YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11571
KARAR NO : 2023/3343
KARAR TARİHİ : 15.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/839 E., 2022/1332 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma/Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : Devrek İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/14 E., 2022/25 K.
Taraflar arasındaki kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince;
-Davacının istinaf ettiği uyuşmazlık konusu miktarın İİK’nın 363/1 maddesi gereğince istinaf sınırının altında kaldığı görülmekle usulden reddine,
-Davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kaldırılmasına, şikayetin reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda kıymet takdirine itiraz etmiş ve meskeniyet şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; meskeniyet iddiasının kabulüne, haczin meskeniyet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş, kıymet takdirine itiraz hakkında bir karar verilmemiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu ve alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Borçlu istinaf başvurusunda; yerel mahkeme tarafından açtıkları davanın kabul edildiğini, ancak taraflarına yargılama giderleri ile vekalet ücreti hükmedilmediğini belirterek yerel mahkeme ilamının vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Alacaklı istinaf başvurusunda, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde meskeniyet iddiasının kabulü ve haczin kaldırılmasına ilişkin kararının tüm yönüyle kaldırılmasına, istinaf yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1.Takibin, ipotek alacağına dayalı olarak başlatıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile davalı alacaklının istinaf isteminin kabulü ile İLk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında şikayetin reddine karar verilmiştir.
2. Borçlunun istinafının İlk Derece Mahkemesi kararında taraflarına vekalet ücreti ile yargılama gideri hükmedilmediğine ilişkin olduğu, uyuşmazlık konusu değer, karar tarihi itibarıyla istinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı, İlk Derece Mahkemesinin kararının miktar itibarı ile kesin olduğu belirtilerek istinaf başvuru talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Borçlu temyiz başvurusunda; davanın terditli olarak açıldığını, öncelikle meskeniyet itirazının değerlendirilmesi, aksi takdirde kıymet takdirine karşı yapmış olduğu itirazlarının değerlendirilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyet şikayetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK 82. Maddesi, HMK’nın 297 ve 359. maddeleri
3. Değerlendirme
Mahkeme kararlarında hükmün nasıl oluşturulacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde detaylıca açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine göre “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.”
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E., 2007/611 K., Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
6100 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “istinaf kanun yolu“ 6100 sayılı Yasa’nın 341 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yasa’nın 355/1. maddesinde istinaf incelemesinin “ istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesinin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözeteceği hüküm altına alınmış,
İstinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararın neleri içereceği ve hükmün nasıl oluşturulacağı (HMK’nın 297. maddesine koşut şekilde) Yasa’nın 359. maddesinde düzenlenmiş ve özellikle 2. fıkrada;
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nın 359/2. maddesinde amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüd uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Ayrıca, genel düzenleme olan, HMK’nın 298/2. maddesi uyarınca “gerekçe/hüküm çelişkisi“ yaratılmamalıdır.
Somut uyuşmazlıkda, şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda öncelikle meskeniyet şikayetinin kabulü ile şikayet konusu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, taşınmazına yapılmış olan kıymet takdirine itirazının kabulü ile gerçek değerinin tespitine, karar verilmesini talep ettiği halde Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine itirazı hususunda değerlendirme yapılmadığı ve bu talep hakkında olumlu, olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu istinaf sebebi değerlendirilmemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, ileri sürülen diğer tüm itiraz ve şikayet nedenleri ile istinaf sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK’nın 359/2. maddesine aykırı olarak hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
Dr. …’in Karşı Oy Yazısı:
28.07.2020’de yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 27. madesi ile 6100 sayılı HMK’nuna 305/A maddesi eklenmiştir.
Bu maddeye göre “Taraflardan her biri nihai karar tebliğinden itibaren bir ay içinde yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurabilir.
Ancak taraflardan her biri bu yola başvurmayıp taleplerinden biri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemesi nedeniyle temyiz yoluna başvurmuş ise Yargıtay bu yönde kararı bozabilir.
Somut olayda şikayetçi/borçlunun meskeniyet şikayeti yanında kıymet takdirine de itiraz ettiği, ilk derece mahkemesinin meskeniyet şikayetini kabul ederek haczi kaldırdığı kıymet takdirine itiraz hakkında ise bir karar vermediği kararın taraflar vekilince istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığı için şikayetin reddi yerine şikayetin kabulü ile hacizin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp şikayetin reddine karar verdiği, kıymet takdirine itirazla ilgili bir karar vermediği anlaşılmaktadır.
Kıymet takdirine itiraz İİK’nın 128/a maddesinde düzenlenmiş olup anılan maddenin son fıkrasına göre bu madde gereğince icra mahkemesinin verdiği karar kesindir.
Bu nedenle kıymet takdirine itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için kanun yoluna gidilmesi mümkün değildir. İİK’nın istinaf yoluna başvuru ve incelemesi başlıklı 363 maddesi birinci fıkrası istinaf yoluna gidilmeyen kararlar arasında “kıymet takdirine ilişkin şikayet” de sayılmıştır.
Bu konuda borçlu bölge adliye mahkemesi kararını kaldırıp haczedilmezlik şikayetini ret ettiği ve kıymet takdirine itirazla ilgili herhangi bir karar verilmediği için HMK’nın 305/A maddesine göre karar tebliğinden itibaren bir ay içinde Bölge Adliye Mahkemesine başvurup kıymet takdirine itirazı ile ilgili ek karar verilmesini isteyebilir. Bu yola başvurmayıp icra mahkemesinde yeniden kıymet takdirine de itiraz edebilir. Kıymet takdirine itiraz eden borçlu icra dairesinin yapmış olduğu kıymet takdirinin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshini talep edebilir. Aksi halde bu husus ihalenin feshi sebebi yapılamaz.
Borçlu icra mahkemesinde kıymet takdirine itiraz ettiğinden bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmese dahi kıymet takdirinin usulsüz olmasını ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürme hakkı bulunmaktadır. İhalenin feshi talebini önüne gelecek mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle icra dairesinde yaptırılan ve ihalede muhammen bedelin tespitinde esas alınan kıymet takdirinin usulüne uygun olup olmadığını denetler ve sonucuna göre ihalenin feshi konusunda bir karar verir.
Bu nedenlerle borçlunun kıymet takdirine itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vermediğine yönelik temyiz istemi hakkında İİK 128/a son maddesine göre red kararı verilmesi yerine borçlunun kıymet takdirine itirazı konusunda bir değerlendirme yapılmadığı ve bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile bölge adliye mahkemesi kararının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 15.05.2023