Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/11113 E. 2023/3413 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11113
KARAR NO : 2023/3413
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul/İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması/Yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 17.12.2020 tarihli kararının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir.

Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayetçi borçlular vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5344 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, alacaklının açtığı itirazın kaldırılması davasının reddedildiğini, alacaklı tarafından bu kez terditli olarak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/121 Esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali ve alacak davası açıldığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/601 Esas, 2020/73 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davasının süre yönünden reddine, alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verildiğini, alacak davasına ilişkin hükmün itirazın iptali ilamı olmayıp ayrı bir ilamlı takibe konulması gerektiğini, ilamsız takibin devamına yönelik 17.12.2020 tarihli müdürlük kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek müdürlük kararının iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ihtiyati haciz kararının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı dosyası ile 14.02.2013 tarihinde infaz edildiğini, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/120 E. 2017/460 K. sayılı 16.01.2017 tarihli ilamı ile müvekkilinin, İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı takibine konu alacağının sabit olduğunun hükme bağlandığını, 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/121 E. – 2017/35 K. sayılı ve 16.01.2017 tarihli ilamının, 15.02.2017 tarihinde İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, müdürlük kararı ile icra takip dosyalarının birleştirildiğini, takip dosyalarının birleştirilmesine karşı borçluların şikayetlerinin İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/533 E-2018/604 K. sayılı ve 28.06.2018 tarihli kararla reddedildiğini, kararın 28.08.2018 tarihinde kesinleştiğini, bu kararın kesin hüküm teşkil edeceğini, şikayete konu müdürlük kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek şikayetin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinin borçluların itirazı üzerine durduğu, alacaklının İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/121 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptalini talep ettiği ancak yargılamanın devamı sırasında bu davanın alacak davasına dönüştürüldüğü, süresinde açılmayan itirazın iptali davasının reddine, alacak davası yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bu davanın İİK 67/4. maddesi gereğince açılan bir alacak davası olup bu ilama dayanan alacaklı itirazı üzerine duran ilamsız icra takibine devam edilmesini isteyemeyeceği, bu ilamı ayrı bir ilamlı takibe konu edebileceği, takibin devamının ancak sunulacak bir itirazın iptali veya itirazın kaldırılması kararı ile mümkün olabileceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 17.12.2020 tarihli kararının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin ihtilaf konusu İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5344 E. icra dosyası içinde birleşen İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı ilamlı icra takibini yok sayarak verdiği kararın usule aykırı olduğunu, İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı dosyasına konu borca itiraz edilmesi sonrasında öncelikle itirazın kaldırılması davası açılmışsa da, bu talebin reddinin ardından İcra İflas Kanunu m. 264/2 devamı uyarınca taraflarınca terditli olarak itirazın iptali ve alacak davası açıldığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret 2014/121 E. 2017/35 K. sayılı 16.01.2017 tarihli ilamı ile alacak davasının kabulüne karar verildiğini, ilamın takibe konulduğu İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı dosyasının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, birleştirme kararına yönelik borçluların şikayetinin İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/533 E. sayılı dosyası reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/121 E. 2017/35 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin dosyasında verilen karar ile usul yönünden bozulduğunu, aynı alacak kalemlerinde değişiklik yapılmaksızın davanın kabul edildiğini, yerel mahkeme, birleşen İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı icra takibi ile 06.01.2017 tarihli birleştirme kararını ve kesinleşmiş mahkeme kararlarını görmezden geldiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından davacılar aleyhine İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/84 D. İş. 2013/82 K. sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 Esas sayılı dosyasında 13.02.2013 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların takibe ve borca itiraz ettikleri, alacaklı tarafça açılan itirazın kaldırılması isteminin merci tarafından reddedildiği, ardından alacaklının terditli olarak itirazın iptali ve alacak davası açtığı, bu davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ilamın İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı dosyası ile takibe konulduğu, alacaklı tarafın talebi üzerine İcra Müdürlüğünce 14.03.2017 tarihinde işbu dosyanın İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5344 sayılı dosyası ile birleştirilerek takibe 2013/5344 sayılı dosyasında devam edildiği, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/121 E. 2017/35 K. sayılı 16.01.2017 tarihli ilamının temyizi üzerine Yargıtayca bozulması ve yeniden yapılan yargılama sonucunda 2019/601 E. 2020/73 K sayılı 30.01.2020 tarihli karar ile itirazın iptali davasının hak düşürücü süre ile reddine, alacak davasının kısmen kabulüne karar verildiği, takiplerin birleştirilmesi hususunda İİK’nda açık bir düzenleme bulunmadığı, HMK’nun 166 ve devamı maddelerindeki hükümlerin burada da uygulanacağı, aralarında bağlantı olduğu için birleştirilen birden çok takibin HMK’nun 166. ve devamında ki maddeleri çerçevesinde birleştirildiği durumlarda; ortada, birleştirilen takip sayısı kadar, birbirinden bağımsız takipler bulunduğu, birleştirilmiş olsa da her takibin kendi içerisinde müstakil olma özelliğini korumakta olduğu, birleştirilen takipler için takip işlemlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin ilk açılan ilamsız takiple birleştirilen ilamlı takip dosyasını gözardı ederek ve alacaklının birleşen İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı takibi de durduracak şekilde takibin durdurulmasına karar verdiği, İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5344 Esas sayılı dosyasıyla birleşen İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5496 E. sayılı ilamlı takip dosyasının infazını ortadan kaldıracak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlular vekili temyiz dilekçesinde; itirazın iptali davası süreden reddedildiği için itiraz üzerine duran ilamsız takibe devam edilemeyeceğini, alacak kalemlerinin aynı olmasının, itirazın iptali mahiyetinde olmayan mahkeme ilamına dayanarak ilamsız takibin devamını sağlamaya gerekçe olamayacağını, itiraz üzerine duran davanın ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali kararları ile devam edilebileceğini iddia ederek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK’nın 16. ve ilgili yasa maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2-İcra Müdürlüğünün 14.03.2017 tarihli kararı ile İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5344 Esas sayılı ilamsız icra takibi ile İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2017/5496 E sayılı ilamlı takibin birleştirilmesine karar verildiği, İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/533 E.2018/604 K. sayılı 28.06.2018 tarihli kararı ile takiplerin birleştirilmesi kararına yönelik borçluların şikayetinin reddine karar verildiği, kararın 28.08.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlular tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.