Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11272 E. 2023/3601 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11272
KARAR NO : 2023/3601
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca kısmen itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 26.11.2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinde belirtilen masraf isimli “1.057.331,56 TL“ alacağın ödeme emrinden çıkartılmasına, yasal şartlarının oluşmaması sebebiyle tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın alacaklı ve borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temlik alan ve borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Borçlular şikayet dilekçesinde; borçlu şirket adına, şirket çalışanı olmayan…’a ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, diğer borçlu …’a yapılan tebligatın da…’a usulsüz tebliğ edildiğini, …adında bir çalışanının bulunmadığını, tebliğ almaya yetkili kişi olup olmadığının tespiti gerektiğini, takipten 26.11.2019 tarihinde haberdar olduklarını, takip talebinde 1.057.331,56 TL masraf alacağı talep edildiğini, böyle bir masraf borcu bulunmadığını, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 26.11.2019 tarihi olarak belirlenmesine, takibin iptaline, alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emrinin borçlulara usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, takip talebinde 1.057.331,56 TL talep edilmediğini kaldı ki, ödeme emri kontrol edildiğinde de bu alacağın toplam tutara dahil edilmediğini, toplam tutarın 4.874.572,29 TL olduğunu, masraf alacağı şeklinde yazan ibarenin maddi hata sonucunda yazıldığını belirterek şikayetin reddine, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TK. 13. madde uyarınca hükmi şahıslara yapılacak tebligatın önce hükmi şahsa yapılması, bulunamaması halinde tebligat tutanağına yazılmak şartıyla tebligatı almakla yetkilendirilmiş ilgili evrak birim yetkilisine yapılması, onun da tespit edilememesi halinde ise daimi çalışanına yapılması gerektiği, …’a tebliğ edilen tebligat parçasına göre tebligat evrakını almaya yetkili memur ve birim araştırılmadan ve tebligatta belirtilmeden doğrudan doğruya şirket çalışanına tebligat yapılması karşısında …’a tebliğ edilen tebligatın TK. 13. madde merasimine aykırı olduğu, SGK ‘ya yazılan yazı cevabında…’ın borçlu şirkette çalışmadığının belirtildiği, Kulak İnş. Taah. Tic.ve San. A.Ş.’ye tebliğ edilen tebligatın usule aykırı olduğunu, alacaklının cevap dilekçesinde masraf alacağının sehven yazıldığının belirtilmesi nedeniyle ödeme emrinde belirtilen masraf isimli “ 1.057.331,56-TL “ alacağın ödeme emrinden çıkartılmasına karar verilmesi, davanın şikayet yoluna ilişkin olması, İİK 16. maddesi gereğince şikayet yolunda tazminata ilişkin hüküm bulunmaması ve tedbir talebinin kabul edilmemesi sebebiyle yasal şartlarının oluşmaması sebebiyle tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 26.11.2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinde belirtilen masraf isimli “1.057.331,56 TL“ alacağın ödeme emrinden çıkartılmasına, yasal şartlarının oluşmaması sebebiyle tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Alacaklı istinaf dilekçesinde; ödeme emrinin borçlulara usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin ve aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.Borçlular istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının kötü niyet tazminatı yönünden kaldırılması gerektiğini, mahkemece davanın şikayet olması sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilmiş ise de eldeki davanın hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz davası olduğunu, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu şirket adına yapılan ödeme emri tebligatı… adına yapılmış ise de tebligatı şirket yetkilisinden sonra almaya yetkili kişi olduğu belli olmadığından şirket adına yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, borçlu şirket adına ve borçlu şahıs adına aynı tarih 15.11.2019 tarihinde, aynı kişi…’a farklı adreslerde yapılan ödeme emri tebligatının TK ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre usule aykırı olduğunu, takip talebinde alacaklı tarafından talep edilmeyen 1.057.331,56 TL masraf alacağı ödeme emrinde yazılı ise de toplam miktarın takip talebindeki miktarla aynı olduğu, 1.057,3371,56 TL toplam alacağa eklenmediğinden tazminata hükmedilemeyeceği, mahkeme kararının hukuken yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Taraflar istinaf dilekçelerindeki hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte kısmen borca itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK 16, Tebligat Kanunu’nun 13,17 nci ve 32 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90’ar TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.