Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11508 E. 2023/3419 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11508
KARAR NO : 2023/3419
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/246 E., 2022/343 K.

Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus takipte imzaya, borca, yetkiye itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçlu şirket yönünden davanın reddine, davacılardan …’in imza itirazının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine başlatılan çeke dayalı kambiyo takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, yetkili icra müdürlüğünün İstanbul … İcra Müdürlüğü olduğunu, müvekkillerinin davalıya borcu olmadığını, çekteki imzanın müvekkili …’e ait olmadığını iddia ederek yetkiye, takibe konu olan çekteki imzaların müvekkili asil ve şirket yetkilisine ait olmaması sebebiyle takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; çekin keşide yerinin İstanbul olduğunu, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını, çekteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia ederek davanın reddine davacının yüzde yirmi icra inkar tazminatı ile takip konusu alacağın onu tutarında para czeasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kambiyo senetlerine mahsus takipte borçluların yetkiye, imzaya, borca itiraz ettiği, dayanak çekin keşide yerinin İstanbul olduğu, İİK’nın 50/1 maddesi gereğince keşide yerinde takip başlatılabileceği, yetki itirazının yerinde olmadığı, ticaret sicil müdürlüğünden gelen müzekkere yanıtında borçlu şirketin yetkilisinin takibin diğer borçlusu davacı … olduğu, davacı şirkete ve davacı …’e atfen atılan imzanın davacıların eli ürünü olup olmadığının tespit ve değerlendirmesinin yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporunda çekin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğu, çekin arka yüzünde davacı asile atfen atılmış ciro imzasının ise davacı asil …’in eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, bilirkişi raporunun açık, karşılaştırmalı ve denetime elverişli olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispat edilemediği, takip durmadığından davacı şirket aleyhine tazminat ve para cezası verilmesine yer olmadığı, davalı alacaklının davacı …’den sonraki ciranta olduğu, yüz yüzelik bulunması nedeniyle alacaklının senedi takibe koymada kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle borçlu şirketin açtığı davanın reddine, davacı aleyhine tazminat ve para cezası verilmesine yer olmadığına, davacı …’in açtığı davanın ve imza itirazının kabulüne, takibin borçlu yönünden durdurulmasına, asıl alacağın %20’si oranında (45.680-TL) tazminatın davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, asıl alacağın %10’u oranında (22.840-TL) para cezasının davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; imzaların tanıklar huzurunda atıldığını, mukayeseye konu evrakların yetersiz olduğunu, tarihlerinin çekin keşide tarihine yakın tarihler olmadığını, raporda imzalar arasındaki farklılıkların açıklanmadığını, genel ifadeler kullanıldığını, bilirkişinin sadece imza örneklerini değil yazı örneklerini de incelemesi gerektiğini, müvekkili aleyhine verilen icra inkar tazminatı ve para cezasının kanunda belirtilen koşulları taşımadığını, çekin ön yüzündeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğini, çekin ön yüzündeki arka yüzdeki lehtar imzasının aynı olduğunu, davacının tanıklar huzurunda başka senetleri daha imzaladığını iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi tarafından düzenlenen raporda takip konusu çekin arka yüzünde atılmış ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı asil …’in el ürünü olmadığı kanaatine varıldığı belirtildiği, alacaklı bilirkişi raporuna kabul etmediğini beyan etmiş ve yazı örneklerinin de incelenmesini talep etmiş ise de, gerek cevap dilekçesinde gerek istinaf dilekçesinde imza incelemesine esas herhangi bir belge sunmadığı, imza itirazında yazı örneklerinin incelenmesinin gerekmediği, çekin arka yüzünün incelenmesinde yüzyüzelik ilkesinin mevcut olduğu, bu nedenle mahkemece tazminat ve para cezasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi tarafından yazı örnekleri üzerinde inceleme yapılmadığını, çekteki imzayı inkar eden davacının hiçbir yasal müracaatta bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mukayeseye konu evrakların yetersiz olduğunu, tarihlerinin çekin keşide tarihine yakın tarihler olmadığını, raporda imzalar arasındaki farklılıkların açıklanmadığını, genel ifadeler kullanıldığını, bilirkişinin sadece imza örneklerini değil yazı örneklerini de incelemesi gerektiğini, müvekkili aleyhine verilen icra inkar tazminatı ve para cezasının kanunda belirtilen koşulları taşımadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, borçlu şirket yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen müvekkili lehine tazminat ve para cezasına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK’nın 50/1, 169/a, 170 maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.