı gibi, sanıklar açısından ise, sanıkların tazminattan sorumlu tutulamayacağı, başka bir deyişle tazminat yönünden sanıklara husumet yöneltilemeyeceği, tazminat talebinin davalı 3. kişi Şirket yönünden koşulları oluşmadığından, sanıklar açısından ise husumet yokluğundan reddinin gerektiği, kararı temyiz eden sanıklar açısından husumetten reddin karşılığında hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olacağının anlaşılması karşısında, tazminat talebinin şirket açısından sübuttan, sanıklar açısından ise husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın üçüncü kişi adına vekili aracılığı ile yapılması gerekçesiyle tazminat isteminin reddi kararı verilmiş ise de, sonuçta istem reddedildiğinden ve tazminat talebinin reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından, davacı alacaklı vekili ile sanıklar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarı ile doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu açıklama ile ONANMASINA karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.