Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/12117 E. 2023/3880 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12117
KARAR NO : 2023/3880
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 10. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca itirazdan dolayı dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, ödeme emrinde talep edilen asıl alacağa yönelik itirazın reddi ile ödeme emrinde talep edilen 37.678,26 TL faiz alacağının 147,55 TL’lik kısmının iptali ile 37.530,71 TL olarak düzeltilerek, sair kalemler aynı kalmak kaydıyla, takibin düzeltilen haliyle devamına, davacı tarafın tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu; takip alacaklısı olarak gözüken kişiye borcu olmadığını, senetlerin devir sözleşmesi karşılığı verilmiş olduğunu, devir sözleşmesinin de sahte olduğundan bedelsiz kaldığını, icra takibine, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek takibin iptaline, alacaklı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı; bahsedilen devir sözleşmesi ile ilgili bir açıklama ve delil ortaya koyulmadığını, kambiyo senetlerinin kayıtsız şartsız para borcunun ödenmesi kaydıyla imzalandığını, kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait olduğunu, yazılı deliller ile borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı borçlu tarafça dosyaya yazılı hiçbir delil sunulmadığını ileri sürerek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu senedin devir sözleşmesine istinaden teminat senedi olarak verildiğinden bahisle takibin iptalini talep etmiş ise de iddialara yönelik hiçbir belge sunulmadığı gibi takibe dayanak senet metninde bu hususun bulunmadığı, borca itirazına ilişkin ise İİK madde 169/a’da öngörülen ve takip hukuku açısından geçerli, yazılı bir belge de sunamadığı, tensip zaptı ile verilen süre içinde delillerini sunmaya yönelik beyanda bulunmadığı, kaldı ki imzaya itiraz dışında, bu iddialarının şekli inceleme yapan mahkememizde ileri sürülemeyeceği, davacının varlığını iddia ettiği devir sözleşmesindeki imzaya da açıkça itiraz etmediği anlaşıldığına göre davacının işbu sair iddialarına itibar edilmediği, faiz ve fer’ilerine ilişkin itirazları incelendiğinde, bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor ile 147,55 TL fazla takip yapıldığının belirlendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, ödeme emrinde talep edilen asıl alacağa yönelik itirazın reddi ile ödeme emrinde talep edilen 37.678,26 TL faiz alacağının 147,55 TL’lik kısmının iptali ile 37.530,71 TL olarak düzeltilerek, sair kalemler aynı kalmak kaydıyla, takibin düzeltilen haliyle devamına, davacı tarafın tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlu; alacaklının kötü niyetli olarak teminat maksatlı verilen senedi takibe konu ederek icra takibi başlattığını, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetinin bulunduğunu, soruşturma dosyası incelendiğinde takibin haksız ve dayanıksız olduğu görüleceğini, alacaklıya borcu olmadığını, senedin otel işletme devri sözleşmesi karşılığında teminat olarak verildiğini, fakat devir sözleşmesinin sahte olması nedeniyle verilen senetlerin bedelsiz kaldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe konu senet metninde senedin teminat niteliğinde olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, davacı tarafça teminat senedi iddiasını ispatlar nitelikte İİK’nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgelerden herhangi birinin ibraz edilemediği, alacaklı tarafça da senedin teminat senedi niteliğinde olduğu kabul edilmediği, borçlunun borcun bulunmadığına dair iddialarını da İİK’nın 169/a-1. maddesindeki yazılı belgeler ile ispatlayamadığı, borçlu tarafça ileri sürülen sair hususların sınırlı inceleme yetkisine sahip icra mahkemesinde tartışma konusu yapılamayacağı, borca itirazın reddine karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihette olduğu, resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlu; itiraz ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borca, faize, ferilerine itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK md. 169., 169/a

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.