YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13722
KARAR NO : 2023/3790
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/1885 (E) ve 2022/320 (K)
SUÇ : Alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 05.06.2015 havale tarihli dilekçesi ile, sanıklardan … ile aralarında 2014 yılı ve öncesine dayanan ticari bir ilişki olduğunu, borçlu/sanık …’ın cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemediği için hakkında Uşak 1. İcra Dairesi’nin 2014/3552 Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğini, sanık …’ın borcun doğumundan sonra ve takibin kesinleşmesinden hemen önce, … plaka sayılı, 2013 ya da 2014 model Ford transit çift kabinli kamyonet ve…plaka sayılı 2008 model Audi a5 marka ve model araçlarını öz dayısı ve komşusu olan diğer sanık …’e devretmiş olduğunu, her iki aracın da halen sanık …’ın kullanımında olduğunu, borcun tahsilini imkansızlaştırmak amacıyla hareket edildiğini belirterek, sanıklar hakkında alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılmaları için dava açılmıştır.
2.Uşak İcra Ceza Mahkemesinin 18.02.2016 tarihli kararı ile, sanıklar hakkında unsurları oluşmayan suçtan ayrı ayrı beraatlerine, karar verilmiştir.
3.Uşak İcra Ceza Mahkemesinin 18.02.2016 tarihli kararının müşteki vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarihli ve 2019/3733 Esas, 2019/13797 Karar sayılı kararı ile “…Şikayetçi vekilinin, şikayet dilekçesi ile borçlu sanık …’ın adına kayıtlı iki adet aracını, dayısı olduğu iddia edilen diğer sanık …’e devretmesi nedeniyle şikayette bulunduğunun anlaşılması karşısında; taraflar arasında akrabalık bulunup bulunmadığı saptanıp, yapılan devirlerin alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla yapılıp yapılmadığının tespiti açısından, araç satış sözleşmeleri getirtilerek tasarruf tarihindeki gerçek değerleri ile satış değerleri arasında fahiş fark olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sanık …’ın savunmasında araçların satışıyla eline geçen paraları beş bankanın borçlarını ödemede kullandığına yönelik beyanı karşısında, sanıktan hangi bankalara ödeme yaptığı hususu sorulup, ilgili bankalara müzekkere yazılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4.Uşak İcra Ceza Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli kararı ile, sanık … hakkında alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan neticeten 3.600,00 TL ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık … hakkında yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın beraatine, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Müşteki vekilinin temyiz isteği, sanık …’in borçlu/sanık …’ın alacaklılarından mal kaçırması suçuna bilerek ve isteyerek iştirak etmiş olduğu, sanık …’ın, sanık …’in öz yeğeni olduğu, suç tarihinde her iki sanığın aynı mahallede oturmakta olduğu, sanık …’in aynı zamanda bu mahallenin muhtarı olduğu, bu nedenle öz yeğeni olan sanık …’ın aciz halinde olduğunu ve mallarını icra takibinden kaçırdığını en iyi bilebilecek kişi olduğu, şikayet dilekçesinde sanığın iki adet aracını da öz dayısı olan aynı sanığa sattığının belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazda da, değerlendirme dışı bırakılan…plakalı aracın satış sözleşmesinin celbi ile yeniden ek rapor aldırılmasının talep edildiği, mahkemenin bu eksikliği gidermeden hüküm tesis etmesinin de ayrıca hukuka aykırı olduğu, borçlu sanığın öz dayısı olan, aynı mahallede oturan ve aynı mahallenin de muhtarı olan sanık …’in, borçlu sanığın ekonomik aczini çok iyi bildiği halde sanıktan aynı anda biri ticari biri spor olmak üzere iki adet aracını devraldığı, böylesi bir maddi vakıanın muvazaalı olduğunun ispatı için başkaca hiçbir delile ihtiyaç olmadığı, bu açıdan mahkemenin, sanık …’in suça iştirak ettiğine dair delil elde edilemediği gerekçesinin yerinde olmadığından bahisle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık adına kayıtlı… ve … plaka sayılı araçların alacaklıyı zarara uğratmak kastı ile devredildiği iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde
oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre; Sanığın üzerine atılı bulunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 331 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan bu suçun; “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
1- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek, hakiki surette;
2- Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
3- Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilterek” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olduğu,
Somut olayda, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5338 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 331 inci maddesinde suça iştirak hükümlerine yer verilmemiş ise de; yine aynı tarihte yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 37-41 inci maddelerinde suça iştirak edenlerin eylemlerine uygun yaptırımın düzenlenmiş olması karşısında, İİK’nın 331 inci maddesinde düzenlenen suç bakımından 5237 sayılı TCK’nın iştirake dair hükümlerinin uygulanabilecek olduğu, borçlunun fiiline iştirak edenler hakkında şikayet mümkün olup, 5237 sayılı TCK’nın 37-41 inci maddelerinde düzenlenen suça iştirak edenlerin eylemlerine uygun madde aracılığıyla İİK’nın 331 inci maddesiyle cezalandırılabileceği, dosya kapsamına göre şikayete konu edilen araçların devir bedellerinin ne şekilde tahsil edildiğinin tespit edilememiş olduğunun anlaşılması karşısında, iştirak hükümleri çerçevesinde sanık …’in mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Uşak İcra Ceza Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2019/1885 Esas, 2022/320 Karar sayılı kararına yönelik müşteki vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.05.2023 tarihinde karar verildi.