Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/13176 E. 2023/4064 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13176
KARAR NO : 2023/4064
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2148 E., 2022/2974 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/1232 E., 2022/306 K.

Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı üçüncü kişi vekili,haciz yapılan yeri müvekkilinin kira sözleşmesine dayanarak depo olarak kullandığını, 15.11.2017 tarihli ihtiyati haciz tutanağında haczedilen menkullerden 1 ve 2. sırada belirtilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczedilen mahcuzların müvekkilince dava dışı şirketten satın alındığını ve demirbaş kayıtlarında yer aldığını, haczedilen menkullerin borçlunun faaliyet alanı ile ilgili olmadığını ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; haczin borçlu şirketin eski ortak ve yetkilsi huzurunda gerçekleştirilmiş olup, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait evraklar bulunduğunu, borçlu şirket ortaklarının mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yaptıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, haciz sırasında borçluya ait evraklar bulunduğu, ancak davacı şirket ile borçlunun faaliyet adreslerinin birbirinden farklı olduğu, haczin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, davacı üçüncü kişi tarafından sunulan faturaların üçüncü kişinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirket ile borçlu şirketin ortaklarının ve faaliyet konularının farklı olduğu, her iki şirket arasında organik bağ olduğunu gösteren kesin bir kanıt bulunmadığı, haciz mahallinde davacı ile borçlunun depolarının yan yana olmasının organik bağın varlığını göstermeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu,davacının delillerinin zayıf delil niteliğinde olduğunu; ispat edilmesi mümkün olmayan davanın reddi gerektiğini, haczin borçlu şirketin kurucu ortağının huzurunda gerçekleştiğini, haciz mahallinin, borçlu şirketin ortak ve yetkilisi …ye ait … Alüminyum’a ait olduğunu, şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve aralarında organik bağın bulunduğunun açık olduğunu, düzenlenen faturalar ve ödemeler davacı adına yapılmış olsa bile muvazaalı olduğundan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, haczin davadışı …İnşaat şirketinin şube adresinde yapıldığı, haciz mahallinde borçluya ait çok sayıda evrak klasör vb bulunduğu, İİK’nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, faturaları düzenleyen satıcı firma Ahıska şirketinin kurucu ortağı ve yetkilisi ile üçüncü kişi şirketin kurucu ortak ve yetkilisinin aynı kişi olduğu, iki şirket arasında sıkı organik bağ bulunduğu, kira sözleşmesinin borcun doğumundan sonra hacizden çok kısa süre önce yapıldığı, üçüncü kişi tarafından sunulan, her zaman sahibi lehine düzenlenmesi mümkün faturaların ve aynı kişiye ait satıcı firma ile alıcı firma gözüken firma arasında yapılan ödemelere ilişki ödeme belgelerinin istihkak iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı gerekçesi ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davaya konu haciz mahalindeki deponun bahçesine tek kapıdan girilmekte olup içeri girildiğinde binanın 3 ayrı bölüm ve kapıdan oluştuğu, her bölümün duvar ile ayrıldığını, binanın bir bölmesinde dava dışı … Alüminyum şirketi, orta kısımda üçüncü kişi şirketi, diğer bölümünde ise dava dışı …şirketinin deposu olduğunu, haczedilen malın müvekkiline ait kısımda bulunmakta olduğunu, müvekkil ile borçlu arasında organik bir bağ olmadığını, faaliyet konularının birbirinden farklı olduğu, haczedilen menkullerin borçlunun iştigal alanında kullanılmasının fiziken de mümkün olmadığı, haczedilen menkulün müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlarda yer aldığı, müvekkil ile depo sahibi arasında yapılan kira sözleşmesi gereği aylık 11 bin 800 TL gibi yüksek bir kira bedelinin banka üzerinden mal sahibine ödenmiş olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nın 96 ncı vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nın 97 ve 99 uncu maddeleri

3. Değerlendirme
1.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/son, aynı Kanunun 18/1. ve 366/1. maddesinin atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/7. maddesi de gözetildiğinde icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, davacı, binanın 3 ayrı bölüm ve kapıdan oluştuğu, binanın bir bölmesinde dava dışı … Alüminyum şirketi, orta kısımda üçüncü kişi şirketi, diğer bölümünde ise dava dışı …şirketinin deposu olduğunu iddia etmekte olup 3.kişinin delil olarak dayandığı kira sözleşmesinde de deponun giriş kat-orta hol kısmının kullanılacağının belirtildiği görülmüştür. Ancak haciz tutanağında hangi bölümde haciz yapıldığının belirtilmediği, haciz tutanağında yazılı adresin davadışı … şirketinin ticaret sicil adresi olarak göründüğü, haciz tutanağına göre haciz mahallinde borçluya ait evrak bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle haczi uygulayan memur ile uzman bilirkişi eşliğinde haciz mahallinde keşif yapılarak, haciz mahallinin özellikleri ve davacının iddiaları da dikkate alınarak davadışı firmalarla 3. kişi şirketin işyerlerinin aynı mı yoksa farklı yerler mi olduğunun belirlenmesi, haczin hangi adreste-bölümde uygulandığının netleştirilmesi,ayrıca haciz mahallinde kimlerin faaliyet gösterdiğinin tespiti için kolluk araştırması yaptırılması, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin belirlenerek buna ilişkin tebliğ mazbatasının dosya arasına alınması ve borçlunun anılan adres veya ticaret sicil adresinde faaliyetine devam edip etmediğini belirlenmesi, yine üçüncü kişinin ticaret sicilde kayıtlı adreslerinde faal olup olmadığının tespiti için kolluk araştırılması yaptırılması, borçlu ve üçüncü kişi şirketin vergi kayıtlarının getirtilmesi, bunun yanında üçüncü kişi ile borçlu şirkete ait ticari defterler getirtilip bu defterler üzerinde araştırma yapılarak kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının belirlenmesi; davacı tarafından sunulan faturaların ödeme belgelerinin denetlenmesi için ek bilirkişi raporu alınması, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan Sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.