Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/13567 E. 2023/6318 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13567
KARAR NO : 2023/6318
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali ile asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve % 10’u oranında para cezasına hükmedilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporunda imzanın borçluya ait olmadığının tespit edildiği ve taraflar arasında yüzyüzelik olduğu gerekçesi ile itirazın kabulü ile takibin borçlu yönünden durdurulmasına, borçlunun tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesine, asıl alacağın % 10’u oranında para cezasının alacaklıdan alınarak Hazineye irad kaydına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, bilirkişi raporunda imzanın borçluya aidiyeti kesin olarak tespit edilemediğinden alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, imzaya itirazın kabulü ile takibin borçlu yönünden durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatı ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın borçlu tarafından % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve para cezasına hükmedilmemesi nedeniyle temyiz edildiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170/3. maddesine göre; “İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Aynı maddenin son fıkrasında da; “İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; 1.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda imzaların …’nın eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği rapor edilmiş ve yine Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 26.07.2022 tarihli raporda inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’nın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği rapor edilmiş olup buna göre her iki raporun da kesin kanaat içerdiği anlaşılmaktadır. (Dairemizin benzer 05.07.2017 tarih ve 2017/4988 Esas 2017/10184 Karar sayılı ilamı.)

Takibin dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar, borçlunun ise keşideci olduğu ve bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen keşidecinin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının keşideci imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir. Keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi yerinde olup; Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddi yerine bilirkişi raporunun kesin kanaat içermediğine ilişkin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 15.11.2022 tarih ve 2022/1801 E. – 2022/1750 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 18.10.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.