Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/12637 E. 2023/4442 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12637
KARAR NO : 2023/4442
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 7. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, takibin kesinleşmesinden sonra murisi adına kayıtlı taşınmaz hissesi üzerine kendisine intikal edeceğinden bahisle haciz konulduğunu, ancak murisinin mirasını kayıtsız şartsız olarak reddettiğini ve bu kararının takip öncesinde kesinleştiğini, anılan karara dayanarak icra müdürlüğünden haczin kaldırması talebinde bulunduğunu, icra müdürlüğünün talebin reddi yönündeki kararının hatalı olduğunu, müdürlük kararından17.03.2020 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün 07.02.2022 tarihli kararının iptali ile taşınmaz hissesi üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetin konusunun icra memur muamelesi olduğunu, bu nedenle kendisine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, kusuru bulunmadığından aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı banka tarafından şikayetçi ve diğer borçlular hakkında 672.893,75 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, şikayetçi borçluya ödeme emri ve takip dayanağı belgenin tebliğ edildiği, icra müdürlüğünün 27.12.2021 tarihli tensip tutanağıyla, borçlunun müteveffa babasından intikal eden hissesi üzerindeki haciz nedeniyle taşınmazın kıymet takdiri yapılmasına karar verildiğini, HMK’nın 114/1-h maddesinde “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması”nın dava şartı olarak düzenlendiği, aynı Yasanın 115/1 ve 2. fıkralarında “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder…” düzenlemesine yer verildiği, somut olayda, şikayetçi borçlunun, Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1084 E. – 2015/954 K. sayılı kararıyla murisinin mirasını reddettiği, kararın 23.08.2018 tarihinde kesinleştiği, artık murisin terekesinden hiçbir hak alamayacağına göre muristen intikal eden taşınmazlardaki payına konulan hacizlerin kaldırılmasında hukuken korunabilecek bir menfaatinin bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup mahkemece yargılamanın her aşamasında resen göz önünde bulundurulacağı gerekçesi ile şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; takibin kesinleşmesinden sonra muris adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, murisinin mirasını kayıtsız şartsız olarak reddettiğini ve bu kararının takip öncesinde kesinleştiğini, anılan karara dayanarak icra müdürlüğünden taşınmaz hissesi üzerindeki haczin kaldırması talebinde bulunduğunu, icra müdürlüğünün talebin reddi yönündeki kararının usulsüz olduğunu, haksız yere murisin taşınmazına haciz konulması nedeniyle üçüncü kişilerin zarara uğramasına neden olunacağından hukuki yararının bulunduğunu, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı banka tarafından şikayetçi ve diğer borçlular hakkında 672.893,75 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, şikayetçi borçluya ödeme emri ve takip dayanağı belgenin tebliğ edildiği, icra müdürlüğünün 27.12.2021 tarihli tensip tutanağıyla, borçlunun müteveffa babasından intikal eden hissesi üzerindeki haciz nedeniyle taşınmazın kıymet takdiri yapılmasına karar verildiğini, HMK’nın 114/1-h maddesinde “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması”nın dava şartı olarak düzenlendiği, aynı Yasanın 115/1 ve 2. fıkralarında “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder…” düzenlemesine yer verildiği, somut olayda, şikayetçi borçlunun, Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1084 E. – 2015/954 K. sayılı kararıyla murisinin mirasını reddettiği, kararın 23.08.2018 tarihinde kesinleştiği, artık murisin terekesinden hiçbir hak alamayacağına göre muristen intikal eden taşınmazlardaki payına konulan hacizlerin kaldırılmasında hukuken korunabilecek bir menfaatinin bulunmadığı, hal böyle iken şikayetçi borçlunun, şikayet etmede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; takibin kesinleşmesinden sonra muris adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, murisinin mirasını kayıtsız şartsız olarak reddettiğini ve bu kararının takip öncesinde kesinleştiğini, anılan karara dayanarak icra müdürlüğünden taşınmaz hissesi üzerindeki haczin kaldırması talebinde bulunduğunu, icra müdürlüğünün talebin reddi yönündeki kararının usulsüz olduğunu, haksız yere murisin taşınmazına haciz konulması nedeniyle üçüncü kişilerin zarara uğramasına neden olunacağından hukuki yararının bulunduğunu, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h ve 115. maddeleri ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.