YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3402
KARAR NO : 2022/10688
KARAR TARİHİ : 20.10.2022
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, takip konusu bononun teminat amacıyla verildiğini, teminat senedi olduğuna dair karşı tarafla yapılmış olan sözleşmenin içeriğinde bononun ne maksatla verildiğinin belirlendiğini ve bu senedin kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme taahhüdünü içermediğinden takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, itirazın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22 Hukuk Dairesince sözleşmede yer alan bilgilerin takibe dayanak senedin tüm unsurları ile açıklanmış olduğu ve sözleşme borçluları ile senet borçlularının aynı olduğu gerekçeleriyle takip dayanağı bononun taraflar arasındaki sözleşme gereğince teminat olarak verildiğinden bahisle borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK’nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK’nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir.
İİK’nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda borçlu tarafından delil olarak sunulan sözleşmede takibe dayanak bonoya ilişkin tutarın belirtildiği ve sözleşme tarihi ile bono tarihinin aynı olduğu görülmekle birlikte bunun dışında herhangi bir atıf olmadığı ve ayrıca alacaklının söz konusu bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiğine yönelik bir kabulünün olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2021 tarih ve 2021/1032 E.-2021/3273 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.