Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11985 E. 2023/3927 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11985
KARAR NO : 2023/3927
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3173 E., 2022/2759 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/701 E., 2021/1257 K.

Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, borca ve alacağın zamanaşımına uğradığı itirazından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu vekili dilekçesinde; İstanbul 25. İcra Müdürlüğü’nün 2015/187 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bilinen adresine değil, taşındığı adreslere usulsüz tebligat çıkartılması sebebiyle takipten 02.08.2021 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, alacak için üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 02.08.2021 olarak düzeltilmesini, borca ve zamanaşımına itirazları sebebiyle takibin durdurulmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; 2015 yılında başlatılan takipten, uzunca bir süre sonra haberdar olunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, borçlunun bilinen adresi olarak tespit edilen adreslerine tebligat çıkartıldığını ve tüm tebligatların taşınma sebebiyle iade edilmesi üzerine ilanen tebligat çıkartıldığını, borçlunun ailesinin de borçlu hakkında başlatılan takipten 2015 yılından beri haberdar olduğunu beyan ederek talebin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 7201 sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca; gerekli araştırmalardan sonra muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde ilanen tebligat yapılabileceği, somut olayda borçlunun takip dayanağı senet üzerinde yazılı olan adresine tebligat çıkartılmadığı ayrıca yeterli inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırması ile yetinilerek adresin meçhul olduğundan bahisle ödeme emrinin gazete ile ilan edilmesinin hukuka aykırı olduğundan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarırca da muhatabın tebligatı başka bir tarihte öğrendiği tespit edilemediğinden beyan ettiği tarih olan 02.08.2021 tarihinin tebligattan haberdar olma tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulü, İstanbul 25. İcra Dairesi 2015/187 esas nolu takip dosyasında davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olması nedeniyle ıttıla tarihinin 02/08/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlunun mernis adresinin bulunmadığını, tespit edilen yurtiçi adreslerine gönderilen ödeme emri tebliğ evrakının ise iade edilmeleri üzerine ilanen tebligat yapıldığını, borçlunun ailesinin takipten haberdar olduğunu, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyalarda borçlunun bizzat taraf olduğunu, takipten yeni haberi olduğuna dair iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tebligat Kanununun 28. maddesi ve Yönetmeliğin 48. maddesi uyarınca ilanen tebligat yapılabilmesi için çok yönlü bir araştırma yapılması gerektiği, somut olayda alacaklı vekili tarafından bildirilen adresler ve kollukça tespit edilen adres esas alınarak çıkartılan tebligatların iade dönmesi üzerine ilanen tebligat yapılmışsa da yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca resmi ve hususi müesseselerden adres araştırması yapılmadığı( seçim kurulları, tapu dairesi,…) ayrıca takip dayanağı senet üzerindeki borçlu adresine de tebligat çıkartılmadığı bu sebeple ilanen tebligatın usulsüz olduğu, alacaklı tarafından Asliye Hukuk Mahkemelerinde davalar açıldığı, bu davalar sebebi ile takipten haberdar olunduğu, yine borçlunun ailesinin takipten haberdar olduğu beyan edilerek ıttıla tarihine itiraz edilmiş ise de söz konusu dosyaların muvazaalı tapu devirlerinin iptaline ilişkin olduğu ve dosyalar kapsamında borçluya tebligat yapıldığına dair bir iddia ileri sürülmediğinden, takipten haberdar olunduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlu adresinin meçhul olması sebebiyle ilanen tebligat yapılmasının hukuka aykırı bir yönünün bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde olduğu gibi kolluk araştırması ile yetinilmediğini, resmi kurumlar nezninde çok yönlü bir araştırma yapıldığını, borçlunun ailesinin takipten haberdar olduğunu, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyalarda borçlunun bizzat taraf olduğunu, takipten yeni haberi olduğuna dair iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayettir.

2. İlgili Hukuk
Tebligat Kanununun 28. maddesi ve 32. maddesi ile Yönetmeliğin 48.vd maddeleri

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında incelenemeyeceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.