Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/1505 E. 2022/8193 K. 05.07.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1505
KARAR NO : 2022/8193
KARAR TARİHİ : 05.07.2022

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Alacaklının temyiz itirazının incelenmesinde:
2.3.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 364/1. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen ve miktar ve değeri Onbin Türk Lirası’nı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Bu hükümde öngörülen kesinlik sınırı, 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile 02.12.2016 tarihinden itibaren kırk bin Türk Lirası’na, 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile de 28/02/2019 tarihinden itibaren elli sekiz bin sekiz yüz Türk Lirası’na, 01/01/2020 tarihinden itibaren yetmiş iki bin yetmiş Türk Lirası’na, 01/01/2021 tarihinden itibaren yetmiş sekiz bin altı yüz otuz Türk Lirası’na, 01/01/2022 tarihinden itibaren de yüz yedi bin doksan Türk Lirası’na çıkarılmıştır.
Somut olayda, mahkemece işlemiş faiz yönünden takibin kısmen durdurulmasına karar verilen kısmın 94,69 TL olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur.
5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE),
2-Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluların İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; borca ve faize itirazının yanında, alacaklının tüzel kişiliği olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince, alacaklının … olarak belirtildiği düzeltme talebi ile alacaklı tarafın … Kat Malikler Kurulu olarak değiştirildiği ilk düzenlenen ödeme emrinin iptali gerektiği gerekçesiyle, alacaklının tüzel kişiliği bulunmadığına dair şikayetinin kabulü ile 25/12/2020 tarihli ödeme emrinin iptaline, davacının diğer şikayetlerinin reddine, davacının borca itirazının kısmen kabulüne ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün 2020/261643 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin 94,69 TL işlemiş faiz yönünden durdurulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal şartları oluşmadığından davacılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına, tarafların istinaf

yoluna başvurması üzerine, davalı vekilinin istinaf talebi uyuşmazlık miktar itibariyle kesin olup, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından istinaf başvuru talebinin usulden reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin ise esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesinde; “Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm, icra takipleri için de kıyasen uygulanmakta olup; taraf ehliyeti icra takibinde takip alacaklısı veya takip borçlusu olabilme ehliyeti olarak anlaşılmalıdır. HMK’nun 114 /d. maddesinde ise, taraf ehliyeti dava (takip) şartı olarak düzenleşmiştir. HMK’nun 115/1. maddesine hükmü uyarınca; mahkeme, dava (takip) şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırabileceği gibi, taraflar da dava (takip) şartı noksanlığını takibin her aşamasında süreye tabi olmadan ileri sürebilirler. Takip (dava) şartı olan taraf ehliyetinin yokluğunun hukuki sonucu takibin iptal edilmesidir.
Medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzelkişi icra takibinde taraf olma ehliyetine de sahiptir. Taraf ehliyeti olmayanların, talebi üzerine (veya taraf ehliyeti olmayanlara karşı) başlamış veya devam edilmiş icra takipleri ve takip işlemleri geçersizdir. Bu işlemlerin geçersizliği her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re’sen) gözetmelidir (Prof.Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku cilt 1. sayfa 152-161).
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun “Genel kurul” başlıklı 27’nci maddesinde, “Anagayrimenkul, kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Kanunun 69’uncu maddesine göre toplu … kapsamında bulunan parsel ve parsellerdeki birden çok bağımsız bölümü kapsayan ana yapıda ortak yerleri bulunan blok yapıların her biri, kendi sorunlarına ve yalnız o bloğa ait ortak yerlere ilişkin olarak, o blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan blok kat malikleri kurulunca yönetilir.
Yine aynı Kanunun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası, “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” şeklinde düzenleme içermekte, aynı Kanunun “Genel yönetim işlerinin görülmesi” başlıklı 35’inci maddesinde de yönetici veya yönetim kurulunun görevleri sayılmış olup, (i) bendinde “Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi” şeklindeki ifadesi ile dava açma hakkı düzenlenmiştir.
38’inci maddenin ikinci fıkrasında 14.11.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5711 sayılı Kanununun 19’uncu maddesi ile yapılan değişiklik ile “Kat malikleri kurulu, ada temsilciler kurulu veya toplu … temsilciler kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen yöneticiye, toplu yapılarda ise ada temsilciler kurulu veya toplu … temsilciler kurulunca seçilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir.” şeklindeki düzenleme getirilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2006 gün, 2006/18-483 E., 2006/473 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere kat malikleri kurulunun tüzel kişiliğinin bulunmadığı tartışmasızdır.
Ancak kanun koyucu tüzel kişiliği bulunmayan bu kurula 634 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi ile; bu kanundan doğan yetki ve görevleri kapsamındaki bazı iş ve işlemlerde kat maliklerini temsilen hukuki ilişki kurma ve dava takip yetkisi vermiştir.
Ne var ki ana taşınmazın genel yönetimi dışında kalan işler için yöneticinin dava takip yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir (KALE, S.: Medeni Yargılamada Taraf Ehliyeti, … 2010, s.188).
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde: dava konusu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluların itirazları ve şikayetleri olup, tüzel kişiliği olmayan kat malikler kurulunun bonoda lehtar olma ehliyeti ve icra takibinde taraf olma ehliyeti olmadığının kabulü gerekir.
Somut olayda; takibin dayanağının 14/12/2020 vade tarihli 175.000,00 TL bedelli bono olduğu, bonoda lehtar olarak “… Kat Malikler Kurulu ’’belirtilmiş, takip alacaklısı olarak da davalı Golden City 5 Sitesi C Blok Kat Malikler Kurulu ‘nun olduğu anlaşılmıştır. Takip başlatanın ” … Kat Malikler Kurulu “nun gerçek ve tüzel kişiliğe haiz olmadığından aktif ve pasif takip ehliyetine sahip değildir.
O halde kambiyo senedinde ünvan olarak yazılı bulunan ve icra takibi başlatan Golden City 5 Sitesi C Blok Kat Malikler Kurulu ‘nun gerçek ve tüzel kişiliğe haiz bir ünvana sahip olmadığı, aktif husumet ehliyeti olmadığı ve dolayısıyla icra takibi yapamayacağı anlaşıldığından, borçlular hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin; 28/12/2021 tarih ve 2021/1960 E.- 2021/1976 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.10.2021 tarih ve 2021/12 E. – 2021/612 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 05/07/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.