YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2838
KARAR NO : 2023/2730
KARAR TARİHİ : 25.04.2023
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : Ticareti Usulüne Aykırı Terk Etmek
HÜKÜM : Beraat (Asıl ve Birleşen Dosyada)
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Asıl dosyada, müşteki Temaş Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekilinin 08.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirketten alacakları sebebiyle Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2013/4687 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, talepleri üzerine yokluklarında icra memurları tarafından 18.02.2014 günü … 2.İcra Müdürlüğünün 2013/447 Talimat sayılı dosyası ile hacze çıkıldığını, icra müdürlüğü yetkililerince yapılan işlemlerde borçlu İstanbul Tekstil Giyim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ‘nin işyeri adresini kapatarak adresten ayrıldığını ve adreste borçlu adına haczi kabil mal bulunmadığının tespit olunduğunu, icra dosyasındaki işleme 28.03.2014 tarihinde esas
dosyasını incelediklerinde muttali olunduktan sonra yapılan araştırmalar neticesinde borçlunun adresi terk ettiği halde menkul malları kaçırdığını, usulüne uygun mal beyanında bulunmadığının öğrenildiğini belirterek, bu yükümlülüğe uymayan sanık hakkında ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 337/a ncı maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
2.Birleşen Bakırköy 2. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/322 Esas, 2019/290 Karar sayılı dosyasında müşteki Vital Fors Sağlık Hizmetleri Bilgisayar ve Elektronik Tic. A.Ş. vekilinin 29.08.2014 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirketten alacakları sebebiyle Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2012/20078 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, 27.07.2014 günü … 2. İcra Müdürlüğünün 2014/430 Talimat sayılı dosyası ile hacze gidildiğini, şirketin faaliyet göstermediği, adresin boş olduğunu, usulüne uygun mal beyanında bulunmadığının öğrenildiğini belirterek, bu yükümlülüğe uymayan sanık hakkında ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 337/a ncı maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılmıştır.
3.Bakırköy 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanığın beraatine, karar verilmiştir.
4.Bakırköy 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 31.03.2015 tarihli kararının müşteki vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 21.05.2018 tarihli ve 2016/9326 Esas, 2018/6018 Karar sayılı kararı ile “…A)…somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; öncelikle borçlu ticaret şirketinin kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden resen terk işlemlerinin akıbeti sorulup, 2013 ve 2014 yılına ait tüm vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, şikayet tarihi itibariyle faaliyetin bulunup bulunmadığı tespit edilerek delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,B)…Somut olayımızda; bölünmesi, parçalara ayrılması mümkün olmayan ve ancak bir kez işlenmesi mümkün olan ticareti terk suçundan gerek zincirleme suçun gerekse fikri içtimanın olmazsa olmazını teşkil eden suç çokluğundan söz edilemeyeceği husunda herhangi bir duraksamanın bulunmaması, sanık hakkında ticareti terk suçundan şikayetçisi farklı olan Bakırköy 2. İcra Ceza Mahkemesinin 2014/254 Esas, 2015/15 Karar sayılı beraat hükmünün Dairemizin 2016/7470 Esas sayılı dosyasında aynı gün incelenerek bozulmasına karar verilmesi karşısında; İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçundan derdest olan Bakırköy 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2014/254 Esas, 2015/15 Karar sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi suretiyle, anılan dava ile temyiz incelemesine konu iş bu davanın aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerinin terk edilmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilerek, aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerinden kaynaklanması halinde tek suçun oluşacağı gözetilerek mükerrer mahkumiyete neden olunmaması için olanaklı ise her iki davanın birleştirilmesi, olanaklı değil ise anılan dava dosyasının onaylı bir sureti denetime olanak sağlayacak şekilde bu dosya içerisine konularak; delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5.Bakırköy 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 12.10.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan, asıl ve birleşen dosyada unsurları oluşmayan suç bakımından sanığın ayrı
ayrı beraatine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Müşteki Temaş Gıda San. Ve Tic. A.Ş vekilinin temyiz isteği, borçlu şirket yetkilisi sanık …’nin cezalandırılması gerekirken, suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, alacaklılarından kurtulmak isteyen borçlunun sermaye şirketi olması durumunda bu suçun oluşmayacağına karar verilmesinin, ilgili suçun yalnızca gerçek kişi tacirler hakkında uygulanacağının belirtilerek kanunun dar bir çerçevede yorumlamanın kanun maddesinin çıkarılış amacına aykırılık oluşturacağı, sermaye şirketlerinde bu suçun oluşmayacağına ilişkin karar verilmesi durumunda, kişilerin olası bir suçtan kurtulmak amacıyla sermaye şirketi kurmaya yönelecekleri, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY’nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarının gerekeceği, ancak aynı fiili işleyen ve İİY’nın 345 inci maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticari şirket müdür ve yetkililerinin cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına geleceği ve bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı, yerel mahkemenin 12.10.2021 tarihli kararında mahkemece sanık lehine vekalet ücretine hükmedildiği, ancak sanık …’nin kendisini vekille temsil ettirmediği halde, mahkemece, sanık yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin kanuna aykırı olduğu, kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
2.Müşteki ……Sağlık Hizmetleri Bilgisayar Ve Elektronik Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteği, dosyada mevcut iki haciz tutanağı ile de borçlunun ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesinde kayıtlı adresinde faaliyet göstermediğinin, ticareti fiilen terk etmiş olduğunun sabit olduğu, birleşen her iki dosyadan da yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda şirkete ait başka bir adres bulunmadığı, faaliyetin devam ettiği adres olarak hacze gidilen adreste fiilen bulunmadığı, şirket yetkilisi tarafından mal beyanında bulunulmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 30 Nisan 2014 tarihli cevabından ticaret sicil müdürlüğüne bildirim yapılmadığının anlaşıldığı, sanığın fiili nedeniyle alacaklı şirketin zarara uğradığının da sabit olduğu, suçun tüm unsurlarının oluştuğu, bu nedenle sanık …’nin cezalandırılmasının gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve farklı dairelerin şirket yetkililerinin ticareti terk suçundan cezalandırılmalarına engel bulunmadığı yönünde pek çok kararının bulunduğu, özetle Yargıtayın yerleşik içtihatları ve öğretinin görüşünün ticareti terk kavramının fiili terk etme durumunu da kapsadığı yönünde olduğu, limited şirket yetkilisinin ticareti terk suçundan cezalandırılmasına engel yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, aksi yönde uygulamanın kötü niyetli borçluların iş yerini terk ederek alacaklıları zarara uğratmasına neden olacağı ve İİK’nın 337/a maddesinin düzenleniş amacına da aykırılık oluşturacağı, bu nedenle İİK’nın 337/a maddesinin sadece gerçek kişi tacirler yönünden uygulanabileceğinin kabulünün mümkün olmadığı, somut olayda, dosyaya celp edilen tüm delil ve belgelerle sabit olduğu üzere borçlu şirketin fiilen ticareti terk ettiği, buna rağmen sanığın İİK’nın 44 üncü maddesi gereği bildirimde bulunmayarak alacaklı şirketi zarara uğrattığı, İİK’nın 337 inci maddesinde düzenlenen suçun tüm unsurlarının somut olayda mevcut olduğu, bu nedenle sanığın cezalandırılması gerekirken beraatine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, ayrıca sanık lehine 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.240,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedildiği, ancak sanığın kendini vekil ile temsil ettirmediği, kararın bu yönüyle de haksız ve hukuka aykırı olduğu ve kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 337/a ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen ve durduran bir nedenin de olmadığı, suç tarihi olan 23.07.2014 tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar sanık hakkında zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 23.07.2022 tarihinde inceleme sırasında gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 4. İcra Ceza Mahkemesinin, 12.10.2021 tarihli ve 2018/221 Esas, 2021/299 Karar sayılı kararına yönelik müşteki Temaş Gıda San.Ve Tic. A.Ş. vekili ile müşteki Vital Fors Sağlık Hizmetleri Bilgisayar Ve Elektronik Tic. A.Ş.vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki davaların 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.04.2023 tarihinde karar verildi.