Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/4824 E. 2022/8209 K. 05.07.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4824
KARAR NO : 2022/8209
KARAR TARİHİ : 05.07.2022

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu … ve davalı borçlu … İnş. Otomotiv ve Orman Ürünleri A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayet eden borçlu …, sair fesih sebepleri ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; ihalenin feshi isteminin reddine ve ihale bedelinin %10′ u oranında para cezasına hükmedildiği; davacı borçlu … ve davalı borçlu … İnş. Otomotiv ve Orman Ürünleri A.Ş. tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı … İnş… A.Ş. yetkilisinin istinaf başvurusu yönünden istinaf başvurusu 10 günlük sürede sunulmadığından istinaf kanun yoluna başvuru talebinin süre yönünden usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise; ilk derece mahkeme kararının ihalenin feshi talebinin reddine, ihale bedellerinin %1’i oranında para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, karar verildiği, davalı borçlu … İnş… A.Ş. yetkilisinin bu kez; yerel mahkemenin gerekçeli kararının kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtilerek ihalenin feshi sebepleriyle kararın temyiz edildiği anlaşılmıştır.
TK’nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur.
Öte yandan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği’nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK’nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir.
16.12.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde davalı borçlu şirket … İnş. Otomotiv ve Orman Ürünleri A.Ş.’nın adresinin … Mah. … Cad. Vakıf … İşhanı Blok No: 21 iç kapı No: 404 …/… olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Somut olayın incelenmesinde; istemin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının davalı borçlunun yokluğunda verilmiş olduğu, gerekçeli kararın borçlunun ticaret sicil adresine öncesinde iade tebligat olmaksızın doğrudan TK’nun 35. Maddesine göre 24.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iade gelen tebligatların ticaret sicil adresi olmadığı, davalı-borçlunun 05.01.2022 tarihinde istinaf dilekçesini sunduğu anlaşıldığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince ilk derece mahkeme gerekçeli karar tebliğ işleminin usulsüz olduğu, temyiz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde yerel mahkeme kararının usulsüz tebliğ edildiğini bu nedenle karardan haberdar olmadığını ve esasa ilişkin istinaf ve temyiz itirazlarını ileri sürerek kararın bozulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; istinaf talep eden davalı- borçluya gerekçeli kararın tebliğine ilişkin işleminin usulsüz olduğu, dolayısıyla istinaf dilekçesinin yasal sürede olduğu kabul edilerek bölge adliye mahkemesince istinaf dilekçesine göre inceleme yapılması için bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2022 tarih ve 2022/260 E.- 260 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı borçlu …’nun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/07/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.