YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5003
KARAR NO : 2023/3621
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/328 (E) ve 2021/664 (K)
SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
HÜKÜMLER : Beraat ve Tazminat İsteminin Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık ve davalı hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 25.08.2014 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu …Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi aleyhine yapılan icra takibinde takip dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi nezdindeki alacaklarının tahsili için haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, takip dışı şirketin cevabi yazısında borçlunun herhangi bir hak ve alacağı olmadığını bildirdiğini, bu beyanın doğru olmadığını, takip dışı şirketin borçlu şirkete 3.000.000 TL ödeme yapması gerektiğini, defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile bu durumun tespit edileceğini belirterek, takip dışı şirketin dosya borçlusuna olan alacağının icra dosyasına faizi ile birlikte ödenmesi ve davalı şirket yetkilisi sanığın İİK’nun 338/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi için dava açılmıştır.
2.İstanbul 9. İcra Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli kararı ile, sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tazminat isteği bakımından, uyuşmazlığın esası hakkında karar ittihazına yer olmadığına, sanık tüzel kişilik … San Ve Tic Ltd Şti.bakımından, açılan davanın reddine, karar verilmiştir.
3.İstanbul 9. İcra Ceza Mahkemesinin, 12.04.2016 tarihli kararının sanık tarafından mahkumiyet kararı yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/2057 Esas, 2018/4493 Karar sayılı kararı ile “…Sanığın yetkilisi olduğu 3. kişi şirketin, borçlu şirkete borcu olduğu iddiası ile gönderilen 89/1 ihbarnamesinin 19.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihbarnameye 23.07.2014 tarihinde sanığın bizzat kaşe ve imzasıyla verdiği cevap nedeniyle İİK 338. maddesinde unsurları yazılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunma” suçundan şikayet edilmesi karşısında; mahkemece, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin 3. kişiye tebliği tarihi itibariyle, 3. kişi şirketle icra dosyasının borçlusu olan şirket arasındaki ticari borç – alacak ilişkisinin ortaya çıkartılması amacıyla, her iki şirkete ait defter ve belgeler ile varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, devam eden cari hesap ekstreleri getirtilmeden, sadece 3. kişi şirketin kayıtlı bulunduğu Vergi Dairesinden vergi kayıtları ve ilgili beyannamelerin, 89/1 ihbarnamesi öncesi ve sonrasındaki tüm ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda, 2014 yılı sonu itibariyle 3. kişi şirketin icra takip dosyası borçlusu olan şirkete borçlu olduğu kanaatiyle sunulan bilirkişi raporuna göre sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi, kabule göre de;… sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu, 1163 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesine göre müşteki vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin şikayetçi asil lehine verilmesi gerekirken, vekiline ödenmesine hükmedilmesi, sanık hakkında hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53. maddesinin uygulanmaması,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4.İstanbul 9. İcra Ceza Mahkemesinin, 04.11.2021 tarihli kararı ile, sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan beraatine ve tazminat davasının reddine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz istemi, bozma sonrası ilk derece mahkemesi tarafından, dava dışı borçlu şirketin defterlerinin mahkemeye getirilmesi için müzekkere yazıldığı, fakat dava dışı borçlu şirketin defterlerinin dosyaya sunulmadığı, bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde, sanık şirketin ticari defterlerinin bilirkişi tarafından incelendiği, alınan ilk ve ek raporlarla birlikte sanık şirketin dava dışı borçlu şirkete 89/1 ihbarnamesi tebliği itibari ile 203.975,70 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, sanık şirket hakkında …Vergi Dairesinden celp edilen BS formları neticesinde sanık şirketin borçlu şirkete 2.974.931,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği ve vergi beyannameleri ile bu hususun sabit olduğu, sanık şirket yetkilisince, bilirkişi tarafından celbi istenmesine rağmen hiçbir şekilde sanığın aksini iddia ettiği gibi borçlu şirkete herhangi bir borcunun olmadığını gösterir evrak, cari hesap ekstresi, ödeme dekontu gibi ödemeyi gösterir, borcu sona erdirir evraklar ve benzeri beraatini gerektirecek hiçbir aksi yönde delilin sanık tarafından dosyaya sunulmadığı, ilk derece mahkemesince, bozma ilamında da belirtildiği gibi her iki tarafın da defterlerinde herhangi bir inceleme yapılmadığı, sanığın ticari defterlerinde apaçık ortaya konduğu gibi borçlu şirkete 203.975,70 TL, vergi beyannamesi ile de 2.974.931,00 TL borçlu olduğu hususları göz ardı edilerek hüküm kurulduğu, dava dışı borçlu şirketin ticari defterleri mahkemeye ibraz edilmemiş olsa da, bozma öncesi yargılama aşamasında ve bozma sonrası yargılama aşamasında, sanık şirket ticari defterleri ve vergi beyannamelerinin ısrarla sanığın dava
dışı şirkete borçlu olduğunu apaçık göstermesine rağmen, sanık tarafından hiçbir şekilde iddia ettiği şekilde borçlu olmadığını gösterir bir delil dosyaya sunulamamış olduğu, ilk derece mahkemesince, dava
dışı borçlu şirketin defterlerinin dosyaya sunulamamış olması gerekçesi ile sanığın beraatine karar verilmiş olsa da, sanığın da ticari defterleri ve vergi beyannameleri ile ortaya konan borcuna ilişkin kendisini ispatlar nitelikte hiçbir delil dosyaya sunamamış olmasının göz ardı edilerek beraat kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği, maddi tazminat talebinin reddi hususunda ise, sanık şirketin borçlu şirkete olan borcunun tam olarak ne kadar olduğunun şikayet sırasında bilinemeyeceği için tazminata ilişkin talebin belirsiz olarak yapılmış olduğu, bilirkişi raporları ile sanık şirketin borçlu şirkete olan borcunun tespit edilmesi üzerine tazminat talebinin belirli hale getirilecek olduğu, bu hususta da mahkemece taraflarına talebin belirli hale getirilmesi adına herhangi bir süre tanınmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın ve yazılan gerekçeli kararın hiçbir şekilde gerekçe içermemekte olduğundan bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay; davalıya tebliğ edilen İİK’nun 89/1 haciz ihbarnamesine davalı tarafından takip borçlusuna borcu olmadığından bahisle itiraz edildiği iddiası ile sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve tazminata hükmedilmesi talebine ilişkindir.
IV. GEREKÇE
A. İİK’nun 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemine yönelik olarak Verilen Karar Yönünden;
Mahkeme tarafından 12.04.2016 tarihli ve 2014/446 Esas, 2016/66 Karar sayılı hükümle davalı aleyhine talep edilen tazminat isteği bakımından, uyuşmazlığın esası hakkında karar ittihazına yer olmadığına dair verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği halde, incelemeye konu dava dosyası üzerinden yargılama yapıldığı ve 04.11.2021 tarihinde yeniden tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, kesinleşmeden sonra yapılan tüm işlemler yok hükmünde olduğundan, yeniden bu hususta karar verilmesi mümkün görülmemekle, müşteki vekilinin temyiz isteminin reddi gerektiği anlaşılmıştır.
B.Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak Suçundan Verilen Karar Yönünden;
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin 12.04.2016 tarihli ve 2014/446 Esas, 2016/66 Karar sayılı kararının mahkumiyet kararı yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 12.04.2018 tarihli ve 2017/2057 Esas, 2018/4493 Karar sayılı bozma kararında, üçüncü kişi şirketle icra dosyasının borçlusu olan şirket arasındaki ticari borç – alacak ilişkisinin ortaya çıkartılması amacıyla, her iki şirkete ait defter ve belgeler ile varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği belirtilmiş ise de; bozma sonrası mahkemece yaptırılan kolluk araştırmalarında borçlu şirkete ait ticari defterlerin temin edilememiş olduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında mevcut bozma öncesi alınan ve davalı üçüncü kişiye ait ticari defterlerin incelenmesi sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda, davalı üçüncü kişinin dava dışı takip borçlusu şirkete borcunun bulunduğu tespit edildiğinden, dosya kapsamına göre atılı suçun unsurları oluşmakla, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine dair hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
A. İİK’nun 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemine yönelik olarak Verilen Karar Yönünden;
Gerekçe bölümünün (a) bendinde açıklanan nedenle İstanbul 9. İcra Ceza Mahkemesinin, 04.11.2021 tarihli ve 2018/328 Esas, 2021/664 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B.Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak Suçundan Verilen Karar Yönünden;
Gerekçe bölümünün (b) bendinde açıklanan nedenle İstanbul 9. İcra Ceza Mahkemesinin, 04.11.2021 tarihli ve 2018/328 Esas, 2021/664 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.