Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11136 E. 2023/3513 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11136
KARAR NO : 2023/3513
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borca itirazı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kambiyo vasfı bulunmadığından bahisle takibin iptaline karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, borca itiraz yargılaması devam ederken borcun tamamen ödenmesi ile dosyanın infaz edildiğini, icra müdürlüğünden İİK’nın 361. maddesi uyarınca yatırılan paranın iadesi için davalı alacaklıya muhtıra gönderilmesi talebinde bulunduğunu, icra müdürlüğünce talebin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek 14.04.2021 tarihli icra müdürlüğü kararının iptali ile davalı alacaklıya muhtıra gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçi borçlu tarafından takibe konu çeke ilişkin olarak açılan menfi tespit davasının mahkemece reddedildiğini, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinin devam ettiğini, bu nedenle İİK’nın 361. maddesi uyarınca yapılan ödemenin iadesinin yapılamayacağını, sehven yapılmış bir ödeme veya fazla yapılmış tahsilat bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibinde, şikayetçi borçlu tarafından takip dosyasına ödeme yapıldığı, daha sonra şikayetçi borçlu tarafından takibin iptali istendiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli, 2019/764 E – 2020/508 K sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, şikayetçi borçlunun kendisinden tahsil edilerek alacaklıya ödenen paraların İİK’nın 361. maddesi uyarınca geri alınması için alacaklıya muhtıra çıkartılması talebinin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği, ortada yanlışlıkla ödenen veya ödeme tarihi itibariyle fazladan yapılmış bir ödemenin bulunmadığı, takip borcuna ilişkin yapılmış bir ödemenin söz konusu olduğu, menfi tespit davasının sonradan kabul edilmiş olmasının borçlu tarafından yapılan ödemeyi hükümsüz kılmayacağı, aksi halde her tespit veya iptal kararı verilen icra dosyasından ödenen paraların iadesinin talep edilmesi ile icra dosyasının hiçbir zaman infaz edilememesi, sürekli açık kalması sonucunu doğuracağı, istemin borçlu tarafından genel mahkemelerde açılacak istirdat davasında tartışılabileceği, İİK’nın 361. ve 40/2. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının gerekçesinde yer alan, dava konusu ödemenin yanlışlıkla yapılan bir ödeme olmadığını, menfi tespit davasının kabul edilmiş olmasının ödemeyi hükümsüz kılmayacağı, zira bu kabul edildiği taktirde hiçbir icra dosyasının infazının sağlanamayacağı ve icra dosyalarının sürekli açık kalacağı, ilgili istemin genel mahkemelerde istirdat davası olarak görülmesi gerektiği, şeklindeki ifadelerin hukuka aykırı olduğunu, İİK’nın 361. maddesinin uygulanması için ortada yanlışlıkla yapılmış bir ödeme olmasının zorunlu olmadığını, her ne sebeple olursa olsun borçludan fazla para tahsil edilen her durumda anılan maddenin uygulanabileceğini, menfi tespit davasının reddi kararının kesinleşmediğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulünü talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlu tarafından takibe konu borca istinaden davalı alacaklıya, haricen 171.000 TL, icra dosyasına da 62.552,59 TL ödeme yapıldığı, şikayetçi borçlu tarafından şikayete konu takibin iptali istemi ile açılan davanın İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 05.06.2018 tarihli, 2017/855 E 2018/505 K sayılı ilamı ile reddedildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli, 2019/764 E 2020/508 K sayılı kararıyla takibin iptaline karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi üzerine şikayetçi borçlunun, alacaklıya haricen ödediği para ile icra dosyasından alacaklı tarafa ödenen paranın İİK’nın 361. maddesi gereğince kendisine iade edilmesi için muhtıra çıkartılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün 14.04.2021 tarihli kararıyla anılan maddenin uygulanmayacağı, istirdat davası ile paranın geri istenebileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, İİK’nın 361. maddesi gereğince, paranın iadesinin istenebilmesi için borçludan fazla para alınması veya alacaklıya yanlışlıkla ödeme yapılması gerektiği, davalı alacaklıya haricen ödenen paranın bu madde gereğince iadesi talep edilemeyeceği gibi, icra müdürlüğünce tahsil edilen para yönünden de, ortada alacaklıya yanlışlıkla ödenen veya fazladan yapılmış bir ödeme söz konusu olmadığından anılan maddenin uygulanmasının mümkün olmadığı, ödeme yapıldıktan sonra takibin iptal edilmiş olmasının borçlu tarafından yapılan ödemeyi geçersiz kılmayacağı, şikayetçi borçlunun talebinin genel mahkemelerde açılacak istirdat davasında ileri sürülebileceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde yer alan, dava konusu ödemenin yanlışlıkla yapılan bir ödeme olmadığını, menfi tespit davasının kabul edilmiş olmasının ödemeyi hükümsüz kılmayacağı, zira bu kabul edildiği taktirde hiçbir icra dosyasının infazının sağlanamayacağı ve icra dosyalarının sürekli açık kalacağı, ilgili istemin genel mahkemelerde istirdat davası olarak görülmesi gerektiği, şeklindeki ifadelerin hukuka aykırı olduğunu, İİK’nın 361. maddesinin uygulanması için ortada yanlışlıkla yapılmış bir ödeme olmasının zorunlu olmadığını, her ne sebeple olursa olsun borçludan fazla para tahsil edilen her durumda anılan maddenin uygulanabileceğini, menfi tespit davasının reddi kararının kesinleşmediğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takipte icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16. ve 361. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.