Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11130 E. 2023/3512 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11130
KARAR NO : 2023/3512
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kaldırma/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul … 14. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine ve borçlu hakkında takip tarihinden önce gaiplik kararı verilmesi gözetilerek takibin iptaline karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Alacaklı şikayet dilekçesinde; davalı borçlu hakkında başlattığı genel haciz yoluyla ilamsız takipte, ödeme emrinin tebliğ ile takibin kesinleşmesinden sonra haciz ve sair icrai işlemler yaptığını, İcra Müdürlüğünden borçlunun malvarlığı üzerine haciz konulmasını talep ettiğini, İcra Müdürlüğünce borçlunun temyiz kudretinin yerinde olup olmadığı, borcun bulunup bulunmadığı iddialarıyla derdest olan davalar bulunduğu gerekçesiyle haciz talebinin reddedilmesinin usulsüz olduğunu, icra müdürlüğünün anılan kararın gerekçesinde belirttiği hususları inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığını ileri sürerek 15.06.2017 tarihli müdürlük kararının iptali ile haciz işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü cevap dilekçesinde; şikayetçi alacaklının talebi olmadan, mahkemece re’sen davaya dahil edilmelerinin HMK’ya uygun olmadığını, dosya borçlusu hakkında gaiplik davası açtıklarını, borçlunun maliki olduğu taşınmaza İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığını, bu kararın kaldırılması için açtıkları davanın derdest olduğunu, gaiplik davasında borçludan en son haber alınma tarihinin 11.05.2015 olarak belirlendiğini, TMK’nın 35. maddesi uyarınca gaiplik kararının son haber alma tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğuracağını, takibin başlatıldığı 31.08.2015 tarihinde borçlunun taraf ehliyeti bulunmadığını, borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin de usulsüz olduğunu, haczi istenen taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmadığını savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.
Davalı İstanbul Defterdarlığı cevap dilekçesinde; şikayete konu takibin tarafı olmadıklarını, her ne kadar Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce borçlu adına kayıtlı taşınmaza kayyım olarak atanmış iseler de sonrasında taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakıf adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle davaya dahil edilmelerinin usulsüz olduğunu savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi alacaklı tarafından borçlu aleyhine 1.000.000 TL tutarlı bono dayanak gösterilerek ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu adına ödeme emri düzenlendiği ve 08.09.2015 tarihinde yeğeni Nermin adına tebliğ edildiği, şikayetçi alacaklı tarafından taşınmaz üzerine haciz konulması talep edildiği, talebin İcra Müdürlüğü’nün 15.06.2017 tarihli kararı ile reddedildiği, İstanbul … 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/399 E. – 2019/352 K. sayılı ilamı ile “Davanın kabulü ile İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, …Mahallesi/Köyü, Cilt No:34, Hane No:3456’da nüfusa kayıtlı … ve…’dan olma 01.07.1920 Rusya doğumlu, borçlu Meryem Muammer Dikbayır’ın gaip olduğunun tespitine” karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2021 tarihli, 2020/872 E. – 2021/104 K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği ve kararın bu suretle kesinleştiği, borçlu hakkında kesinleşmiş gaiplik kararı bulunması nedeniyle şikayete konu müdürlük kararının usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar şikayetin konusu takibin iptali değil ise de, taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle re’sen gözetilmesi gerektiği, takibin açılış tarih itibarı ile borçlu hakkında gaiplik kararı verilmiş olduğu gözetildiğinde gaip kişi hakkında takip başlatılamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine ve borçlu hakkında takip tarihinden önce gaiplik kararı verildiği gözetilerek icra takibinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemece takip tarihi itibariyle borçlunun taraf ehliyeti olup olmadığı hususunun araştırılmadığını, İstanbul … 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/399 E. – 2019/352 K. Sayılı kararında, borçlunun gaiplik tarihine ilişkin tarih belirtilmediğini, mahkemece takip tarihi itibariyle borçlunun gaip olduğu kabul edilmiş ise de gaiplik kararına ilişkin mahkeme karar tarihinin (10.12.2019), takip tarihininden (04.09.2015) sonraki tarihli olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul … 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/399 E. – 2019/352 K. sayılı kararın gerekçesinde, gaipliğine karar verilen borçludan son haber alınma tarihi olarak 11.05.2015 tarihinin belirlendiği açık olup, anılan ilamın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, TMK’nın 35. maddesi hükmü gözetildiğinde gaip borçlunun son haber alma tarihi olan 11.05.2015 tarihinden itibaren ölmüş gibi değerlendirilmesi gerekeceği, gaip ve fiil ehliyeti bulunmadığı ortaya çıkan borçlu hakkında başlatılan takipte artık takip işlemlerine devam edilmesi ve dolayısıyla haciz talep edilmesi mümkün olmadığından şikayetçi alacaklının haciz talebinin reddine dair 15.06.2017 tarihli İcra Müdürlüğü işleminin sonucu itibariyle yerinde olduğu, mahkemece şikayetçinin alacaklı olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, takibin iptaline de karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesi ile şikayetçi alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi alacaklı temyiz dilekçesinde; istinaf ilamının temelini, borçlu/gaip kişiden son haber alma tarihinin, İstanbul … 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/399 E. – 2019/352 K. Sayılı kararında 11.05.2015 tarihi olarak belirtilmesinin oluşturduğunu, ancak kararda borçlu “…’ın gaipliğine” şeklinde hüküm kurulmuşsa da, hangi tarihten itibaren gaip olduğunun kararda belirtilmediğini, bu nedenle mahkemece yapılan tespitin gerçeği yansıtmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesine yapılan gaiplik tarihinin belirtilmesi yönündeki tavzih talebinin, davaya asli müdahale talebinin reddedilmesi nedeniyle hükmün tamamlanmasına ilişkin talepte hukuki yararının bulunmadığından bahisle reddine karar verildiğini, gaiplik kararında gaip borçlunun hangi tarihten itibaren gaip olduğuna dair hüküm kurulmadığından borçlunun hangi tarihten itibaren fiil ehliyetinin bulunmadığının belirsiz olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memuru işlemini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 35. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.