Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/396 E. 2023/3993 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/396
KARAR NO : 2023/3993
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Alacaklıyı zarar uğratmak için mevcudu eksiltmek
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulüne, İİK’nun 347. maddesi gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 15.06.2016 havale tarihli dilekçesi ile; takip borçlusu … hakkında kredi alacağının tahsili için takibe geçildiğini, haczi kabil bir mal varlığına ulaşılamadığını, ancak borçlunun … İli, … ilçesi, … Mah., … Mevkii, 394 ada, 770 parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki hissesini kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra 15.01.2015 tarihinde satıp devrettiğini, bu işlemin muvazaalı bulunduğunu belirterek, sanıklar hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılmaları için dava açılmıştır.
2…. 6. İcra Ceza Mahkemesinin 28.06.2018 tarihli kararı ile, sanıklar hakkında unsurları oluşmayan suçtan ayrı ayrı beraatlerine, karar verilmiştir.

3…. Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 12.12.2019 tarihli ve 2018/5204 Esas, 2019/3640 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince sanıkların beraatlerine ilişkin olarak verilen 28.06.2018 tarih ve 2016/81 Esas, 2018/711 Karar sayılı hükmün kaldırılmasına, İİK’nun 347.maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine, karar verilmiştir.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz istemi, İcra ve İflas Kanununun 331 inci maddesi uyarınca takip tarihinden önceki iki yıl içerisindeki fiillerin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, şikayete konu taşınmazın 15.01.2015 tarihinde satıldığı, 09.06.2015 tarihinde ise takibe geçildiği, 05.06.2016 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu, taşınmazın takip tarihinden beş ay kadar önce satışının yapıldığının aşikar olduğu, dosya kapsamında bulunan kredi sözleşmeleri ve satış işlemine ilişkin belgeler bir arada değerlendirildiğinde sanığın eyleminin sabit olduğunun anlaşılacağı, yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanıklar arasında yapılan alım satıma ilişkin satış akit tablosu, bedelin ödendiğine ilişkin banka kayıtlarının getirildiği, taşınmazın devir ve dava tarihi itibari ile değerinin tespit edildiği ve bu kapsamda taraflar arasında akrabalık bağı da olmadığı dikkate alınarak taraflar arasındaki satımın muvazaalı devir olduğunu kanıtlamaya yönelik bir işlem olmadığı kanaatine varıldığı, yapılan yargılama sırasında taşınmazın değeri bakımından alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığından bahisle yapılan itirazların dikkate alınmadan söz konusu rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu, satış senedi ile bilirkişi raporunda belirtilen değer arasında misli fark henüz tespit edilememişse de; dosyaya gelen banka müzekkere cevapları incelendiğinde tasarrufun gerçekleştiği 15.01.2015 tarihinde alıcı …’ın hesaplarında satış bedeli oranında bir mevduatın olmadığı ve bu miktarda bir paranın da çekilmemiş veya havale edilmemiş olduğunun görüldüğü, sanık borçlu …’ın banka hesaplarında ve malvarlığında satış tarihinde hiçbir artış olmadığı, tüm bu hususların dahi satışın alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir satış olduğunu gösterdiği, bu nedenle sanıklar hakkında verilen beraat kararının kaldırılarak alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; şikayete konu borçlunun … İli, … ilçesi, … Mah., … Mevkii, 394 ada, 770 parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki hissesinin muvazaalı olarak devredilmesi suretiyle alacaklının zarara uğratıldığı iddiasına ilişkindir.

Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece yapılan yargılamada yanlarca gösterilen tüm kanıtların toplandığı, alacaklı ve borçlu arasındaki sözleşme, sanıklar arasında yapılan alım satıma ilişkin satış akit tablosu, bedelin ödendiğine ilişkin banka kayıtlarının getirtildiği, taşınmazın devir ve dava tarihi itibari ile değerinin tespiti yönünden … İcra Ceza Mahkemesine talimat yazıldığı, bilirkişinin yerinde ve yeterli görünen rapor ve ek raporunda dava konusu taşınmazın zeytinlik vasfında olduğu, arazinin içinden anayol geçtiği, mevcut durumu ve emsal alım satım değerleri ve belediye emlak değerlerine göre taşınmazın hisse bedelinin 90.493,20 TL olduğunun belirlendiği, borçlu ile üçüncü kişi arasında taşınmaz satışının belirlenen değerin üzerinde bir bedel ile gerçekleştiği, üçüncü kişi ile borçlu arasında herhangi bir akrabalık ilişkisinin söz konusu olmadığı, ödemelere ilişkin belgelerin sunulduğu, toplanan tüm deliller çerçevesinde borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan satışın muvazaalı devir olduğunu kanıtlamaya yarar

şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanıkların atılı eylem nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Dava konusu taşınmaz satışının 15.01.2015 tarihinde yapıldığı, müşteki vekilinin İİK’nun 347 inci maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süreden sonra 15.06.2016 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle mahkemece şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunla değişik CMK’nun 280/1-a ıncı maddesi yollamasıyla CMK’nun 303/1-a ıncı maddesine göre, olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse istinaf mahkemesince duruşma açılmadan bu aykırılığın düzeltilmesinin mümkün olduğundan, CMK’nun 303/1-a ıncı maddesi gereğince, ilk derece mahkemesince sanıkların bu suç nedeniyle beraatlerine ilişkin olarak verilen 28.06.2018 tarih ve 2016/81 Esas, 2018/711 Karar sayılı hükmün kaldırılmasına, İİK’nun 347 inci maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine, karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Sanıkların üzerlerine atılı suçun, suç tarihi itibariyle İİK’nun 347 inci maddesinde belirlenen üç aylık ve bir yılık şikayet sürelerine tabi olduğu ve müştekinin şikayete konu taşınmazın 15.01.2015 tarihinde devredildiğinin anlaşıldığı, müşteki vekilinin, suç tarihi olan 15.01.2015 tarihine göre, İİK’nın 347. maddesinde yazılı bir yıllık yasal süre geçtikten sonra 15.06.2016 tarihinde şikayetçi olduğu nazara alındığında, şikayetin yasal süre içerisinde yapılmamış olduğu tespit edilmiştir.
2.Sanıklar hakkında müşteki vekilinin bir yılık süre geçtikten sonra 15.06.2016 tarihinde şikayetçi olması nedeniyle açılan davada şikayetin süresinde yapılmamış olması nedeniyle İİK’nun 347 inci maddesi gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3.Müşteki vekilinin, İcra ve İflas Kanununun 331 inci maddesi uyarınca takip tarihinden önceki iki yıl içerisindeki fiillerin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, şikayete konu taşınmazın 15.01.2015 tarihinde satıldığı, 09.06.2015 tarihinde ise takibe geçildiği, 05.06.2016 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu, taşınmazın takip tarihinden beş ay kadar önce satışının yapıldığının aşikar olduğu, dosya kapsamında bulunan kredi sözleşmeleri ve satış işlemine ilişkin belgeler bir arada değerlendirildiğinde sanığın eyleminin sabit olduğunun anlaşılacağı, yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanıklar arasında yapılan alım satıma ilişkin satış akit tablosu, bedelin ödendiğine ilişkin banka kayıtlarının getirildiği, taşınmazın devir ve dava tarihi itibari ile değerinin tespit edildiği ve bu kapsamda taraflar arasında akrabalık bağı da olmadığı dikkate alınarak taraflar arasındaki satımın muvazaalı devir olduğunu kanıtlamaya yönelik bir işlem olmadığı kanaatine varıldığı, yapılan yargılama sırasında taşınmazın değeri bakımından alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığından bahisle yapılan itirazların dikkate alınmadan söz konusu rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu, satış senedi ile bilirkişi raporunda belirtilen değer arasında misli fark henüz tespit edilememişse de; dosyaya gelen banka müzekkere cevapları incelendiğinde tasarrufun gerçekleştiği 15.01.2015 tarihinde alıcı …’ın hesaplarında satış bedeli oranında bir mevduatın olmadığı ve bu miktarda bir paranın da çekilmemiş veya havale edilmemiş olduğunun görüldüğü, sanık borçlu …’ın banka hesaplarında ve malvarlığında satış tarihinde hiçbir artış olmadığı, tüm bu hususların dahi satışın alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir satış olduğunu gösterdiği, bu nedenle sanıklar hakkında verilen beraat kararının kaldırılarak alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçlarından cezalandırılmalarına karar

verilmesi gerektiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, şikayetin süresinde yapılmamış olduğunun saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, müşteki vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 12.12.2019 tarihli ve 2018/5204 Esas, 2019/3640 Karar sayılı kararında müşteki vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 6. İcra Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.06.2023 tarihinde karar verildi.