Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11191 E. 2023/1932 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11191
KARAR NO : 2023/1932
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı ve davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/son, aynı Kanunun 18/1. ve 366/1. maddesinin atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/7. maddesi de gözetildiğinde icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:

I. DAVA
Davacı üçüncü kişi dava dilekçesinde; haczin yapıldığı işletmeyi ve markayı davadışı … şirketinden devraldığını, borçlu ile arasında devir ilişkisi olmadığını, menkullerin kendisine ait olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; haciz mahallinde borçlu…’ın üzerinde borçlunun şirketin isminin geçtiği mutfak üniforması olduğu, diğer borçlu …’ün ise kasada görüldüğünü, üçüncü kişi ile borçlular arasında organik bağ olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı borçlu cevap dilekçesinde; dosya borcu ile alakası olmayan … şirketinin haciz yapılan işletmeyi devrettiğini, kendilerinin de devir sonrası öğretme amacı ile haciz mahallinde bulunduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ edilmediği, haciz mahallinde “Palet” yazılı bir çok eşyanın ve borçlu …’ın üzerindeki önlüğün bulunduğu tespit edilmiş ise de, “Palet” markasının davadışı ….A.Ş. adına tescilli olduğu, markanın üçüncü kişi tarafından devralındığı, ispat yükü altında bulunan davalı alacaklının davasını güçlü delillerle ispatlayamadığı, yasal şartları oluşmadığından davacı lehine tazminata hükmedilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı ve davacı üçüncü kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı alacaklı, taraflar arasındaki muvazaalı devir ilişkisi ile organik bağın varlığının sabit olduğunu, eksikliğin giderilmesi mahkemeden istenilmiş olmasına karşılık … Şirketinin çalışan kayıtları dahi dosya içerisinde alınıp incelenmediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davacı üçüncü kişi, alacaklının kötüniyetli olduğunu, lehlerine tazminat verilmesi gerektiğini belirterek kararın tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haciz yapılan adresin borçlunun ticaret sicil kayıtlarına göre, 26.10.2017 tarihine kadar kullandığı resmi adresi olduğu, haciz anında borçlulardan birinin önlük ile … yaparken, diğerinin ise, kasada olduğunun haciz zaptına geçirilerek tespit edildiği, üçüncü kişi şirket yetkilisinin sonradan gelerek alacaklı vekili ile borcun ödenmesi konusunda görüşüldüğünü, bu ay sonu çek götüreceğini beyan ettiği, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu,davacı 3. kişinin ticari işletme ve markayı dava dışı başkaca şirketten bedeli ödenerek alındığı iddiasının, dosya kapsamından toplanan delillerle uyuşmadığı gibi, bahsi geçen devir sözleşmesi de haczin yapıldığı adrese ilişkin olmadığından, davacı tarafın istihkak iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edemediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı alacaklı vekili duruşmalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, borçlular davadışı … Şirketinin ortakları olması nedeni ile devirden sonra 3. kişi şirketin işlere adaptasyonu için haciz mahallinde bulunduklarını, borçlu şirketin hiçbir zaman haiz adresinde faaliyet göstermediğini, devir işlemini yapan davadışı … Şirketinin dosya borçlusu olmadığını, haciz adresinin üçüncü kişinin şube adresi olması nedeniyle vergi levhasındaki adresin farklı görüldüğünü, muvazaalı bir devrin söz konusu olmadığını, ayrıca alacaklının kötüniyetli olması nedeniyle lehlerine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın duruşmalı incelenerek bozulmasını istemiştir.

2.Davalı alacaklı vekili, borçluların mal kaçırma gayesiyle hareket ettiklerini, alacağına kavuşulmasının engellendiğini belirterek lehlerine tazminata hükmedilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 üncü maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığının anlaşılmasına ve İİK’nın 97/13 inci maddesi gereği tazminat şartları oluşmadığına göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekili ile davacı üçüncü kişi vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90’ar TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.