Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11407 E. 2023/3524 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11407
KARAR NO : 2023/3524
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki icra emrine itiraz ile takibin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetlerin reddine, borca itirazın kabulüne, takip tarihi itibari ile istenebilir toplam alacağın 9.798.257,58 TL olduğunun tespitine, takip tarihinden sonra 20.000,00 TL lik teminat mektubunun iade edildiği anlaşıldığından buna ilişkin talebin icra emrinden çıkartılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
I. DAVA
Davacı borçlu dava dilekçesinde; hakkında kredi alacağını teminen tesis edilen ipoteğe dayalı olarak alacaklı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığını, ipoteğin kesin borç ikrarını havi olmadığını, kayıtsız şartsız bir alacağın bulunmadığını, ipoteğin limit ipoteği olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, bu nedenle icra emri gönderilemeyeceğini, ayrıca bu ipotek türünde alacaklının dava açıp alacağını belirlemeden ilamlı takip yapamayacağını, müvekkiline gönderilen hesap kat ihtarına süresinde itiraz edildiğini, İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca alacaklının alacağını İİK’nın 68. maddesinde yazılı belgelerle ispatlamak zorunda olduğunu, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacaklının yapılan ödemeleri borçtan mahsup etmediği gibi fazla taleplerde bulunduğunu, borcun bu kadar olmadığını, faiz oranlarının ve miktarının fahiş ve ticari faiz oranları ile TBK’nın 88 ve 120. maddelerine aykırı olduğunu, ipotek belgesinde dahi faizin %45 olduğunu, bu nedenle faiz oranına müdahalenin gerektiğini, faiz talep tarihinin de hatalı olduğunu, BSMV isteminin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin iade etmediği çek yaprağı ve teminat mektubunun bulunmadığını, bunların müvekkili şirketten talep edilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptali ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı tarafından verilen cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; icra dosyası, dava dosyası ile birlikte bilirkişi H. Deniz den alınan 03.07.2020 tarihli rapor incelendiğinde; davacının da kabulünde olduğu gibi GKS nin teminatı olarak ipotek verildiğini, davacının hem asıl borçlu hem ipotek veren sıfatını taşıdığını, HKİ’nin tebliğ edildiğini, davacının süresinde itiraz ettiğinin anlaşıldığını, alacaklının İİK 150/I maddesi uyarınca icra emri tebliğe çıkartmasında yasaya aykırılık bulunmadığını, bilirkişinin İİK 68/B maddesi gereğince yaptığı inceleme neticesindeki hesap tablosuna itibar edildiği gerekçesiyle şikayetlerin reddine, borca itirazın kabulüne, takip tarihi itibari ile istenebilir toplam alacağın 9.798.257,58 TL olduğunun tespitine, takip tarihinden sonra 20.000,00 TL lik teminat mektubunun iade edildiği anlaşıldığından buna ilişkin talebin icra emrinden çıkartılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarlayarak, ilaveten takip dayanağı belgelerin müvekkiline icra emri ekinde gönderilmediğini, bu nedenle İİK’nın 148 ve 58/3. maddesi uyarınca icra emrinin iptalinin gerektiğini, limit ipoteğine dayalı takipte tasdikli ipotek belgelerinin tasdikli sureti yer almadığından takibin iptalinin gerektiğini, müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ihtarnameden haricen haberdar olup cevabi ihtarname gönderdiğini, bu nedenle icra emrinin ve takibin iptalinin gerektiğini karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece verilen karara karşı davacı borçlu tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde limit ipoteğine dayalı takiplerde kat ihtarına itiraz edilse dahi İİK’nın 150/ı ve 149. maddeleri uyarınca ilamlı takip yapılması ve borçluya icra emri gönderilmesini engelleyeceği, sadece borçluya alacağın varlığına ve miktarına ilişkin şikayet hakkı vereceği, davacı ihtara yasal süresi içerisinde itiraz etmemiş ve tebliğin usulsüz olduğunu dava dilekçesinde ileri sürmediğini, alacaklı banka 68/b maddesinde yazılı belgeleri takip ve dava dosyasına sunmuş, bilirkişi gerek takip ve dava dosyası gerekse banka kayıtları üzerinde inceleme yapıldığını, alınan raporda banka kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı yazılı olup banka kayıtları bilirkişi tarafından rapora eklendiği, davacı ödeme yaptığı iddiasında bulunmuş ise de geçerli bir ödeme belgesi, delil ibraz edilmediğini, banka müdürü tarafından mesajla gönderildiği ileri sürülen ve ne şekilde temin edildiği belli olmayan e-posta fotokopisinin İİK’nın 68. maddesine göre ödeme belgesi, delil değerinin olmadığı, bilirkişi incelemesinin 3 kişilik heyet tarafından yapılmasını gerektiren ve zorunlu kılan bir düzenlemenin de bulunmadığını, bilirkişi raporunun usul ve yasaya dosya kapsamına uygun, denetime elverişli olduğunu, alacaklı banka bilirkişi raporunda belirlenen tutarlar kapsamında alacağın varlığı ve miktarının belgelerle kanıtlandığını, TBK’nın 88 ve 120. maddelerinde yazılı faize yönelik kısıtlamalar tacirler için geçerli olmadığından, Ticaret Kanunu uyarınca tacirler arasında faiz serbestçe kararlaştırılabileceği, taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan ve bankaca rotatif kredide uygulanan akdi faiz oranı %40, temerrüt faiz oranı ise sözleşmeye göre bunun %50 artırımlısı olan %60 olup fazla faiz isteminin olmadığını, İcra Mahkemesi dar yetkili olup İcra Hakimine faizin fahiş olduğundan müdahalede bulunma hakkı veren bir düzenleme bulunmamakta olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine vade tarihinden itibaren akdi faiz, temerrüt gerçekleştikten sonra ise temerrüt faiz istenilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamakla borçlunun yasal süresi içerisinde ödeme yapmaması üzerine ihtarla temerrüdün gerçekleştiğini, davacı borçlunun ileri sürdüğü diğer istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığının anlaşılması nedeniyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı borçlu istinaf dilekçesini tekrarlayarak, istinaf kararına karşı yasal süresi dahilinde temyiz kanun yoluna başvurduklarını belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra emrine itiraz ve takibin iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu 68. madde, 149. Madde, 150. Madde, Türk Borçlar Kanunu 88. Madde, 120. madde

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.