Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11190 E. 2023/1492 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11190
KARAR NO : 2023/1492
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı; haciz mahallinde borçlu adına belge bulunduğunu, borçlunun organik bağ içinde olduğunu, borçlunun üçüncü kişi şirket adıyla faaliyetine devam ettiğini, hacze konu menkullerin borçluya ait olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi cevap dilekçesinde; davacı yabancı bir şirket olduğundan yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, menkullerinde kendisine ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; haczin üçüncü kişinin adresinde yapılmasına rağmen üçüncü kişi ve borçlu şirket ortak ve yetkililerinin aynı olduğu, üçüncü kişi şirketin, borçlu şirketin kapanmasından 1 ay önce şirketin eski ortağı tarafından borçlu şirketin adresinde kurulduğu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bilgi ve belge bulunduğu, borçlu ve 3. kişi şirketin … kollarının aynı olduğu, mülkiyet karinesinin alacaklı lehine olduğu, muvazaalı işlem yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, davacı tarafın 2018 yerine 2015 yazdığını, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, yabancı şirketlerin Türkiye’de dava açarken teminat yatırma zorunluluğuna ilişkin itirazlarının açıkça hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, mahcuz malların üçüncü kişiye ait olduğunu tamamının gümrük giriş tarihleri, modelleri, ödeme belgeleri ve seri numaralarının belli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,1954 tarihli Hukuk Usulüne dair Lahey Sözleşmesine taraf olan devletler arasında İsrail Devleti’nin bulunduğu, Sözleşmenin 17. maddesinde akit devletlerden birisinde ikamet eden diğer bir devlet mahkemesi huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan akit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları veya o memlekette ikametgah veya meskenleri bulunmaması sebebiyle ne isim altında olursa olsun, herhangi bir teminat veya depozito istenemeyeceği düzenlendiğinin anlaşıldığı, bunun yanında müdürlüğün 20.04.2018 tarihli kararı alacaklıya tebliğ edilmemiş olsa da alacaklı tarafın 23.04.2018 tarihinde haricen yapılan kontrollerde karardan haberdar olduğunu dava dilekçesinde belirttiği, bu durumda davacının İcra Müdürlüğünün kararını öğrenmesine rağmen, davasını yedi günlük hak düşürücü sürede açılmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddi gerektiği gerekçesi ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı alacaklı vekili, İcra Müdürlüğü kararı tebliğ edilmediğinden, 7 günlük süre başlamadığını, kararın 23.05.2018 tarihinde haricen öğrenildiği, gecikmesizin 24.05.2018 tarihinde ilgili dava ikame edildiği, bu yönden istinaf mahkemesini kararı ve davalının ilgili sürelerde dava açılmadığı yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğu, dava dilekçesinde sehven yapılan tarih hatasının davalı lehine yorumlayarak davanın süresinde açılmadığı yorumunun hukuki olmadığını, yargılamada ikinci dilekçesinde tarihin düzeltiğildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 uncu maddeleri

3. Değerlendirme
1. İİK 99 uncu maddesinde; ” Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz. Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
… … 25. İcra Müdürlüğünce 20.4.2018 tarihinde; ” İstihkak konusunda İİK’nın 99. madde prosüdürünün uygulanmasına, alacaklı vekilinin 97. madde uygulanması talebinin reddine, alacaklı vekiline müzekkere yazılarak, müzekkerenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açılmadığı takdirde haczedilen menkuller üzerinde haczin düşeceği ihtarının yapılmasına,” şeklinde karar verilmiştir.
İİK’nın 99. maddesinin uygulanmasına yönelik müdürlük kararının hukuki sonuç doğurmaya elverişli olabilmesi için, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada bulunması gerekir. İcra Müdürlüğünce; ”dava açılmadığı taktirde üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı” şeklinde yasal düzenlemeye uygun olarak ihtaratın yapılması gerekir. Buna göre de dava açma süresinin başlangıcının bu ihtarın alacaklıya tebliğ tarihi olduğunun kabulü gerekir.

Öte yandan, davacı dilekçesinde; ”İcra müdürlüğü kararı, tarafımıza tebliğ edilmediği için, 23.04.2015 tarihinde haricen yapılan kontrollerde öğrenilmiş olup, süresi içerisinde istihkak iddialarına itirazlarımızı sunuyoruz.” şeklinde ifadelere yer verilmiş, 8.10.2018 tarihli dilekçesinde ise” karar tarafımızca 23.05.2018 tarihinde haricen öğrenilmiş ve gecikmesizin 24.05.2018 tarihinde ilgili dava ikame edilmiştir.”’ şeklindeki beyanı ile öğrenme tarihini 23.5.2018 olarak düzelttiği görülmüştür. Her ne kadar dava dilekçesinde kararın 23.04.2015 tarihinde öğrenildiği bildirilmiş ise de; akabinde davanın süresinde açıldığı belirtilmekle İcra Müdürlüğü kararının 20.4.2018 tarihli olduğu da göz önünde bulundurularak öğrenmenin düzeltilen hali ile ile 23.5.218 olarak kabulü ile önceki bildirilen tarihin maddi hataya müstenit olduğu düşünülmelidir.

O halde yasada yer verilen açılı düzenleme karşısında öğrenme ile dava açma süresinin başlamayacağı gözetilerek temyize konu davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.